Vücuduma dökülen buz gibi su bilincimi açarken ağzıma kaçan suyla öksürmeye başladım. Gözlerimi araladığımda görüş alanıma ilk kirli zeminin üzerindeki siyah, yıpranmış botlar girdi. Gözlerimi kırpıp açtım bir kere. Başımda deli bir ağrı vardı.
Birden vücudum omuzlarımdan tutularak dikleştirildi. Başımı kaldırıp içerideki tanımadığım adama baktım.
Bayılmadan önceki son sahneler film şeridi gibi gözümün önünden geçerken nefesim hızlandı.
Alex orospusu kafamda şarap şişesi parçalamıştı! Ve ben Doğan'a onu aldatmadığımı söyleyemeden bayılmış ve bu pis yere getirilmiştim.
"Neredeyim lan ben?!" Diye bağırdım karşımdaki adama. Ellerim kalın bir halatla bağlı olmasın rağmen ayaklarım bağlanmamıştı. Hemen ayağa kalkmak için yeltendim.
Fakat köpekmişim gibi boynuma bağladıkları zincir yüzünden tekrar yere düşerken boynumu sıktığı için acıdan yüzüm buruştu. Zincir yere takılmıştı ve ayağa kalkmamı engelliyordu.
Saatler önce başıma yediğim darbe yüzünden saçlarımdan sol kulağıma ve boynumun sol tarafına kanım bulaşmıştı. Darbe sert bile olsa çok kötü bir şey yoktu, sanırım...
"Ne istiyorsunuz lan benden?!" Diye bağırdım boş gözlerle beni izleyen adama.
Ardından fark ettiğim şeyle resmen donakaldım.
Adam bir gözü yoktu.
Sol gözünün olması gereken kısım bomboştu. Kaşından o kısıma kadar uzanan derin bir yara vardı.
Tek gözüyle bana o kadar ifadesizce bakıyordu ki boş duvarı izliyor gibiydi.
"Konuşsana orospu çocuğu!" Dedim orayı görmezden gelerek.
Adam büyük birkaç adım attı ve karşıma geçti. Eğilip yüzlerimizi hizzaladı. Esmer elini kaldırıp düzüyle yanağımı okşadığında hızla başımı diğer tarafa çevirerek bana dokunmasına engel oldum.
"Dokunma bana sikik!"
Bakışları boynuma kaydı. Bu sefer elini oraya indirdi. Elinden kurtulmaya çalışsam bile yapamıyordum. Boynuma tasma gibi bağladıkları zincirin uzun, bir yere bağlı olmayan tarafını tuttu.
Birden sertçe çektiğinde yerimde sarsıldım. Boğazımı sıkan zincir yüzünden nefesim kesilmişti resmen.
"Orospu çocuğu!" Diye bağırdım ve ayağımı kendime çekerek kasıklarına tüm gücümle tekme attım.
"Agh!' Kalın sesiyle acı dolu bir inleme bıraktı. Eli kasıklarına giderken bekletmeden bu sefer de karnına tekmeyi koydum. Geriye düştü.
"Bana dokunma demiştim sana!" Dedim öfke dolu bir sesle.
Tek gözüyle bana sinirle baktı. Ayağa kalktı ve arkasındaki masadan bir tane sigara alıp yaktı.
Gözlerim odada gezdi. Kirli eski duvarlar, bir masa ve üç sandalye, biri sırtımın arkasında kalan iki tane kalın kolon, demirden bir kapı vardı burada. Ne bir ışık vuruyordu, ne bir şey. İçeriyi tepemizdeki eski lamba aydınlatıyordu. Gözlerim Alex orospusunu aradı. Beni o buraya getirmişti, ama niye?
"Çok hırçınsın... Uysallaştırmamız lazım seni." Dedi esmer adam boğuk bir sesle.
Ona baktım öfke saçan gözlerimle. Neyi kast ettiğini anlamamıştım.
"Niye getirdiniz beni buraya?" Dedim dişlerimin arasından.
"Doğan'ı ne zamandan beri tanıyorsun?" Duraksadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA -BXB
РазноеYaramaz kişiliğiyle başı beladan kurtulmayan Ahmet, Ve onun kurtarıcısı Doğan... "Benim ailem sensin" !!!Kitaptaki olaylar ve karakterler gerçeğe dayanmamaktadır. Tümü hayal ürünüdür.
