Bölümler kendiliğinden o kadar karışmış ki kafayı yiyeceğim. Amk senin watty
***
"Ahmet... Kalk." Doğan tepemde dikilmiş
beni uyandırmaya çalışıyordu.Altan ile işleri düşündüğümden daha uzun sürmüştü. Saat gece yarısını geçince ben de koltukta uyuyakalmıştım.
"Belin tutulacak burada." Gözlerimi açmadım. Uykum geliyordu. Burasıda hiç rahat değildi ama kalkmaya o kadar üşeniyordum ki belimin tutulmasınada razıydım.
"Ahmet." Tekrar seslenince kaşlarımı çattım.
"Ya git... uyumak istiyorum." Uykulu bir sesle konuştum. Ben minik mırıltılarla uykuma geri dönerken Doğan ofladı.
Sonra üzerime gölgesi düşerken bir anda havalandım. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken yüzümü Doğan'ın hemen dibimdeki yüzüne çevirdim.
"Koca bebek..."
Doğan bir kolunu bacaklarımın altına koyup, diğeriylede sırtımdan destek alarak beni kucağına almıştı.
O odasına adımlarken ben de hareket etmeden kucağında duruyordum.
Dudaklarımı ısırdım gülmemeye çalışarak. Bu hareketinin beni bu kadar heyecanlandırmasına anlam verememiştim.
Sanki olmam gereken yeri bulmuşum gibi gözlerimi geri kapattım. Doğan beni yavaşça dün kendi uyuduğu tarafa bıraktı. Böylelikle sağlam ayağım onun tarafında kalmıştı. Düşünceli herif.
Siyah yorganı üzerime örtüp kendi dolabına adımladı. Ben hemen uyuma pozisyonuna geçerken o banyoda üzerini değiştirip geldi. Işıkları kapatıp yanıma uzandı.
Bilerek ona yaklaştım ve başımı koluna sürttüm. O sanki bunu yapmamı bekliyormuş gibi kolunu açarak bana yer verdi. Alışmıştı artık.
Hızla başımı göğsüne yasladım. Kalbinin kısık ritmini sessiz odada duyabiliyordum. Dudaklarım kıvrıldı.
O yumuşak hareketlerle saçlarımla okşarken uyuyakaldım...
***
"Doğan lütfen ya." Dedim onu kolundan dürterken.
"Lan saçmalama yapmam ben öyle bir şey." Diye diretti.
"Ya pis mi olayım?" Derken kolunu serbest bırakmıştım.
"Birkaç gün sonra bacağın biraz daha iyi olunca kendin yaparsın." Ofladım.
Duş almak istiyordum ama kendi başıma yapmam zordu. İstesem bir şekilde hallederdim ama... Doğan varken ben niye uğraşayım dimi? Hem onun yapmasını istiyordum.
Sinsice sırıtarak biraz daha dibine girdim. O bu hareketimle kaşlarını çatarken işaret parmağımı yavaşça göğüslerinin arasına koydum ve üzerinde gezdirmeye başladım.
Gözlerimle parmağımın hareketlerini takip ediyordum, o ise benim yüzümü izliyordu.
"Ama abiciğim..." Cilveli bir sesle söze başladım.
~
"Bunu yaptığıma inanamıyorum." Doğan'ın dişlerinin arasından tıslar gibi söylediği şeyle sırıttım.
"Parmaklarını biraz daha bastırsana masaj yapıyormuşsun gibi hissettiriyor." Dediğimde parmaklarının ucuyla kafama vurdu.
"Sus." Dediğinde güldüm.
"Herkesin abi diyip korktuğu Doğan'ın şu an arkamda saçlarımı köpürtmesi-" Tekrar ama daha sert bir şekilde vurduğunda sessizce inledim.
"Sus dedim." Daha fazla kızmasın diye sustum. O saçlarımı iyice köpürttükten sonra beni ensemden ittirerek kalkmamı sağladı. Küvette oturur pozisyona geldiğimde duş başlığını eline aldı. "Gözlerini kapat." Dediğini yaparak gözlerimi kapattım.
Saçlarımdaki köpük tamamen akana kadar duruladı. Duş başlığını omuzlarıma ve sırtımada tutarak oradaki köpüklerinde akmasını sağladı.
"Ayağa kalk." Bir elimi omuzuna koyarak ayağa kalktım. O üzerim çıplak olduğu için özellikle gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Bir kere bile aşağılara bakmamıştı. Şapşal.
Duş başlığını bana uzattığında boşta kalan elimle kavradım. O bilerek banyoda bir yere gözlerini kilitlerken ben de belimden aşağı kalan kısıma su tuttum.
"Bakabilirsin ya, sende olan var sonuçta." Dedim sırıtarak. Tip tip yüzüme bakınca ona bir öpücük attım. Dudaklarının kenarı kıvrılırken gözlerini devirdi.
Onun da hoşuna gidiyordu da naz yapıyordu işte.
İşim bitince duş başlığını ona uzattım. Elimden alarak yerine taktı. Büyük bir havluyu bana uzattı. Bir ayağımın üzerinde dururken havluyu yarım yamalak üzerime doladım.
Malum yerler gözükmesin yeter zaten.
Doğan beni çıplak belimden kavrayarak dikkatle kendi odasına ilerletti. Odasına gelince o kapıyı kapatarak çıktı.
Ben de üzerimi giyinerek odadan çıktım.O koltukta oturmuş kucağındaki dizüstü bilgisayara bakıyordu. Yavaş adımlarla yanına ilerledim. O başını kaldırıp çok kısa bir süre yüzüme baktı ama tekrardan bilgisayarına döndü.
Geçip yanına oturdum. Başımı omuzuna yaslayarak gözlerimi kapattım.
"Uyuma, tekrar kucağıma alamam seni." Cevap vermedim.
Yanağımı kedi gibi koluna sürttüm. Bir eliyle belimi kavradığında kalbim tekledi.
O bel boşluğumu yavaşça okşarken bir anlık dürtüyle koluna dişlerimi geçirdim. Tıslayarak geri çekildiğinde güldüm.
"Oğlum niye kedi gibi sırnaşıp köpek gibi ısırıyorsun?" Dediğinde yüzüne baktım.
"İstersen kedi gibi yalayabilirim de." Diyerek dilimi ucundan çıkarttım ve boydan boya üst dudağımda gezdirdim.
Gözleriyle dilimi takip etti. Hafifçe kaşları çatılmıştı.
Onunla cinsel şakalar yapmayı seviyordum. Ne kadar şaka sayılabilirse.
Benim Doğan'la ilgili sevmediğim hiçbir şey yoktu zaten.
Bir anda tek eliyle yanaklarımı kavradığında gözlerimi kırpıştırdım. Dudaklarım iki yandan gelen baskıyla öne doğru büzüştü.
"Bilerek yapıyorsun değil mi?" Dedi. Omuz silktim.
Tabii ki de seni heyecanlandırmak için yapıyorum diyemezdim.
Bir anda bana doğru yaklaştı ve asla beklemediğim o hareketi yaptı.
Az önce yaladığım için ıslak olan dudaklarımda kendi dilini gezdirdi.
Gözlerini gözlerlerimden ayrımazken ben öylece kalakalmıştım.Islak, yumuşak dilini dudaklarımda hissetmek kalbimin deli gibi hızlı atmasını sağlarken dudaklarımı aralayarak daha fazlasını istedim.
Dudaklarının arasından verdiği minik nefesle geri çekildi. Tekrar bilgisayarına döndü.
Kaşlarımı çattım. Bu kadar mıydı yani?
Biraz yerimde kıpırdandım ve oturduğum yerde hafifçe yükselerek yüzüne yaklaştım. "Bir daha..." diye mırıldandım.
Yüzüme bakmadan eliyle dudaklarımı örttü ve beni geri yerime oturttu.
"Yeter bu kadar velet." Düz, itiraz etmeyen sesiyle sinirlenip koluna vurdum.
"Velet seni yan yatırıp, düz siksin." Dedim öfkeyle.
Kızgın bir ifadeyle baktı ama pekte umursamış gibi değildi.
Öfkeyle arkama geri yaslandım. Dudaklarımda onun ıslaklığı vardı. Bunu bilerek dudaklarımı yaladım.
"Tatlı." Diye mırıldandım.
Tatlıydı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA -BXB
De TodoYaramaz kişiliğiyle başı beladan kurtulmayan Ahmet, Ve onun kurtarıcısı Doğan... "Benim ailem sensin" !!!Kitaptaki olaylar ve karakterler gerçeğe dayanmamaktadır. Tümü hayal ürünüdür.