Hastaneden çıktıktan sonra Doğan vurulduğu zaman geldiğimiz o eve gelmiştik. Arabadan inerken önceki ayağımı kırdığım zaman gibi beni sadece omuzlarımdan destek alarak tutmamış, hiç sormadan kucağına almıştı. Kollarımı boynuna doladım ama buna pek gerek yoktu, zaten o sıkıca tutuyordu beni. Alnımı boynuna sürtüp etraftaki tek tük adamları umursamadan boynundan öptüm.
Gözleri saniyelik olarak bana değerken yarım ağız sırıttım.
"Abicim seni istiyorum artık." Dedim kulağına doğru fısıldayarak.
Evin önüne ilerlerken dişlerini sıkıyordu. Anlamıştı rahat durmayacağımı.
"Sevişmek istiyorum Doğan." Gözleri etrafta gezerken kapının önüne geldiğinde kapı hemen açıldı.
Esmer, minyon bir kadın "Hoş geldiniz efendim." Diyerek çekildi.
Doğan ona bir şey demeden merdivenlere ilerledi. İçeride gereğinden fazla adamı vardı, nedenini anlamasam bile sormak istemiyordum.
Dudaklarımı yalayıp şah damarının üzerini öptüm. "Abicim beni sikmeni istiyorum diyorum, neden cevap vermiyorsun?" Dedim sesimi olabildiğince tatlı ve cilveli çıkarmaya çalışarak. Sadece onun duyabileceği şekilde konuşuyordum.
"Sus." Dedi sadece. Boynunda beliren damar ve dişlerini sıkması üstüme atlamamak için kendini zor tuttuğunu belli ediyordu.
"Niye, azıyor musun?" En sonunda kahve gözlerini bana çevirdiğinde yaklaşıp dudaklarının kenarına minik bir öpücük kondurdum.
"Kardeşine yükselmen hiç hoş değil." Dedim ardından yüzümü yüzünden uzaklaştırırken. Sesim bu sefer az öncekinden yüksek çıktığı için birkaç adamın gözlerini bize çevirip alttan alttan güldüğünü görmüştüm.
Doğan sıkıntılı bir nefes verdi. Bir odanın önünde durduğunda ona gerek kalmadan birisi kapıyı açtı.
"Bu katı boşaltın." Dedi kapıyı açan adama.
"Vuhuu," dedim coşkuyla. "Abim bana acımayacak."
Onu biraz sinirlendirmeye çalışıyor olabilirdim.
Kapıyı açan adam gülmeye yakın bir ses çıkarttığında Doğan ona ters ters bakmıştı. "Özür dilerim abi." Dedi hemen gülmeyi keserek.
Doğan benimle birlikte odaya girdi ve kapıyı örttü. Hiç ilerlemeden öylece dikilip bana çatık kaşlarıyla baktığında sırıttım.
"Ne?" Dedim dik dik bakmasına karşılık.
"Başkalarının yanında niye saçmalıyorsun?" Deyip yatağa doğru adımladı.
"Ne saçmalaması? Doğrular bunlar." Dediğimde beni yatağa bırakmıştı.
"Bu doğruları başkasının bilmesine gerek yok." Dedi parmaklarını birbirine geçirip esnetirken. Kemiklerinin sesi gelmişti.
"Zaten anlamışlardır." Dedim omuz silkerek.
"Seni o şekilde düşünmüş olabilirler." Dedi dişlerini sıkarak.
"Mafya değil misin? Git öldür hepsini." Dedim umursamazca. Dalga geçiyordum.
"Mafya falan değilim ben." Dediğinde 'he he' der gibi salladım başımı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA -BXB
DiversosYaramaz kişiliğiyle başı beladan kurtulmayan Ahmet, Ve onun kurtarıcısı Doğan... "Benim ailem sensin" !!!Kitaptaki olaylar ve karakterler gerçeğe dayanmamaktadır. Tümü hayal ürünüdür.