15.08.2023
"Vaaayy." Girdiğim lüks evi incelerken giysilerimin olduğu spor çantayı yere bıraktım.
Kapıyı açtığında bir duvarı tamamen camdan oluşan, geniş, az eşya olduğu için boş gibi duran salon karşılıyordu. Amerikan mutfağı vardı ve çok iyi dizayn edilmişti.
Evin içine adımladığımda yüzümü mutfak bölümünde su içen Doğan'a çevirdim.
"Ulan köpek, madem böyle şeylerin vardı niye söylemiyorsun köpek." Dediğimde sırıttı.
Kendimi televizyonun karşısında duran deri koltuğa attım. Bütün gün daire aramıştım ve çok yorulmuştum. Gözlerimi kapattım ve boyum uzun olduğu için koltuğa sığmayan bacağımı koltuğun başlığına attım.
Doğan'ın adım sesleri geldi. Tam tepemde dikildiğini hissettim ama gözlerimi açmadım.
"Davar gibi yayılmışsın." Dudaklarımın kenarı kıvrıldı. "Kalk yemek yap bize." Kaşlarım çatılırken gözlerimi araladım.
"Ben nereden bileyim yemek yapmayı?"
Dediğimde bana 'ciddi misin' bakışları attı."Senin bildiğin ya da güzel yaptığın bir şey yok mu oğlum?" Diye ters ters sordu.
Tamam ağzımı açıp bir şey diyecekken aklıma gelen şeyle sırıttım."Yatakta iyiyimdir." Gözlerini devirdi.
"Ben götünü sikerken iyi olman pek bir işe yaramaz." Dedi arkasını dönüp içeri adımlarken.
Ben de aynı şekilde ayağa kalktım ve bir kenara attığım çantamı aldım. Küçük adımlarla peşinden gittim.
"Banyo nerede?" Diye sordum. O kendi odası olduğunu düşündüğüm yere ilerlerken gözleriyle biraz ötemdeki kapıyı işaret etti. "Ben duş alıyorum."
Bir şeyler dedi ama umursamadan banyoya girdim.Siyah mobilyalarla dizilmiş banyoda oldukça şıktı. Kıyafetlerimi çıkartarak bir kenara koydum. Hem küvet hem duşakabin vardı. Duşakabine girdim ve sürgülü kapıyı örttüm. Suyu ayarlayarak altına girdim.
Doğan'ın şampuanını aldım ve avucuma bolca sıkarak saçlarıma yaydım. Zaten yorgun olduğumdan iki kere şampuanlanmış ve vücudumuda yıkayarak çıkmıştım. Çantadan kendi havlumu çıkartarak üzerimi kuruttum ve altıma siyah bir şort üzerinede aynı renk bir rambo atlet giydim. Ev zaten sıcaktı.
Banyodan çıktığımda ilk salona geçtim. Burada yoktu. Bu sefer onun odası olduğuna emin olduğum yere ilerledim. Beklediğim gibi oradaydı. Yatağının üzerine oturmuş, kucağındaki dizüstü bilgisayara bakıyordu. Yanına adımladığımda gözlerini bana çevirdi.
Beni yavaşça süzdüğünde kaşları çatıldı.
"Manyak mısın lan git üzerine kazak bir şey giy." Dedi tekrar önündeki bilgisayarına dönerken.
Umursamadan kendimi yatağının üzerine attım. Yatağıda hem geniş, hem yumuşaktı. Eh kaliteli adam tabii.
"Ben nerede yatıcam? Uykum geliyor." Dedim.
"Koltukta." Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Ben oraya sığmam ki amına koyayım." Omuz silkti.
"Yatabileceğin başka yer yok." Dedi gözleri hâlâ bilgisayardayken.
"Burada yatayım bari." Yüzünü hızla bana çevirdiğinde sırıttım. Çatık kaşlarla baktığında sırıtışımı sildim ve dudaklarımı büzerek tatlı bir ifadeyle baktım. "Ama Doğan abi, ben orada yatarsam belim tutulur, canım acır." Çocuk gibi konuşmuştum.
Ofladı ama dudaklarının kenarında ufak bir kıvrılma vardı. Aramızda sadece dört yaş olmasına rağmen ona abi dememden garip bir şekilde hoşlanıyordu.
"Peki ben nerede yatacağım?" Diye sordu. Yerime biraz daha yayıldım.
"Yanımda." Ağzının içinde bir şeyler mırıldandı. Kolumu başımın altına koyarak gözlerimi kapattım.
"Uyuma, yemek söyledim." Dedi ama gözlerimi açmadım. "Ahmet." Diye seslendiğinde kaşlarımı çattım.
"Tamam tamam, uyumicam valla." Dedim inandırmak ister gibi. Kısık gülme sesi geldi. Gözlerimi aralayarak yukarıya baktım. Pek güleç biri değildi, neden gülmüştü şimdi?
Gözlerini kısmış önündeki bilgisayardan yazı gibi bir şeyi okurken dudaklarında az önceki gülmesinden arta kalan bir gülümseme vardı.
Bakışlarım koyu dudaklarında ve beyaz dişlerinde gezdi. Bu herif gülüşü bu kadar güzel olduğu için mi sürekli somurtuyordu?
Doğan'ın en ufak bir gülümsemesine bile muhtaç hissediyordum kendimi.
Küçüklükten beri böyleydim. Onun her şeyine hayrandım.
Gözlerimi geri kapattım ve başımı yastıkta ilerleterek başımın hizzasında kalan beline sürdüm saçlarımı.
Bir elini saçlarımın üzerine koyduğunda gülümsememek için kendimi zor tuttum.
O yavaş hareketlerle nemli saçlarımı okşadı. Elleri büyük ve sertti. Ama hareketleri yumuşaktı.
Kaç dakika saçlarımı okşadı bilmiyorum. Ben onun hareketleriyle mayışarak uyuya kalırken en son hatırladığım şey üzerime örtülen yorgandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA -BXB
RandomYaramaz kişiliğiyle başı beladan kurtulmayan Ahmet, Ve onun kurtarıcısı Doğan... "Benim ailem sensin"