38- Kedicik

3K 245 147
                                    

Kapının zil sesiyle gözlerimi karşımdaki büyük televizyondan ayırdım. Elimdeki oyun konsolunu bırakarak kapıya ilerledim. Kapıyı açtığımda kapıda dikilen adamlardan biri elindeki kargoyu bana uzattı.

"Size Ahmet Bey."

Kaşlarımı çatarak karton kutuyu elime aldım. "Ne bu?"

"Ne olduğunu bilmiyoruz ama Derin hanım gönderdi. Özellikle sizin açmanızı, kontrol için dahi olsa el sürmememizi istedi. Ama merak etmeyin içinde size zarar verecek hiçbir şey olmadığına kesin olarak emin olduk."

Kaşlarım daha da çatılırken "Eyvallah." Diyerek kapıyı kapattım. Koltuğa oturdum kutuyu kucağıma alırken. "Derin bana ne gönderebilir ki?"

Aklıma içinde bomba olabileceği gelirken yutkundum. Yok canım, Derin Altan'dan sonra Doğan'ın ikinci sağ koluydu. Böyle bir şeyin imkanı yoktu.

Kargonun paketini yırttım. İçinden siyah, ayakkabı kutusuna benzeyen bir kutu daha çıktı. Kutusu bile çok kaliteli duruyordu. Kutunun üstünde bir kağıt vardı. Elime alıp okudum.

Doğan'a doğum günü hediyesi ne aldın bilmiyorum ama benim hediyem bu. Başına gelecekleri bil diye Doğan'dan önce sana vermem gerektiğini düşündüm. Güzelce kullanın, kolay gelsinn ;)))

Doğan'ın bugün doğum günü olduğunu elbet unutmamıştım. Param olmadığı için ona bir hediye almamıştım çünkü onun parasıyla ona hediye alamazdım sonuçta, bu çok saçma olurdu. Yine de kutlamak istediğim için adamlarına pasta ve mumlar almıştım. Doğan'ı mum üflerken hayal etmek bile beni gülümsetiyordu.

Kutunun kapağını açtığım an gözlerim kocaman olurken hızla geri kapattım.

"Ananı sikeyim..."

Bir dakikalık şokun ardından tekrardan açtım kutuyu. Gözlerimin önüne serilen fantezi oyuncaklarına merakla baktım.

Dikkatimi ilk çeken şeyler pembe kedi kulağı ile pembe kedi kuyruklu anal tıkacı olmuştu. Tüylü oyuncağı elime aldım. Biraz inceledim ve yutkunarak geri yerine bıraktım.

Ortasında metal bir kalp olan pembe tasma ve iki meme ucu kıskacı da ilgimi çekerken onları da inceledim.

Biraz gözüm korksa da hoşuma gitmedi diyemezdi. Emindim ki Doğan'ın da hoşuna gidecekti.

Sanırım Derin bana 'Doğan neden sana kedicik diyor' diye sorduğunda 'Fantezisi var' dememeliydim...

***

Kapının kilit sesiyle alt dudağımı dişledim. Doğan "Ahmet?" Diye seslenerek içeri girdi. Normalde kapının sesini duyar duymaz kapıya koşup boynuna atlardım, beni göremeyince şaşırmış olmalıydı.

Elimdeki pastayla saklandığım kolonun arkasından çıktım. "İyi ki doğdun!"

Doğan beni görünce kaşlarını kaldırdı afallayarak. Yanına adımladım ve ilk yanağından sıkıca öptüm. Geri çekilip ona gülümseyerek baktım.

"Doğum günün kutlu olsun sevgilim. Bu hayata gelerek beni dünyanın en mutlu insanı yaptığın için teşekkür ederim. Seni çok seviyorum." Dedim romantik olmaya çalışarak.

Doğan'ın dudakları kıvrıldı. Bir eli belimi buldu. Dudaklarımı yaladım ve "Sana güzel bir hediye almak isterdim ama senin paranla sana bir şey alamazdım. Bende de beş kuruş olmadığından hiç bir şey alamadım..." diye mırıldandım mahçup bir ifadeyle. "Romantik biri olsaydım belki para gerektirmeyen, anlamlı bir şey verirdim sana ama aklıma bir şey gelmedi."

Bir elini yanağıma koyup yüzümü okşadı. "Hediye istemiyorum, sen zaten bu hayatın bana verdiği en güzel hediyesin." diyerek alnımı öptü.

Gülümsedim ve pastayı kaldırdım. "Hadi mumları üfle."

BELA -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin