Gözlerim aralanırken bulanık görüş alanıma ilk beyaz, hastane duvarı girdi.
Başımı çok az hareket ettirerek karşımdaki adama baktım.Doğan perişan diyebileceğim bir haldeyken karşısındaki Altan ve Derin olduğuna emin olduğum kişileri dinliyordu. Kömür rengi saçları dağılmış, gözleri kan çanağına dönmüştü, üzerindeki gömlek kırışıktı.
"Abi çocuğa verdikleri şeyin içinde her şey olabilir, o zaman aldatmadım demiş ama belki ilacın etkisi yüzünden yalan söylüyordur?" Diyordu Altan.
"Altan sikik sikik konuşma, yapmadım diyorsa yapmamıştır." Doğan'ın sesini duyduğumda gözlerim tekrar kapandı.
O kadar özlemiştim ki..."Ayrıca baksana çocuk hiçbir suçu olmadığı halde ne hale gelmiş. Buna rağmen Doğan'ı ilk gördüğü an aldatmadım diyor. Sence böyle biri aldatabilir mi?" Dedi Derin.
Doğan'ın adım sesleri geldi. Bir elini kısa saçlarımın üzerine koydu. Yumuşak hareketlerle okşadı. Konuşmak istiyordum ama ağzımdaki oksijen maskesi buna izin vermiyordu. Zaten konuşacak güçte yoktu ben de.
"Doğan, Ahmet'e nasıl açıklama yapıcan? Niye kaçırıldığını bile bilmiyordur." Dedi Altan.
Doğan kısa saçlarımın üstünü öptü.
"Neyse onu söyleyeceğim.""Keşke beni kaçırsalardı da Ahmet'e bir şey yapmasalardı. Ne hale getirmiş orospu çocukları." Dedi Derin sıkıntılı bir nefes verip.
"Peki Alex'e ne yapıcaksın? İtalya'nın örgütleriyle tekrar bir savaşa mı gireceğiz? Tek başımıza nasıl kazanacağız?" Altan art arda sorular sordu.
"Alex'e hak ettiğini vereceğim ve bir anlaşmazlığın çıkması sikimde bile değil. Ahmet'i bu hale getiren herkes bedelini en ağır şekilde ödeyecek, tek bir kişi bile şikayet ederse o savaşı ben başlatırım." Doğan'ın sert, kendinden emin sesiyle içim ürpermişti.
"Abi böyle diyorsun da sana bir şey olursa ne olacak? Ahmet'i tek başına bırakabilecek misin?" Dedi Derin.
Doğan'a bir şey olma ihtimalini düşünmek bile istemiyordum...
"Bana bir şey olmayacak." Dedi emin bir sesle. "O orospu çocukları zaten bana bir şey yapamadıkları için Ahmet'e zarar verdiler." Zarar verdiler derken duraksamıştı.
"Haklı, ona bir şey olmaz." Dedi Altan, Derin'e yönelik.
Doğan'ın saçlarımı okşayan eli durdu. Biraz hareket ettiğinda zincir sesi geldi. Zincir sesiyle gözlerim açılırken Doğan,
"Bunu da o piçin yanına götür, götüne sokucam onun." Dedi.Doğan bana bağladıkları zincirin sadece yere bağlı olan kısmını kırmıştı. Arabaya bindirirken bile boynumda olan zinciri hatırlıyordum.
Altan gülerek zinciri alırken Derin de sigara içeceğini söyleyip onunla birlikte çıkmıştı. İkimiz tek kalmıştık şimdi.
Başımı biraz hareket ettirdim Doğan saçlarımı okşamaya devam etsin diye.
"Ahmet?" Doğan aralık gözlerime baktı. Yüz ifadesi anında yumuşarken dudaklarını birbirine bastırdı. "Sonunda uyandın."
"Doğan..." diye mırıldandım. Boğazım çok acıyordu konuşurken.
"Bebeğim..." Deyip alnımı öptü tekrardan.
"Çok özledim seni." Sesim maske yüzünden boğuk çıkıyordu.
"Ben de seni özledim, o kadar özledim ki..." Sanki devamını getirecekti ama bir şey ona engel olmuş gibi sustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA -BXB
SonstigesYaramaz kişiliğiyle başı beladan kurtulmayan Ahmet, Ve onun kurtarıcısı Doğan... "Benim ailem sensin"