Selamun aleyküm
Hikayeye Ahsen'in küçüklüğünden başlayacağım için şimdilik Asaf'ın ve Gamze'nin ağzından, bazı kısımlarda da yazarın ağzından yazacağım. Ayrıca aralarda parantez içinde kalın ve italik yazdığım kısımlar Ahsen'in büyüklük halinin yorumları olacak. Okurken anlaşılır zaten. Keyifli okumalar ☺️
Başlama tarihiniz?
~16 yıl önce~
~Asaf'tan~
Gamze'nin hastaneye gitmesiyle Ahsen ve Ali'yi kime emanet edebileceğimi düşünmeye başladım. Mesaim başlamadan hastaneye gitmem gerekiyordu. Askerliği bıraktıktan sonra sınava girmiştim ve tıbbi sekreterlik bölümünü kazanmıştım. Elimin durumu yüzünden yapabileceğim en iyi meslek buydu.
Gamze'nin teyzesi köylerinde olduğundan Kaan ağabeyden rica edecektim artık. Seri bir şekilde numarasını tuşladım. Bir iki çalışta açılmıştı telefon.
Kaan ağabeye kısaca durumdan bahsettiğimde kabul etmesine sevinerek hazırladığım eşyaların olduğu çantayı sırtıma aldım. Ahsen ve Ali Enes'e montlarını giydirip üşümemeleri için şapka ve atkılarını da taktım ve evden çıktık.
Şiddetli yağan yağmurla adımlarımı hızlandırırken çocuklar benden önce arabaya koşmuşlardı bile. Arabanın arka kapısını açıp hızlı bir şekilde ikisini de çocuk koltuklarına oturttuktan sonra kapısını yavaşça kapatıp şoför koltuğuna doğru ilerlerken kulağıma gelen seslerle duraksadım.
- Araba da tam bozulacak zamanı buldu.
- Eren, bu yağmurda dolmuş falan beklersek daha da hastalanır çocuk.
Yanımdan ilerleyen çifte hızlı bir şekilde yardım etme kararı alıp, aramızdaki kısa mesafeyi hızlıca kapatarak seslendim.
- Bakar mısınız? İstemeden konuşmanıza şahit oldum da, sanırım hastaneye gideceksiniz, ben de hastaneye gidiyorum isterseniz sizi de bırakayım?
Seslenmemle çift bana dönmüş 'Ne yapalım?' der gibi birbirlerine bakıyorlardı. İsminin az önce Eren olduğunu öğrendiğim adam mahcup bir halde
- Yağmur çok şiddetli, sizin için sıkıntı olmazsa..
Dediğinde
- Yok estağfurullah ne sıkıntısı? Bu havada dolmuş beklenmez, buyurun.
Diyerek elimle işaret ederek arabaya davet ettim. Adam öne, karısı da kucağında ki dört beş yaşlarındaki oğluyla arka koltuğa geçtiğinde şoför koltuğunda yerimi almıştım ben de.
İsmi Eren olan adam yine mahcup bir tavırla "Allah razı olsun."
Demişti. Emniyet kemerimi bağlarken tamamen ona döndüm.
- Cümlemizden. Hastaneye mi gidecektiniz?
Sorduğum soruya "Evet." cevabını aldıktan sonra Kontağı çevirip arabayı çalıştırdım ve hastaneye doğru sürmeye başladım.
- Yol üzerinde kızımla oğlumu ağabeyime bırakacağım da sizi bir beş dakika bekletsem sıkıntı olmaz değil mi?
- Hayır hayır siz halledin işinizi. Bizde yük olduk size.
- Ne yükü estağfurullah.
Diyerek silecekleri çalıştırdım. Yağmurun şiddeti hâlâ aynıydı ve havada ki siste görüş açımı biraz kapatıyordu.
- Baba bunlay kim?
Ali Enes'in meraklı sorusuyla dikiz aynasından bir iki saniyeliğine ona bakıp tekrar yola çevirdim gözlerimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh-u Revan (Tamamlandı)
Teen FictionBu kitap mefhum isimli kitabımın ikincisidir!!! Mefhumu okumadan bunu anlamanız zor olabilir ☺️ Ruh-u Revan; Ruhun zuhuru, ruhun akışı, ruhun ferahlığı anlamlarına gelir... Tanıtım, İnsan nedir? Bunu sorgulayarak başladım ben. Sahi insan nedir ge...