Bölüm: 49 🌿

61 9 24
                                    

~Ali Enes'ten~

Saatlerdir boşluğa düşmüş gibi dolanıp duruyordum. Dün sabah saatlerinde Trabzona varmıştım. Gideceğim hiçbir yerim yoktu. Babannemleri telaşa düşürmek istemiyordum. Arif amcalarda da kalamazdım. Öyle kendi halimde sahilde dolanıyordum. Dün gece de sabaha kadar bankta oturmuştum. Gözüme bir gram uyku girmiyordu. Ağlamaktan gözlerim kızarmış, göz altlarım şişmişti.

Belki suçsuzdum ama sebep olduğum şey kabul edebileceğim bir şey değil... Sonuçta o Camii de müezzinlik yapıyordum. İnsanların diline de 'Müezzin böyle böyle yapmış.' diye dolanıyordu. Buna sebep olduğum için de içim yanıyordu.

- Abi! Abiiii? Heeeyyy?

Bir anda bacağıma sarılan kollar beni düşüncelerimden sıyırıp almıştı. Korkuyla aşağı doğru baktığımda küçük bir kız çocuğu bacağıma sarılmış bana bakıyordu.

- Sen kimsin? Ailen nerede senin?

Diye sorduğumda küçük kız bacağımı bırakıp bir iki adım geriye çekilmişti.

- Abi, ailem şurada da senin cüzdanın düştü.

Eliyle gösterdiği kişilere bakmayı bırakıp ona doğru döndüm. Boy hizasına gelerek "Bakayım cüzdana?" dedim ve elimi uzattım.

Elime koyduğu cüzdan gerçekten de benim cüzdanımdı.

- Teşekkür ederim

Diyerek gülümsedim ve yanağından küçük bir makas aldım.

- Abi, birde fotoğraf düştü içinden.

Uzattığı fotoğrafı elime aldım. Erva'nın fotoğrafıydı bu.. İyi de benim cüzdanımda ne işi vardı?

- Teşekkür ederim tekrardan.

- Rica ederim. Bu abla kim?

- Bu abla.. Benim sevdiğim kız.

Buruk bir şekilde gülümsedim fotoğrafa bakarak.. Erva da benim yüzümden ne hale düşmüştü.

- Yaaa! Ne güzeelll. Benim babam da annemi çok seviyor biliyor musun? Sen de çok seviyorsun değil mi?

- Evet bende çok seviyorum.

- O nerede peki? Neden onunla gezmiyorsun?

- O şuan İstanbul da.

- Aaaa neden kii? Sensiz mi kalacak orada? Nasıl kalacak ki sensiz? Sen o olmadığı için mi ağladın?

Kızın söyledikleri yüreğime oturmuştu şimdi.. Haklıydı. Ben sadece kendimden değil ailemden ve sevdiğimden de kaçmıştım. Onları yüzüstü bırakmıştım..

- Abi benim gitmem lazım annem çağırıyor. Sende ablayı yalnız bırakma olur mu?

- Merak etme Allah'ın izniyle geri döneceğim İstanbul'a.

- İyi iyi, hadi görüşürüüüüzz.

Kız el sallayarak hoplaya zıplaya ailesinin yanına dönerken bende el salladım arkasından "Görüşürüz."

Ayaklanarak Camii'ye doğru ilerledim. Ezana az kalmıştı. Namaz kılıp Enes amcamı ziyaret edecektim. Ondan sonra Mustafa dedemle Zehra babaannemi de ziyaret edip tekrar bilet almaya gidecektim.

***

Şehitliğe geldiğimde yağmur çiselemeye başlamıştı. Üstüm başım çamur olacak mı diye düşünmeden Enes amcamın mezarının yanına oturdum. Kendimi tutmaya çalışsam da gözyaşlarım istemsizce sıralandı yanaklarımdan. Mezar taşında Enes amcamın fotoğrafını gördükçe aklıma o video kaydı geliyor ağlamam daha da şiddetleniyordu. Yağmur da iyice şiddetlenmişti. Ve ben önemsemeden hem babama hem Enes amcama hem kendime hem de Erva'ya ağlıyordum...

Ruh-u Revan (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin