- Ömeer!
Ahsen acıyla kendinden geçmiş bir şekilde Ömer'in ismini sayıklıyor, eşinden bir yardım umuyordu. Ömer'in ise o an tek yapabildiği onu kucaklayarak, Sinan'ın yardımıyla arabaya götürmek olmuştu.
Sinan arabayı kullanırken Ömer Ahsen'in başını dizine yatırmış, "Sakin ol güzelim, geçecek" diyerek sakinleştirmeye çalışıyordu.
Birkaç günlüğüne Sinan'ın yanına İsviçreye gelmişlerdi tatil yapmak için. Kahvaltı yaparlarken Ahsen'in bir anda sancısı tutmuştu.
***
Ömer hastane koridorun da bir o yana bir bu yana yürürken bir yandan da ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ahsen birkaç gündür halsizdi zaten, bugünde birden kötülemişti.
- Abi yok ben anlamıyorum! Ne oldu birden bire?
Sinan Ömer'in öfkesine sebep olan korkuyu çok iyi anlıyordu. Zamanında Büşra için ne kadar endişelenmiş, korkmuştu.. Ömer'in omuzlarından tutup durmasını sağladı.
- Ömer'im bir sakin ol! Dur bakalım doktor ne diyecek?
Ömer derin derin nefesler alarak elini saçlarına geçirdi. Ahsen'e bir şey olacak diye çok korkuyordu. Onu hiç böyle görmemişti.
Doktorun çıkmasıyla soluğu yanında aldı.
- Noldu, neyi var karımın? Neden böyle oldu?
- Sakin olun.. Sizin için üzücü bir haberim var ama merak etmeyin eşiniz gayet iyi.
Ömer'in kafası karıştı. Hem iyi hem kötü olan da neydi?
- A-anlamadım? İyiyse üzücü olan ne?
- Eşiniz düşük yapmış. Maalesef bebeğinizi kaybettiniz. Geçmiş olsun.
Doktor Ömer ne olduğuna bile anlam veremeden yanından sıyrılıp giderken Ömer olduğu yerde öylece kalmıştı. Ne bebeğinden bahsediyordu bu doktor?
Hızlıca Ahsen'in odasına girip yanına oturdu ve ellerini avuçlarının arasına aldı.
- Güzelim, iyi misin?
- Ömer...
Ahsen'in gözlerinden sıra sıra akan yaşları elleriyle sildi Ömer. "Bir tanem, noluyor bak korkuyorum.."
- Ömer.. B-ben.. Ben hamileymişim.. A-ama..
Ahsen hıçkırıklara boğulurken Ömer kollarıyla sarmaladı onu. İkisi de böyle bir şeyi beklemiyorlardı..
Başını Ömer'in göğsüne gömdü Ahsen.. Çektiği acı, öğrendiği şeyle daha da artmıştı.
- Daha varlığından bile haberim olmadan.. Sana sevinçle haber veremeden...
- Güzelim.. Tamam sıkma canını, sen iyisin ya..
Ömer'in de gözleri dolmuştu. Sessizce akıttı göz yaşlarını. Her şey bir anda olmuştu, bir anda aslında bebekleri olduğunu ve aynı anda onu kaybettiklerini öğrenmişlerdi...
***
~Ahsen'den~
O günün üzerinden beş ay geçti, koskoca beş ay.. İçimde ki yangınla geçirdiğim, Ömer'le birlikte hem acımıza ağlayıp hemde birbirimizi teselli etmeye çalışarak geçirdiğimiz beş ay...
Ben zaman geçtikçe umudumu kaybediyordum. Ömer ise her seferinde bunun bir imtihan olduğunu sabretmemiz gerektiğini hatırlatıyordu bana. Ama belli ki ben anne olmaya layık değildim.. Daha bebeğimin varlığını bile hissedememiştim... Aslında şüphelenmiştim, ama korkmuştum, Ömer'le İstanbul'a dönünce test yapacaktım ama ondan önce olan olmuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh-u Revan (Tamamlandı)
Roman pour AdolescentsBu kitap mefhum isimli kitabımın ikincisidir!!! Mefhumu okumadan bunu anlamanız zor olabilir ☺️ Ruh-u Revan; Ruhun zuhuru, ruhun akışı, ruhun ferahlığı anlamlarına gelir... Tanıtım, İnsan nedir? Bunu sorgulayarak başladım ben. Sahi insan nedir ge...