Mustafa dedesinin ve Zehra babaannesinin mezarının arasında dizlerinin üzerine oturdu Ali. Başını önce Mustafa dedesinin mezarına yasladı. Sessizce akıttı gözyaşlarını. 'Seni çok seviyorum Mustafa dedem.' diye fısıldadı.
Elini toprağında gezdirip başını kaldırdı. Yasin suresini okuyacaktı dedesine. Besmele çekerek sesli bir şekilde okumaya başladı Yasin-i şerifi. O okudukça onu dinleyenlerin de içi huzurla doldu. Öyle huzurla okuyordu ki Ali. Okurken hissediyordu Kur'an-ı Kerim'in ruhunu. Gözyaşları içinde, okumayı bitirdiğinde Mülk süresine geçti. Kısa surelerin hepsini okudu dedesi için. Bıraksalar Kur'an'ın tamamını ezberden okuyacaktı ama vakit yoktu, biliyordu Ali.
Okuduğu ayetleri önce Peygamber efendimizin ruhu şerifine, sonra da Allah dostlarının ruhlarına hediye ettikten sonra başta Enes amcasının olmak üzere bütün şehitlerimizin ruhlarına hediye etti. En sonda Mustafa dedesi ve Zehra babaannesinin ruhlarına hediye etti.
- Kendi adıma, ikinizden de razıyım. Rabbim de sizden razı olsun, Cennetinin en güzel köşelerini nasip eylesin.
- Mustafa dede, sen de Enes amcama kavuştun.. Ona selamımı söyle olur mu? Seni hiç göremedi ama çok seviyor der misin ona?
Ali'nin söyledikleri herkesi duygulandırmıştı. Herkes duasını okuduğunda Asaf'ın önce anne babası ve eşiyle kızını götürmesi için arabaya bindiler.
Ali babasından biraz daha kalmak için izin almıştı. Mustafa dedesinin yanında ayrılmak istemiyordu.
Asel çocuklarla konuşmak için kenara geçerken Kaan da Ali'nin yanına oturdu yavaşça.
- Ali'm?
- Efendim Kaan amca?
- Hadi gel kenara geçip konuşalım, kabir başında sohbet etmemiz hoş olmaz.
Kaan amcasını başıyla onaylayıp onunla birlikte ayaklandı Ali. Uzak bir kenara geçtiler birlikte. Kaan, Ali'nin ıslak yanaklarını elleriyle kuruladı önce. Sonra da sordu,
- İyi misin Ali'm?
- Hamdolsun Kaan amca..
- Üzüldüğün zaman ya da iyi hissetmediğin zaman hamdolsun diyorsun biliyorum, evet çok zor senin için. Ama sen de biliyorsun ölüm haktır. Hepimiz önünde sonunda oraya gideceğiz. Sen ne dedin az önce? Ben sizden razıyım Rabbim de razı olsun. Bu çok güzel bir şey, yani senin onlardan razı olman. Hem söyle bakayım benden de razı olacak mısın?
- O nasıl söz Kaan amca? Ben zaten senden razıyım, çok seviyorum seni. Allah razı olsun, senden de Asel abladan da, hepiniz çok iyisiniz.
- Ula Hatunuma abla diyısın baa amca, ayup değil midur?
Kaan amcasının lazca telaffuz etmeye çalışarak söylediklerine karşı istemsiz gülümser gibi oldu fakat durdurdu hemen kendini. Mahcubiyetle başını hafif öne eğdi Ali. Kaan abi demek tuhaf hissettiriyordu ona.
- Şaka yaptım Ali'm bakma öyle.
- Kaan amca, sana abi deyince tuhaf hissettiriyor. Ama yine de öyle hitap etmemi istersen..
- Yok Ali'm yok, istediğin gibi seslenebilirsin aslan parçası.
Bu defa kaşları hayretle çatıldı Ali'nin. Bu tabir kendisine pek uymamıştı sanki.
- Ali'm, saçların dağılmış, tarayalım mı? Sen dağınık bırakmazsın normalde.
Ali'nin yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmıştı şimdi. Kaan da amacına ulaşmanın mutluluğuyla gülümsüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh-u Revan (Tamamlandı)
Teen FictionBu kitap mefhum isimli kitabımın ikincisidir!!! Mefhumu okumadan bunu anlamanız zor olabilir ☺️ Ruh-u Revan; Ruhun zuhuru, ruhun akışı, ruhun ferahlığı anlamlarına gelir... Tanıtım, İnsan nedir? Bunu sorgulayarak başladım ben. Sahi insan nedir ge...