~Ali Enes'ten~
Babamın ismini duymayı asla beklemiyordum.. Babam bu insanları asla yarı yolda bırakmazdı, bu kesinlikle mümkün değildi!
- Evet hocam? Neden şaşırıp kaldınız?
Karşımda bana meraklı gözlerle bakan adamın sorusu beni kendime getirirken arka tarafımda kalan babama döndüm. Babam bana ne oldu der gibi bakıyordu. Ömer abi nereye gitmişti?
- Baba, gelir misin?
Babam yanımıza gelirken tekrar adama döndüm.
- Kusura bakmayın, isminiz neydi?
- Eymen hocam, siz?
- Ali Enes. Ağabey, ben durumu babama açıklayayım, sonra da elimizden geleni yapacağız.
Eymen ağabey beni onaylarken babamda yanımıza gelmişti. Yavaşça ayağa kalktım. Eymen abiden biraz uzaklaşıp babama durumdan bahsettim. Enes amcam ve babamın ismini vermeden tabii ki. Şimdilik bunun gizli kalması daha iyiydi. Eymen abi de babamda bunu şimdi öğrenirlerse durumlar karışabilirdi.
Bundan sonrası hızlı gelişti, önce Eymen abilerin kaldığı eve gittik, kız kardeşine yiyeceği bir şeyler aldık. Hep birlikte yemek yedikten sonra tekrar düştük yola, arabada yer olmadığından Ömer abi ve ablam Sinop'ta kaldılar. Onlarda uçakla döneceklerdi. Bu ablam açısından da iyi olmuştu.
İstanbul'a geldiğimizde annemler eve geçtiler. Benim de babamla konuşmasan önce Erva'yı görmem gerekiyordu. Anlaşılan evlenmeden önceki ilk görüşmemiz bugün olacaktı.
Üçüncü kata çıkarak zili çaldım hemen. Kapıyı, yorgun haliyle Yusuf açmıştı.
- Ne işin var senin burada?
- Yusuf..
- Ali git lütfen, onca yılın hatrına, git!
- Yusuf ne diyorsun sen? Ne demek git? Erva nerede, iyi mi?
- Hâlâ Erva diyorsun! Yahu git diyorum sana anlamıyor musun?
Yusuf böyle davranmazdı.. Yoksa Erva'ya.. Hayır hayır.. Allah'ım sen koru.
- Oğlum kim gelen?
- Kimse baba!
Yusuf tam kapıyı kapayacakken engel oldum.
- Eren abi?
- Ali?
Seslenmemle Eren abi içeriden gelmişti. O da hayal kırıklığı ile bakıyordu bana. Daha dün kızımla görüşsünler dememiş miydi?
- Ne var Ali?
- Erva'yı görmeye geldim ama.. O iyi mi, bir şey mi oldu?
- Seni ilgilendirmez Ali, babanla olan dostluğumuzun hatrına kalbini kırmak istemiyorum.
- Ama.. Ama babam..
Sanırım bir faydası olmayacaktı. Böyle bir tepki beklemiyordum.. Ben kötü bir şey yapmadım ki..
- Daha geçen gün görüşsünler dediniz ama?
- O geçen gündü Ali, kızım ağlamaktan perişan olmadan önceydi!
Erva'yı ağlatan ben değildim.. Asıl iftiraya uğrayan bendim.. Neden ben suçluymuşum gibi davranıyorlardı şimdi?
- Eren abi, Allah aşkına iftiraya uğrayan bendim, bende ağlamaktan perişan oldum, ama Erva'yı ağlatacak bir şey yapmadım asla..
- Sen kaçıp gitmeseydin kızım bu kadar üzülmeyecekti.
Anlaşılan benim duygularımın önemi yoktu. Yorgunluktan şuraya bayılacak gibi olduğumdan daha fazla uzatmayarak özür dileyip gitmek şuan tek seçeneğimdi. Artık daha sonra babamla birlikte konuşacaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh-u Revan (Tamamlandı)
Novela JuvenilBu kitap mefhum isimli kitabımın ikincisidir!!! Mefhumu okumadan bunu anlamanız zor olabilir ☺️ Ruh-u Revan; Ruhun zuhuru, ruhun akışı, ruhun ferahlığı anlamlarına gelir... Tanıtım, İnsan nedir? Bunu sorgulayarak başladım ben. Sahi insan nedir ge...