Bölüm:10 🌷

73 18 7
                                    

Dokuzuncu bölümü okuyanlar için Ömer'in babası iç mimar annesi bilgisayar mühendisi yanlış yazmışım dkajejfpdıdpskwj nasıl yanlış yazdın derseniz orası biraz karışık 😅

~Ahsen'den~

Ali yatsı namazını kılmadan eve gelmeyecekti anlaşılan. Annemlerin de gelmesine az kalmıştı ve ben açlıktan bayılacaktım artık. Acaba bir şeyler hazırlasam becerebilir miydim? Neden yapamayım ki?

Hevesle yerimden kalkıp mutfağa geçtim. Geçtim geçmesine ama ne yapacaktım ki?

Artık bir şey bulurdum. Telefonumu açıp rastgele tariflere bakmaya başladım. Acaba annemin ya da babamın sevdiği bir yemek mi yapsaydım. İyi de annemle babam ne seviyor bilmiyorum ki... Ali? Ali yemek seçmez, annem ne yemek yapsa hepsine olur der...

Gerçi ne yaparsam yapayım yetişmezdi. Annemle babam gelmek üzereydi zaten.

Telefonumun çalmasıyla Masanın üzerine bıraktığım telefonumu alıp babamdan gelen aramayı cevapladım.

- Efendim baba?

(Prensesim, annenin ameliyatı var biraz gecikecek. Ben de şimdi camiye geçiyorum. Sen aç mısın? Açsan eğer eve geleyim direkt.)

- Hayır baba aç değilim beklerim. Sen namazını kıl.

(Tamam güzel kızım benim. Nasılsın bu arada?)

- İyiyim baba merak etme.

(Seninle eve gelince konuşalım inşaAllah. Kardeşin evde mi?)

- Hayır baba, bugün kan bağışı yapmış biraz halsizdi. Ben de bir şeyler hazırladım ona. Biraz iyi olunca da Camii ye gitti.

(Af Allah'ım bu çocuk niye söz dinlemiyor. Tamam kızım hadi evde görüşürüz. Allah'a emanet)

- Görüşürüz baba.

Telefonu kapatır kapatmaz saate baktım. Yatsı ezanına on dakika vardı. Ben on dakika da ne yapacağıma bile karar veremezdim.

Odama geçip yatağıma uzandım. Acaba namaz mı kılsaydım? Kurstayken namaz surelerini ezberlemiştim. Babam yedi yaşımdan beri namaz kılmamı istiyordu. Namazı sevdirmek için çabalıyordu. Yedi yaşlarımdayken kılıyordum aslında ama sonra bırakmıştım. Ortaokuldayken namaz kıldığım için çok dışlanmıştım. Sonra da İmam Hatip ortaokuluna göndermişti babam. Ama ben oradaki öğretmenlerimi sevemiyordum bir türlü. Cansu denilen o kadın yüzünden, öğretmenlerle aram hiç iyi olmamıştı bu zamana kadar. Sabahki Banu hoca da bunlardan biriydi. Sahi ben nasıl okula gidecektim yarın? O insanlarla nasıl biraraya gelecektim?

Ezan sesiyle yerimde doğruldum. Yine Ali gibi kapattım gözlerimi. Ezan sesi bir farklıydı. Yani huzur veriyordu insana ama ben hiçbir şey hissedemiyordum. Ali de babamda Rabbimiz bizi huzuruna çağırıyor diyordu. Ben ise bir türlü o hissi yaşayamıyordum. Namaz kılmak hep çok uzaktı bana.

Ezan bitince yerimden kalkıp salona geçtim. Televizyonu açıp çizgi film kanalını açtım. Küçükken Kaan amcanın bize izlettiği çizgi film vardı yayında 'Cille' şaşırmıştım. Normalde yayından kaldırmışlardı.

Merakla yayın akışına baktım. Babamla annemin bahsettiği eski çizgi filmlerin bazıları da yayın akışına eklenmişti. Uzun kulak ailesi, jungoomun rüyası, Tarçın ve arkadaşları, marsupilami vs. vs.

(Benim hayaller 🥺)

Işıkları kapatıp televizyonun karşısında kalan koltuğa oturdum. Cille gerçekten çok güzel bir çizgi filmdi, annemin anlattığı kadar vardı. Tesadüf... Kaan amcanın, küçükken Ali'yle bana izlettiği bölüm vardı ekranda. Kayra'nın behmutu tamamen kaybettiği bölüm... Ne kadar kızmıştım küçükken ona. Neden bile bile kaybetti onu diye. Hatta ağlamıştım. Ömer abi de yanıma gelip 'buna mı ağlıyorsun gerçekten?' Diyerek bana gülmüştü ve ben daha çok ağlamıştım. Kaan amca sağolsun o teselli etmişti beni. "Sen Ömer'e bakma, erkekler anlamaz böyle şeylerden." demişti. Gerçekten harika bir insandı hayrandım ona.

Ruh-u Revan (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin