Bölüm:41 💝

78 15 11
                                    

Her şeyi öğrenmenin zamanı şimdi gelmişti.. Ali de Ahsen de bilmek istemeyecekleri gerçeklerle yüzleşmek zorundalardı.

Atlas bütün hazırlıkları yapmıştı. Ablası Cansu gibi o da tutuklandığı için son hamlesi o video kayıtlarını bir şekilde Ahsen'e ulaştırmak olacaktı. Bunun için Kiraz'ı çağırmıştı yanına.

Ama Kiraz artık ona yardım etmek istemiyordu. Zaten bu zamana kadar tehditleriyle her dediğini yapmıştı. Artık korkmuyordu ondan.

Kiraz'ın onu reddetmesi Atlas'ı sinirlendirmişti. Bir şekilde bu işi tamamlaması gerekiyordu. Eskiden ortak olduğu arkadaşlarından birini çağırıp video kayıtlarının olduğu flash belleklerin yerini ve gönderilmesi gereken adresi teslim etti.

***

Ali'nin tamamen uyanmasıyla herkesi tatlı bir telaş sarmıştı. Ali'nin vücudu yeni karaciğere uyum sağlayabilmişti. Birkaç güne hastaneden çıkacağı için, Ahsen Erva'yla beraber ev temizliğine başlamıştı.

Asaf'la Gamze el ele Ali'nin odasına girdiler. Ali anne babasına içtenlikle gülümsedi.

- Oğlum nasılsın?

- Elhamdülillah annem.

Asaf oğlunun uzandığı yatakta kalan boşluğa oturup elini Ali'nin saçlarının arasında gezdirdi.

- Enes bu ne hal saçın başın birbirine karışmış. Hele bir hastaneden çıkta, seni bir berbere götüreyim ben.

Asaf yaptığı espriyle gülümserken, Ali bir an duraksadı. Zihninde sürekli olarak konuşmalar canlanıyordu. Bunlardan biri de Erva'nın 'Saçların uzamış, sana çok yakışmış.' deyişiydi.

- Ben böyle iyiyim baba.

Deyiverdi bir anda. Erva yakışmış dedikten sonra nasıl tıraş olurdu?

- A-a hanım bizim oğlana bir şeyler olmuş?

- Evet, Ali sen böyle uzun saç sevmezsin oğlum?

Ali ne diyeceğini bilememişti bir an..

- Şey, aynadan baktım da kendime, hoşuma gitti.

Yalan değildi, o da sevmişti bu halini.

- Oğlum, Adem beyle görüştükte, sen birkaç ay önce kendi canını hiçe sayarak Adem beyin oğlunu kurtarmışsın? Annecim niye bize hiç bahsetmedin?

- Annem, böyle şeylerden bahsetmeyi pek hoş karşılamıyorum..

- Öyle oğlum da, arabanın önüne atlamışsın.. Tamam küçük bir çocuğu kurtarmışsın ne güzel, ama keşke bizim de haberimiz olsaydı.. Neyse, baksana sen birinin hayatının kurulmasına vesile olmuşsun, şimdi de onlar senin kurtulmana vesile oldular...

Ali sessiz kalmaya devam etti. Ne diyeceğini bilmiyordu. Aklına gelenle kaşlarını merakla çatarak annesine baktı.

- Anne, insanlar uyurken ya da bilinci yerinde değilken kendilerine söylenenleri duyabilirler mi?

- Evet oğlum, ne duydun bakayım sen?

- Yani, zihnimde bir şeyler canlanıyorda hatırlamıyorum.. Yani çoğunu tam çıkaramıyorum işte.

- Erva konuştu mu seninle?

Ali'nin utançla göz bebekleri büyüdü. Demek gerçekten Erva gelmişti buraya...

- Ben onu hiç görmedim anne. Şey, bana Kuranı kerim verir misin? Abdestim varken okuyayım.

Ali konuyu değiştirmeyi başarmıştı.
Annesi de onun utandığını anlayarak konuyu kapatmış, Kur'an-ı Kerim getirip odadan çıkmıştı. Ali Kuranı bağrına basarak babasına döndü.

Ruh-u Revan (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin