"Lafımı olur dar ağacına vur beni..."
❝
Yemek masasından kalkıp odaya geçeli yarım saat olmuştu. Aykan oturma odasına gittiği için odada tektim. Yanağımda ki ıslaklığı silip yorganın altına girdim. Annemi özlemiştim ama ne arayabiliyor ne de herhangi bir haber alabiliyordum. Düşüncelerimin arasında gözlerimi kapatıp uykuya dalmak için güzel şeyler düşünmeye çalıştım ancak olmuyordu. Aykan acaba şuan ne durumdaydı? Bu düşünce kafamdan çıkmıyordu.
"Allahım ne olur daha fazla büyümesin olay." Sessizce ettiğim duanın ardından gözlerimi kapatıp kolay kolay uyuyamayacağımı bilsem de yorgana sıkıca sarıldım.
..
Sabah uyanıp üstümü başımı düzelttikten sonra odadan çıktım ardından lavaboya ilerleyip işlerimi halettim. Kendime aynadan bakıp çömüş göz altlarıma dokundum. Çok kötü gözüküyordum.
"Off." Lavabodan çıkıp tekrardan odaya girdiğimde üstüme bir şeyler geçirip hızlıca yatağı düzelttim. Ardından odadan çıkıp mutfağa geçtim. Aykan hariç herkes masada oturmuş kahvaltı yapıyordu.
"Günaydın." Bahar teyze bana bakıp gözlerini devirse de Hüseyin amca gülümsemişti.
"Günaydın oğlum gel otur kahvaltı edelim." Kafamı sallayıp Çiçeğin yanına oturdum.
"Çiçek, Aykan nerede?" Çiçeğin kulağına fısıldadığım soruyla Çiçek dudaklarını büzdü.
"Sabah erkenden çıkmış normalde asla kahvaltı etmeden çıkmazdı." Kafamı sallayıp önüme döndüğümde parmaklarımla oynamaya başladım.
"Bugün babanla çarşıya ineceğiz ev sana emanet kızım." Bahar teyze Çiçeğe yönelik konuştuğunda Çiçek kafasını sallamakla yetindi. Çok geçmeden Bahar teyze ile Hüseyin amca masadan kalkıp odalarına geçtiklerinde Çiçek hızlıca bana döndü.
"Elvan dün dediğim şeyi unutmadın değil mi?" Kafamı sallayıp unutmadım diye mırıldandım. "O zaman kahvaltını hızlıca yap annemler çıktıktan sonra hazırlanalım hemen." Çiçeğin heyecanlı haline bakıp gülümsediğimde o da kocaman gülümsedi. Ardından masadan kalkıp hızlıca kendi odasına girdi.
"Biz çıkıyoruz Elvan oğlum." Hüseyin amca bana seslendiğinde boğazımı temizledim.
"Tamam baba." Kapının açılıp kapanma sesi geldiğinde ayağa kalkıp kendime bir bardak çay doldurdum. Ardından tekrardan masaya oturup kahvaltı etmeye başladım. Fazla iştahım olmadığını fark edince de masadan kalkıp mutfağı hızlıca toparladım.
"Elvan gel hadi." Çiçek bana seslendiğinde elimde ki bezi bırakıp mutfaktan çıktım ardından kapısı açık olan odasına girdim.
"Nasıl olmuşum?" Çiçek adı gibi çiçekli bir elbise giymiş heyecanla bana bakıyordu.
"Çok güzel olmuşsun." Çiçek gülümseyip elimden tuttuğu gibi beni makyaj masasının önüne getirdi.
"Hadi makyaj yapalım." Çiçek sandalyeye oturup beni de yanda ki tabureye oturttu. "Sen şimdi bana renkleri söyleyeceksin bende yapabildiğim kadar güzel bir makyaj yapacağım." Kafamı sallayıp Çiçeğin elinde ki makyaj malzemesini aldım. Beraber makyaj yapmaya başladığımızda Çiçek gazını alamamış bana da hafif bir makyaj yapmıştı.
"Elvan sende etek giysene." Çiçek heyecanla bana baktığında hızla kafamı sağa sola salladım.
"Bir gören olur giymeyeyim." Bu küçük yerde böyle kıyafetler giymek biraz cesaret istiyordu.
"Ya giy bir beğenmezsen hemen çıkarırsın zaten." Çiçek ayağa kalkıp dolabından çıkardığı yırtmacı derin olan mini krem eteği ve yine krem ipli bir cropu elime tutuşturdu. "Giy hadi." Gülümseyip odadan çıktığında bir elimde ki kıyafetlere birde kendime baktım. Bunlar bana yakışmazdı ki.
"Hadi Elvan giy hemen geç kalacağız." Çiçeğin sesini duymamla üstümde ki tişörtü çıkartıp sarılı göğüslerimin üstüne krem renginde ki cropu geçirdim. Bu fena durmamıştı ama etekten hala korkuyordum. Oflayarak pantolonumu çıkartıp eteği de bir çırpıda giydim.
"Çok kısa bu." Yırtmacı eteği sanki daha da kısa gösteriyordu. Güzeldi ama çok kısaydı ve bir erkek olarak bu kıyafetleri giymek çekinmeme sebep oluyordu açıkçası.
"Elvan giriyorum artık." Çiçek birden içeriye dalıp beni baştan sona inceledi ardından yanıma gelip eteğin boyunu eliyle ölçtü. "Çok kısa ama bembeyaz bacaklarını ortaya çıkarmış." Çiçek makyaj masasının üstünde ki parfümü alıp önce kendine ardından da bana sıktı. "Gel hadi."
"Nereye?" Çiçek elimden tutuğu gibi beni odadan çıkarıp kapıya getirdi. "Çiçek ben böyle çık-" Çiçeğin kapıyı açmasıyla bizi karşılayan Aykan ve yanında ki adama şokla baktım. Yakalanmıştık..
"Gel hadi." Çiçek kapıdan çıkıp karşısında ki bedene çarptığında ağzından bir çığlık kaçtı.
"Çiçek içeriye geçin çabuk." Aykan bana bakarak konuştuğunda sertçe yutkundum. Yanında ki adam ise odaklanmış çiçeği hayranlıkla izliyordu. "Elvan içeriye geç." Aykanın sinirli sesi tüylerimi ürpertirken hızlıca arkama dönüp yürüdükçe açılan eteğimi düzelte düzelte çiçeğin odasına girdim. Çiçek de hemen peşimden geldiğinde bizden biraz sonra odaya giren Aykanla ikimizde kafamızı eğdik.
"Böyle mi dışarıya çıkacaktınız?" Aykan sinirle bize baktığında Çiçeğin dudağı titredi. "Bu mahallede cidden böyle mi çıkacaktınız dışarıya?"
"Abi, Elvan çıkmıyordu ben zorladım onu." Aykan derin bir nefes verip kardeşinin yanına gitti.
"Çiçeğim benim, ben sizin kıyafetinize kızmıyorum ki istediğinizi giyersiniz kimse de karışamaz. Benim anlatmaya çalıştığım şey böyle bir mahallede bu kıyafetlerle dışarıya çıkmanız. Biri size laf atsa gebertmem gerekecek nasıl çıkacağız bu işten?" Çiçek hızlıca kafasını salladı.
"Haklısın abi." Aykan kardeşinin yanağına küçük bir öpücük bırakıp bana döndü.
"Odaya geçip üstünü değiştir." Hızlıca kafamı sallayıp odadan çıktığımda Aykanın kafasını sağa sola salladığını gördüm. Ancak üstelemeden hızlıca odaya girip üstümü değiştirdim. Kapı çok geçmeden tıklatıldığında gir diye mırıldandım. Aykan kapıyı açıp içeriye girdikten sonra yanıma gelip yatağa oturdu. Bir şey demek istiyor ama kendine hakim olmaya çalışıyordu.
"Aykan sabah kahvaltıya kalmadan gitmişsin, neden?" Aklıma gelen ilk şeyi söylediğimde Aykan boğazını temizledi.
"Öyle gerekti." Kafamı sallayıp yanağımın içini dişlemeye başladım.
"Ben özür dilerim hem ailenle kavga etmene sebep olduğum için hem de bu kıyafetleri giydiğim için." Aykan hızlıca ayağa kalkıp kolumu tuttu.
"Sakın bu sebepler yüzünden özür dileme bir daha. Ben ailemle gerektiği için kavga ettim, etek giymende sana kalmış bir şey. Ben karışamam, sadece Çiçeğe de dediğim gibi bu mahallede giymenizi pek istemem. Güzelliğinizi bu kadar ön plana çıkarmanıza gerek yok özellikle de senin. Ayrıca kadın kıyafetleri içinde bile bu kadar güzel gözükmene ne gerek var ki?" Aykan son dediği şeyin- ona göre saçmaladığının- farkına vardığında hızlıca boğazını temizleyip kafasını eğdi. "Ben çıkıyorum gelirsin sende." Arkasına bakmadan odadan çıktığında ardında bıraktığı yanakları yanan ve elleri heyecandan titreyen benden habersizdi.
Devam Edecek
Levirat fight Müphem kapışın bakalımm qıdncwjoencfüoıw (Kurgularını kapıştırmayan da ne bilm.) Bu arada Leviratı da okumadıysanız okuyun benceee :D
Aykan bir aşık olsa var ya Elvanı bebeği gibi sever yemin ederim... Hatta Ziranın Umuta, Alparslanın Selçuğa, Mehmetin Hakana, Selimin Olcaya, Azadın Kerime, Erhanın Kadire, Doğanın Hazara (Şaka şaka aıdjeouncdo) Onurun Hazara olan aşkı da neymiş dersiniz :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPHEM (BXB)
Romance[TAMAMLANDI] Küçüklüğünden beri şiddet görüp yaraları olan Elvanın ve bir çok yerde dükkan işletip kendini işe adayan Aykanın hikayesi... EŞCİNSEL VE İNTERSEX KONULU BİR KURGUDUR !