❝
Aykanın yanımdan kalktığını hissettiğimde gözlerimi hafifçe aralayıp etrafa bakındım ardından havanın daha aydınlanmadığını fark ettim. Aykanın neden bu saatte kalktığını düşünürken o odadan çıkıp kapıyı arkasından kapattı. Bende o sırada esneyip yattığım yerden doğruldum. Çok fazla uykum vardı ancak Aykanın bu saatte uyanmasının nedenini merak etmiştim.
Ayağa kalkıp terliklerimi giydiğimde kapının açılmasıyla içeriye yüzünü kurulayan Aykan girdi. Göz göze geldiğimizde yüzünde ki havluyu indirip kenara bıraktı.
"Günaydın uyandırdım mı? Kusura bakma fazla ses çıkardım herhalde." Hızla kafamı sağa sola salladım.
"Yok yok sorun değil sana da günaydın. Erken uyanmışsın bir yere mi gideceksin?" Merakıma yenik düşüp sorduğum soruyla Aykan boğazını temizledi.
"Her zaman bu saatte kalkıyorum namaz kılıp işe gideceğim." Kafamı sallayıp ince uzun hırkamı üstüme geçirdim. Üşüdüğümü hissetmiştim.
"Kaçta çıkarsın kahvaltı hazırlayayım hemen." Aykan çekmeceden çıkardığı seccadeyi yere serdikten sonra bana dönüp gözlerini gözlerime sabitledi.
"Yarım saate çıkarım hiç zahmet etme." Üşüyen ellerimi hırkanın cebine koyup ısıtmaya çalıştım.
"Olsun hemen hazırlarım aç aç işe gitme." Aykana kısa bir bakış atıp hızla odadan çıktım. Mutfağa girdiğimde cezveye iki tane yumurta koyup kaynamaya bıraktım. Kahvaltılıkları da masaya dizip çay suyunu da koyduktan sonra salatalıkla domatesi dilimlemeye başladım. Ardından kaynayan yumurtaların altını kapatıp çayı da demledikten sonra iki tane bardak ve iki tane tabak çıkardım. Yumurtaları soyup tabaklara koyduğumda içeriye giren Aykanla elimdekileri masaya bıraktım. Ardından çayları da doldurduktan sonra masaya geçip Aykanın karşısına oturdum.
"Zahmet ettin gerçekten de eline sağlık." Aykana bakıp gülümsedim ardından önemli değil diye mırıldandım. Beraber kahvaltı yapmaya başladığımızda ortamda ki garip sessizlikten dolayı gerildiğimi hissettim. Birbirimizden çekinmemiz sanki aramıza duvarlar örüyordu. O duvarların yıkılması gerekirken yeni duvarların örülmesi moralimi bozmaya yetmişti.
"Elvan.." Aykanın bana seslenmesiyle kafamı kaldırıp kahvelerine baktım.
"Efendim?" Elimde ki bardağı masaya bırakıp üşüyen ellerimi ısıtmak için birbirine sürtmeye başladım. Havalar gerçekten de soğumaya başlamıştı.
"Anneni özlediysen onu buraya çağıralım gelip bir kaç gün kalsın. Sen gitmek istemezsin biliyorum ki bende o eve gitmeni istemiyorum. Ne dersin? Eğer istersen akşam gidip alırım.." Aykanın dedikleriyle gözlerimin dolduğunu hissedip ağzımı araladım. Ancak konuşamayıp gözlerimden yaşların akmasına izin verdim. Doğru mu duymuştum?
"Elvan iyi misin?" Aykan oturduğu yerden kalkıp yanıma geldiğinde hızlıca ayağa kalkıp boynuna atladım. Kafamı boynunun girintisine gömüp ağlamaya devam ettim. Ayaklarım yere değmediği için adamın boynuna asılmış gibi duruyordum ancak şuan bunu düşünecek durumda değildim. İçim içe sığmıyordu. Annemin buraya gelecek olma düşüncesi onu görecek olmam beni çok heyecanlandırmıştı.
"Aykan ben.. getirir misin annemi gerçekten de?" Kafamı kaldırmadan konuştuğumda Aykan saniyelerin sonunda ellerini belime atıp beni hafifçe havaya kaldırdı. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda şaşırdığını surat ifadesinden fark edebiliyordum.
"Getiririm tabi sen ağlama yeter." Gülümseyip tekrardan boynuna sıkıca sarıldığımda Aykan da belimden tutup beni sıkıca sardı. Sonrasında hatırlayıp deli gibi utanacağımı bilsem de şuanlık içimden nasıl geliyorsa öyle yapmıştım. Aykana ne kadar teşekkür etsem azdı. Onun kalbi de yüreği de çok büyüktü. Sanki senelerdir onca kötülüğün arasında bana gönderilen iyilikti o...
Olayın şokunu atlatıp ayaklarımı yere bastığımda kafamı eğip boğazımı temizledim. Şuan hem çok mutluydum hem de deli gibi utanıyordum. Aykana sarılmıştım o da bana sarılmıştı. İçim içime sığmıyordu..
Çok geçmeden sofrayı toplamaya başlayan Aykanla bende ona yardım ettim. Beraber sofrayı toparlayıp masayı sildikten sonra birimize bakmadan mutfağın ortasında dikilmeye başladık. Saniyeler sonra sessizliği bozan şey Aykanın öksürme sesiydi.
"Ben gideyim artık akşam annenle birlikte dönerim." Aykan bana bakıp konuştuğunda gülümsememe engel olamadım.
"Çok teşekkür ederim Aykan o kadar mutluyum ki." Heyecanlı bir şekilde konuşmam Aykanı gülümsetti.
"Teşekkür etmene gerek yok mutluysan gerisi önemli değil." Kafamı eğip gülümsemeye devam ettiğimde Aykanla beraber mutfaktan çıkıp kapıya yürüdük.
"Görüşürüz o zaman dikkat et kendine." Aykana bakıp kafamı salladım.
"Sende.. kolay gelsin hayırlı işler." Aykan sağ ol diye mırıldandıktan sonra bana son kez bakıp evden çıktı. Bende çok geçmeden kapıyı kapatıp sırıtarak odaya girdim. Kendimi yatağa attığımda bir kez daha doğru insanı bulduğuma emin olup kendimi uykunun kollarına bıraktım.
...
İki saat daha uyuduktan sonra uyanıp odadan çıktım. Mutfağa girdiğimde kahvaltı yapan üçlüye gülümseyip günaydın diye mırıldandım.
"Günaydın Elvan oğlum." Hüseyin amca bana bakıp gülümsediğinde bende gülümsedim. Bahar teyze ise bana bakmayıp kahvaltısını yapmaya devam etti. "Gel otur oğlum kahvaltı edelim."
"Yok baba afiyet olsun size ben sabah Aykanla yedim." Hüseyin amca kafasını sallayıp kahvaltısına devam ettiğinde Bahar teyze bana döndü ancak bir şey demeden çayını yudumlamaya devam etti.
Çiçek ise o sırada düşünceli bir şekilde kahvaltısını yapıyor arada bir sırıtıyordu. Deniz mevzusu olduğunu anladığımda bende gülümsemeden edemedim.
"Hadi gideyim bende geç kalmadan afiyet olsun size." Hüseyin amca sofradan kalktığında bizimle vedalaşıp evden çıktı. Çiçek ise yorgunum bahanesiyle odasına kaçtığında mutfakta Bahar teyzeyle tek kaldık.
"Aykanımla beraber mi yattınız dün gece?" Bahar teyze bana merakla baktığında yutkunup kafamı salladım. "Aferin kocana eşlik yapmaya başlamışsın tez vakitte çocuk da versen..." Bahar teyzenin dediği şeyle kafamı eğdim. Bebek düşüncesi beni korkutuyor altından kalkamayacağım bir sorumluluk gibi hissettiriyordu. Nedensizce korkuyordum yapamam diye düşünmeden edemiyordum.
"Geceliklerini giydin mi?" Bahar teyzenin sorusuyla kafamı sağa sola salladım. Onları giyip Aykanın karşısına çıkma düşüncesi bile kalbimin deli gibi çarpmasına neden oluyordu. "Bu gece giyip süslen fazla da korkma." Bahar teyze bardağını masaya bırakıp ayaklandığında mutfaktan çıktı. Bende bana dediklerini düşünüp mutfağı toparladım işim bittiğinde de odaya dönüp biraz dinlendim. Akşama doğru ise odadan çıkıp mutfağa girdim ardından yemek yapan Bahar teyzeye yardım etmeye başladım. Annemin gelecek olma düşüncesi içimi kıpır kıpır ederken gülümsemeden edemedim. Tüm gün dayanmış olmama rağmen şimdi dayanamıyordum.
"Salatayı yapmaya başla Aykanlar gelir birazdan." Bahar teyzeye bakıp kafamı salladım ardından salatayı yapmaya koyuldum. O sırada çalan zille elimde ki bıçağı tahtanın üstüne bırakıp koşar adım mutfaktan çıktım. Dış kapıya geldiğimde ellerim titreye titreye kolu aşağıya indirdim. Gördüğüm bedenle gülümseyip dolan gözlerime aldırmadan kollarımı annemin boynuna doladım. Çok özlemiştim...
"Annem..." diye fısıldadım.
"Elvanım..." Annemde bana sıkıca sarılıp saçlarıma öpücük kondurduğunda gülümsemeden edemedim. Şuan benden mutlusu yoktu...
Devam Edecek
Bu kurgu akıyor hocam akıyor :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPHEM (BXB)
Romance[TAMAMLANDI] Küçüklüğünden beri şiddet görüp yaraları olan Elvanın ve bir çok yerde dükkan işletip kendini işe adayan Aykanın hikayesi... EŞCİNSEL VE İNTERSEX KONULU BİR KURGUDUR !