16- Dershane

3.7K 329 179
                                    


1 Hafta Sonra

Aykanla nikah memurluğundan çıkıp arabaya geçtik. Nikah için gerekli her şeyi halledip gün almaya gelmiştik. Bu ayın dolu olmasından ötürü de diğer aya gün verebilmişlerdi. 

Bu günden tam bir ay sonra buraya tekrardan gelip nikah masasına oturacak olmamızın heyecanı şimdiden sardı bedenimi. Ancak şuan dershaneye doğru gidiyor olmamız bu heyecanımı geri plana atıyor bedenimde stresin baş göstermesine sebep oluyordu.

"Heyecanlı mısın?" Aykanın sorusuyla titreyen ellerimi pantolonuma bastırıp ona döndüm.

"Biraz heyecanlıyım." Aykan kafasını sallayıp tekrardan yola döndüğünde boğazını temizledi.

"Gerilmeni gerektirecek bir durum yok derslerini dinlesen yeter." Kafamı usulca salladığımda Aykan arabayı nikah memurluğuna çok yakın olan büyük dershanenin önünde durdurdu. "Geldik bile." Aykana dönüp küçük bir tebessüm ettim. Stresli olduğum için boğazımda geçmeyen bir yumru var gibi hissediyordum.

"Görüşürüz o zaman." Aykan kafasını sallayıp gülümsediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Görüşürüz ben seni çıkışta alacağım." Kafamı salladıktan sonra derin bir nefes alıp arabadan indim ardından yavaş adımlarla bahçeye girip büyük binaya adımladım. Dün Aykanla birlikte gelip konuştuğumuz için sınıfımı biliyordum. Yavaş adımlarla yukarıya çıkıp sınıfıma girdim. Cam kenarı en öne oturduğumda bu sıralara oturmayı ne kadar çok özlediğimi fark ettim.

"Selam kanka." Yanıma esmer uzun bir çocuk oturduğunda boğazımı temizleyip toparlandım. "Devrim ben." Çocuk elini uzattığında bende elimi uzattım.

"Elvan Emin..." Çocuk kafasını sallayıp elini çekti.

"Memnun oldum Emin." Uzun süredir kimseden bu adımı duymamak şuan için oldukça garip gelmişti. Aynı zamanda babamın bağırışları da kulağıma doluşmuştu...

"Elvanı kullanıyorum." Devrim kafasını sallayıp çantasından bir kaç bir şey çıkardı. Üstünde Karl Marx yazan bir kitaba ise büyük bir tutkuyla bakıp gülümsedi. "Güzel bir kitap galiba?" Merakıma yenik düşüp sorduğum soruyla Devrim bana dönüp gülümsedi.

"Tanınması ve düşüncelerinin herkes tarafından bilinmesi gereken adamlardan bence." Kafamı sallayıp anladım diye mırıldandım. "İlgini mi çekti?" 

"Yani aslında daha çok klasik kitap okurum ama farklı düşüncelerle fikirleri öğrenmeyi de severim. Yeniliklere açık olmalı her türlü düşünceye saygı duymalıyız bence." Devrim dediğim şeylerden sonra kocaman gülümsedi.

"Ağzından bal akıyor bal eğer istersen sana kitap getirebilirim okumadıysan Che Guevarayı kesinlikle okumalısın hatta yarın bir getireyim bak" Kafamı sallayıp gülümsedim.

"Tamam teşekkür ederim." Devrim kafasını salladığında içeriye giren öğretmenle konuşmayı kesip tamamen derse odaklandık.

...

Dersler bitmişti ancak bende bitmiştim. Galiba bu kısa sürede fazlasıyla paslanmıştım. Oflayarak yavaş adımlarla aşağıya indiğimde Devrim arkamdan gelip omzuma yavaşça vurdu.

"Yarın görüşürüz kanka." Kafamı sallayıp gülümsedim.

"Görüşürüz." Devrim hızlı adımlarla binadan çıktığında bende kendimi dışarıya attım. Dershanenin önüne geldiğimde ise Aykanı görüp hızlıca arabaya bindim.

"Selam." Aykan bana dönüp gülümsediğinde bende gülümsedim itiraf etmeliyim ki onu bu kısa sürede fazlasıyla özlemiştim.

"Hoş geldin nasıl geçti günün?" Bugün olanları kısaca Aykana anlatmaya başladım.

"İşte bir çocukla tanıştım kitap okumayı seviyormuş o da benim gibi yarın bana kitap getirecek hatta." Aykan kaşlarını kaldırıp alt dudağını yaladı.

"Okumak istediğin kitapları söyle alırım ben başkasından almana gerek yok." Hızlıca kafamı sağa sola salladım.

"Hayır aslında o bana önerdi bende olur okurum dedim şimdi beğenmezsem falan paran boşuna gider. Almayı çok istediğim kitapları alırız onun yerine." Aykan kafasını belli belirsiz salladığında arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladı. "Senin işin nasıl geçti?"

"Aynıydı çok bir fark yoktu sadece müşteriler bugün biraz fazlaydı." Kafamı salladığımda Aykan anlatmaya devam etti. Böyle konuşmamız birbirimizle bir şeyler paylaşmamız bizi daha fazla yakınlaştırıyordu ve ben bu durumdan fazlasıyla memnundum.

Çok geçmeden evin önünde durduğumuzda çantamı alıp arabadan indim. Aykan da indiğinde beraber eve girip direkt odaya geçtik. Ben hızlıca havlumu ve kıyafetlerimi alıp kendimi banyoya attım. Sıcak bir duş aldıktan sonra geri çıkıp odaya girdim. Annem doğum günümün sabahında her ne kadar istemesem de eve geri dönmüştü ve ben bu durumdan oldukça rahatsızdım. Annem hep yanımda olsun hiç gitmesin istiyordum.

"Elvan yemek hazırmış annem çağırıyor." Aykan odaya girip seccadesini kenara bıraktığında kafamı sallayıp peşinden çıktım. Beraber mutfağa girdiğimizde hazır olan sofraya oturduk. Çiçek de ben masaya oturur oturmaz yanıma yaklaşıp bugün hakkında sorular sormaya başladı.

"Çiçek kızım yemeğini ye." Bahar annenin huysuzca homurdanması Çiçeğin yüzünü düşürse de kafasını sallayıp yemeğe devam etti. 

Yemek çok geçmeden bittiğinde ayaklanıp sofrayı hızlıca toparladım ardından Aykanın da yardım etmesiyle bulaşıkları yıkayıp yorulduğum için kendimi odaya attım. Bugün fazlasıyla yorucu geçmişti ve sabah erkenden uyandığım için uykum vardı. Yatağa geçip üstümde ki pikeye sarıldığımda gözlerimi kapattım. O sırada içeriye Aykanın girmesiyle yavaşça ona döndüm.

"Aykan beni birkaç saat sonra uyandırır mısın?" Aykan kafasını salladığında gülümseyip gözlerimi kapattım ardından kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım.

...

Gözlerimi hafifçe araladığımda havanın aydınlandığını görüp yataktan doğrulmaya çalıştım ancak belime dolanmış kollar buna izin vermedi. Kafamı hafifçe kaldırdığımda bir kolumun Aykanın karnının üstünde bir bacağımın da bacaklarının üstünde olduğunu fark ettim. Aykan da belimi sıkıca kavramış kafasını boynuma iliştirmişti. Bu pozisyona nasıl geçmiştik bilmiyordum ancak içten içe hoşuma da gitmişti. Alt dudağımı dişleyip kalkmaya çalıştığımda Aykan homurdanıp beni biraz daha kendine çekti.

"Aykan uyanmamız lazım." Dershanem sabahtan başlıyordu Aykan da işe gidecekti bu yüzden erken uyanmamız lazımdı.

"Biraz daha." Aykanın bu haline gülümseyip elimi koluna attım.

"Geç kalacağız ama." Aykan oflayıp gözlerini araladığında bana bakıp hafifçe doğruldu.

"Her sabah nasıl tak diye uyanıyorsun?" Gülümseyip yanağımın içini dişledim.

"Alışkanlık olmuş galiba." Aykan esneyip kafasını salladığında ayaklanıp üstümde ki tişörtü çıkardım. Üstüme başka bir tişört geçirip altıma da siyah bol bir pantolon geçirdim. Aynaya bakmak için arkamı döndüğümde ise Aykanın bana baktığını fark edip büyük bir aydınlanma yaşadım. Aykanın varlığını unutup önünde üstümü değiştirmiştim...

"Ben bir lavaboya gideyim." Aykan koşar adım odadan çıktığında bende hissettiğim utançla hızlıca mutfağa ilerledim. Kahvaltı hazırlamaya koyulduğumda Aykan da içeriye girip bir şey demeden bana yardım etmeye başladı. Çok geçmeden de işimizi bitirip sofraya oturduk. 

Kahvaltımızı hızlıca yapıp evden çıktığımızda ikimizde yol boyunca hissettiğimiz utançla tek kelime konuşmadık. Dershanenin önünde durduğumuzda ise Aykanla kısaca vedalaşıp arabadan indim. Aramızda garip bir ortam oluştuğu için oldukça gerilmiştim Aykan da bu yüzden üstüme gelmemiş benimle konuşmamıştı. Kendime içimden saydırıp sınıfıma girdiğimde dün ki sırama oturdum ardından cam kenarını kapan Devrimle kısaca selamlaşıp bana heyecanla verdiği kitabı ders aralarında okumak için sıramın altına bıraktım...


                    Devam Edecek

Kuşlar bu kitabın ileride başımıza çok iş açacağını söylüyor :D

MÜPHEM (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin