13- Eskiler

3.7K 353 179
                                    

Önce ki bölümü atlamayın <3


Ertesi Gün

Öğlene doğru Çiçeğin beni zorla odasına çekiştirmesiyle hazırlanmaya başladık. Çiçek üstüne en az on tane elbise geçirip en sonunda sıkıldığı için herhangi bir tanesini giymeye karar verdi. Ben ise yine Çiçeğin zoruyla göbeği açık bir tişört altına da bol bir pantolon giyindim. Aynanın karşısına geçip gün gibi açıkta olan karnımla bir süre bakıştım.

"Çiçek abin bu mahallede böyle giyinmeyin demişti." Çiçek parfümünden bir kaç fıs sıkıp ayağa kalktı.

"Ya dükkan çok yakın olduğu için hemen gideriz kimse görmez merak etme." Çiçek dudaklarını büzüp bana baktığında derin bir nefes aldım.

"Peki tamam." Çiçek gülümseyip yanağıma öpücük kondurduktan sonra koluma girdi.

"Hadi o zaman Korkmaz kuyumcusu yolcusu kalmasın gerçi senin orası ama yine de olsun." Çiçeğin dediği şeye kıkırdayıp odanın kapısını açtım. Beraber mutfağa geçip yaptığımız yemekleri ve tatlıları poşetledikten sonra kapıya yürüdük. Bahar anne ile anneme gideceğimizi önceden haber verdiğimiz için tekrardan söylemeye gerek duymamıştık.

"Hadi anne çıktık biz." Çiçek annesine seslendikten sonra kapıyı açıp dışarı çıktı. Bende peşinden çıktığımda beraber kol kola girip dükkana doğru yürümeye başladık. 

Çiçek Denizden bahsederken onu dinlemesem de kafamı sallayıp Aykanı düşünmeye başladım. Kuyumcu dükkanına gelmeme nasıl bir tepki verecekti kestiremiyordum. Ya da onun için giyinip süslenmem umurunda olacak mıydı bilmiyordum. Yine de ne olacaksa olsun deyip gidiyordum.

Çok geçmeden dükkanın önüne geldiğimizde Çiçek kapıyı açıp gülerek içeriye girdi. Aykan, Deniz ve bir kaç kişi oturup bir şeyler konuşuyordu.

"Selam biz geldik." Çiçeğin seslenmesiyle tüm yüzler bize döndü.

"Ay Çiçeğim gelmiş." Arkadan hızlı adımlarla tatlı bir kız çıktığında Çiçeğe sıkıca sarıldı. Aykan da o sırada ayaklanıp yanımıza geldi.

"Hoş geldiniz hangi rüzgar attı sizi buraya?" Aykan bir bana bir açık göbeğime baktı ardından Çiçeğe döndü.

"Ya abi öyle canımız sıkıldı gelelim dedik Elvanla." Aykan kafasını sallayıp bizim için sandalye çektiğinde hızlıca geçip oturduk. Aykan ise oturmadan sandalyemi kendi sandalyesine doğru çekti ardından oturup kolunu sandalyemin arkasına attı.

"Buse ben memnun oldum." Çiçeğin yanında ki kız elini bana doğru uzattığında gülümseyerek elini sıktım.

"Tuğra bende memnun oldum." Masada oturan adamlardan biri elini uzattığında onunla da tokalaştım.

"Poyraz." Diğer adamla da tokalaştıktan sonra Denize gülümseyerek baş selamı verdim. "Aykan bizi eşinle tanıştırmamın nedeni şimdi anladım." Poyraz denilen adam bana bakıp gülümsediğinde Aykan kolunu belime indirip elini çıplak karnımın üzerine koydu.

"Tanıştırmaya gerek duymadım ondan." Aykan sert bakışlarını adamın üzerinde gezdirdiğinde boğazımı temizleyip kafamı eğdim.

"Abi biz size yemek getirdik birde Elvan dün yaptığı tatlıdan koydu." Çiçek yanında ki poşeti almaya eğildiğinde Deniz ondan önce davranıp poşeti masaya koydu ardından açıp içindekileri masaya dizdi. Herkes yemeklerin lezzetli göründüğüne dair bir şeyler mırıldandığında elimi Aykanın karnımda ki elinin üzerine attım.

"Sende yesene." Aykan bana dönüp bakışlarını karnıma indirdi ardından geri yüzüme bakıp gülümsedi.

"Olur yerim." Kafamı sallayıp bende gülümsediğimde Aykan elini belimden çekmeden ağzına dün yaptığım kurabiyeden bir tane attı.

"Allahım tatlı çok güzel olmuş." Deniz de Buseyi onayladığında Buse bir bana bir de Çiçeğe baktı. "Bu çikolatalı tatlıyı kim yaptı? Enfes olmuş bayıldım." 

"Elvan yaptı çok güzel olmuş dimi?" Buse Çiçeğe kafasını salladığında onlara bakıp gülümsedim.

"Öyle gerçekten enfes." Poyraz 'n' harfini uzatıp bana baktığında Aykan boğazını temizleyip ayaklandı. Her an karşısında ki adama saldıracakmış gibi duruyordu.

"Ben bir içeriye bakayım son kez, yavrum sende gel istersen." Aykan gülümseyip elini bana doğru uzattığında kullandığı hitap şekliyle sertçe yutkundum ardından kulaklarıma kadar kızarsam da Aykanın elini tutup ayağa kalktım. Beraber kolilerin olduğu bir odaya girdiğimizde Aykan kendini boş bir koltuğa atıp şakaklarını ovuşturmaya başladı.

"Başın mı ağrıyor?" Aykan kafasını usulca salladığında yavaşça yürüyüp arkasına geçtim ardından titreyen ellerimi alnına atıp ovmaya başladım.

"Ellerin çok soğuk üşüdün mü?" Heyecandan olduğunu söyleyemeyeceğim için kafamı usulca salladım. "O bez parçasını giyersen tabi üşürsün." Aykanın dediği şeyle istemsizce dudaklarımı büzdüm.

"Kötü mü olmuş?" Aykan titreyen ellerimi avucunun içine alıp sıcak nefesini üfledi.

"Kötü olmamış sorunda kötü olmamış olması zaten." Koltuğun kenarından dolanıp Aykanın yanına oturdum.

"Çok mu açık olmuş? Ben Çiçeğe açık oldu dedim ama sana çok yakışır abim de beğenir deyince-" Ağzımdan kaçırdığım şey Aykanı gülümsetirken hissettiğim utançla kafamı eğdim. Aykan ise elini çeneme atıp kafamı kaldırdı.

"Seni ilk gördüğümde de üstünde beyaz bir şey vardı ve göbeğin tişörtün toplandığı için hafifçe açılmıştı. Sahi o gün neden gelmiştin dükkana?" Aykanın o günü hatırlaması beni heyecanlandırırken alt dudağımı dişledim.

"O gün babamdan gizli dışarı çıkmıştım sonra da bir kaç kişi üstüme yürümüştü bende korkup kendimi rastgele bir dükkana atmıştım. Şansa senin dükkana girmişim." Aykan gülümsediğinde bende hafifçe gülümsedim. "Peki sen beni ağladığım gün nasıl buldun?"

"O gün yanda ki dükkandan mal almaya gelmiştim ağlama sesleri duyunca da meraklanıp senin olduğun tarafa yürüdüm. Şansa ağlayan kişi senmişsin." Aykan kendi lafımla beni vurduğunda kıkırdayıp kafamı eğdim. Eskilerden bahsetmemiz nedensizce mutlu etmişti beni.

"Abi, Elvan gittiniz gelmedeniz ya." Çiçeğin homurdanmasını duyduğumda hızlıca ayaklandım. Kapıya doğru yürüdüğüm sırada Aykan bileğimden tutup beni kendine çevirdi ardından kenarda duran hırkayı bana hızlıca giydirip fermuarı boğazıma kadar çekti.

"Üşüme daha fazla." Aykana bakıp kafamı sağa sola salladım.

"Yok şimdi iyiyim hem hava sıcak zaten-" Aykanın sert bakışlarıyla dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Olsun yine de üşüme." Aykan elimden tutup dışarı çıktığında eski yerimize oturduk. Masadakilerle havadan sudan sohbet ettikten sonra çok geçmeden Aykanın ayaklanmasıyla bizde ayaklandık. Zaten sohbet boyunca kendimi diken üstünde hissetmiştim bu yüzden kalkmamız iyi olmuştu.

"Tuğra daha sonra ayrıntılı konuşuruz kardeşim hadi selametle." Tuğra kafasını salladığında kısaca masadakilerle vedalaşıp dışarıya çıktık. Denizde Aykanın akşam yemeği için davet etmesiyle bizimle geliyordu. Buna en çok sevinende pek tabi Çiçek olmuştu. Bende çok sevinmiştim çünkü bugün hiç beklemediğim kadar güzel geçmişti. Aykanla eskilerden konuşup gülüşmemiz, yakınlaşmamızın ilk adımlarıydı ve umarım bunun devamı da gelirdi...


                          Devam Edecek


MÜPHEM (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin