36.Bölüm ASILMA

2.9K 72 9
                                    


Biz sohbete dalmışken kapıdan bağırma sesleri geliyordu. Kimin geldiğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Tabii ki de Can'dı. Korumalara misafirimin geleceğini söylemediğim için içeri almıyorlardı. Can'da en iyi yaptığı şeyi yaparak çirkefleşiyordu.

"Ay koca adam çekil diyorum sana! Arkadaşım içeride arkadaşım. Dua et yakışıklısın aksi halde saçını yolardım senin!"

Kapıda ki bağırışma seslerinden dolayı Ateş ve Ahmet'de kapıya dikkatlice bakıyorlardı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

"Kapıda ki kim amına koyayım?!"

"Arkadaşım Can geldi."

"Can? Arkadaşın? Erkek? Benim niye haberim yok bundan Ada?"

"Haberinin olmasını isteseydim haber verirdim. O benim için çok değerli oyüzden ikiniz de saygısızlık yapmayın lütfen."

"Çok değerli öyle mi? Gelsin bakalım, görelim o 'değerli arkadaşını' "

Cevap vermeden kapıya doğru yürümeye başladım. Gösteri birazdan başlayacaktı ve ben bu gösteri için çok heyecanlıydım. Kapıyı açtım, beni gördüğü gibi direk üstüme atlayarak sarıldı.

"Yellozumm, bunlar beni içeri almadılar. Kov bunları kov!"

Can bugün pembelere bürünmüştü. Doğum gününde ona aldığım pembe takımı giyinmişti ve ona çok yakışmıştı. Çoğu kızdan daha iyi bir fiziği vardı, aynı zamanda da çoğu kızdan iyi makyaj yapıyordu.

  "Tamam Can'cım kovarım hadi gel içeriye. Daha fazla kapıda beklemeyelim"

Söylene söylene salona doğru yürüyordu. Sanırım kapıda ki koruma gerçekten de sinirini çok bozmuştu. Salona girdiğimizde tüm gözler üzerimizdeydi. Can'a baktığımda gözlerini Ateş ve Ahmet'den alamıyordu. Elini kalbine koyarak konuşmaya başladı.

"Aman tanrım! Bana bir Ateş bastı. Bak Ateş bastı dedim inceyi anladın mı?" Diyip göz kırptı.

Aha işte beklediğim gösteri! Ateş bana kaşları çatık bir şekilde bakıyordu. O çatık kaşların benim üzerimde etkisi yok sevgilim. Senin cezanı bugün Can verecek. Can kıvırta kıvırta Ateş ve Ahmet'in ortasına oturup bacak bacak üstüne attı.

"Selam yakışıklılar ben Can ama siz bana hayatımın aşkı diyebilirsiniz"

"Ne diyorsun lan sen?!"

"Kardeşim benim sevdiğim var"

"Ayy yani sevdiğin olmasa kabulsün.  Ama sen 2. Seçeneğimsin. Birinci seçeneğim ateş gibi yanan Ateş. Naber tatlım"

"Can o senin enişten enişten" dedim. Ama bu onun tabii ki de umrunda değildi.

"Ee yani yelloz? Behlül'ün de yengesi Bihterdi. Ama ne yaptıklarınız hepimiz biliyoruz.Pişt yakışıklı ben Bihter sende Behlül'üm olur musun?"

Ateş bu duruma daha fazla katlanamıyor olacak ki hışımla ayağa kalktı. Kahkaha atmamak için çaktırmadan etimi cimcikliyordum. Bu gösteri sandığımdan daha da iyi olacaktı.

"Ayy boya posa bak maşallaaahh. Neyse kız yelloz çocuğu peydahladığın adam kim? Lütfen bana Berk deme!"

Can senin çenenin yanına sıçayım! Berk benim çocukluk arkadaşım. Benden hoşlandığını söyleyip duruyordu ama ben toz konduruyordum. Ateş'in yanında bunu söylemesi hiç iyi olmadı.

"Berk kim?"

"Şekerim Berk bunun çocukluk arkadaşı ama çocuk buna kör kütük aşık. Ölüp bitiyordu yani. Bodruma gittiğinde mi hamile kaldın yoksa? Gerçi orada hamile kalsan karnın şiş olurdu"

 İSMİ LAZIM DEĞİL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin