45.Bölüm SARSILMA

2K 58 22
                                    

Kimdi bu? Neden her şey tam yoluna girmişken mahvolmak zorundadır ki?

Aşk çok farklı ve aynı zamanda da tehlikeli bir duygu. Sevdiğime zarar gelmesin diye kendini bir an bile düşünmeden ateşe atmana sebep olacak bir duygu. Ben hem Ateş'e düştüm ve o Ateş'de cayır cayır yanıyorum.

Telefon ekranıma donmuş bir şekilde bakıyordum. Kimdi bana böyle mesaj atan kişi? Neden tehdit ediyordu?

Elvin : "Heyy, dünyadan Ada'ya. İyi misin?" diyip yüzüme elini sallıyordu.

Merve : "Kesin Ateş nude fotoğraf atmıştır! Baksana kıpkırmızı oldu." diyip gülmeye başladı.

Sude : "İki deli bir araya gelmemeliydi sözünü değiştirip, iki sapık bir araya gelmemeliydi diye değiştiriyorum kızlar. Bu çift yürüyen libido resmen!" dedi kıkırdayarak.

Oradan kalkmak için bahane üretmeyi düşünüyordum ama sağolsunlar benim yerime kendileri bir bahane üretmişti. Daha fazla oyalanmadan beni bekleyen arabaya binmeliydim.

Ada : "Kızlar, çok üzgünüm ama benim kalkmam gerekiyor." dedim.

Hepsi aynı ağızdan itiraz edercesine konuşmaya başladı.

Sude : "Yıllar sonra buluştuk. Bence libidonuz biraz daha bekleyebilir, ne dersin?" dedi kaşları çatılı biçimde.

Elvin : "Sude'ye katılıyorum. Biraz daha kal, öyle git. Lütfen Ada.." diyip dudağını büzdü.

Bende gitmek istemiyordum ama buna mecburdum. Eğer bir an önce bu masadan kalkmazsam ben onların hemde Ateş'in başına kötü şeyler gelecekti. Başımı öne doğru eğdim. Onlara diyecek bir şey bulmam gerekiyordu. Tam ağzımı açıp cevap verecekken Merve konuşmaya başladı.

Merve : "Kızlar, nasıl olsa bir süre daha buradayız. Rahat bırakın kızı. Hem biz bekarız diye nişanlı olan arkadaşımızı daraltmamalıyız değil mi?" diyip bana sarıldı. Yanağımdan öptü ve kulağıma fısıldadı.

"Ada, bir şeyler olduğunu farkediyorum. Kızlar daha fazla itiraz etmeden bir an önce kalk. Yoksa daha fazla onları tutamam!" dedi.

Ona bakarak minnettar bir şekilde kafamı salladım. Ah Merve, beni hep zor durumlardan kurtardığın için teşekkür ederim...

Merve'nin dediği şey kızlara mantıklı gelmiş olacak ki hiçbir şey demediler. Masadan kalkıp hepsine sıkıca sarılıp öptüm. Kapıdan çıkarken son kez elimi sallayıp oturduğumuz mekanın kenarında beni bekleyen siyah arabaya doğru yürümeye başladım.

Kimdi bu kişi? Acaba beni arabada mı bekliyordu? Sanki mafya olan Ateş değil de bendim. Ondan daha çok başım belaya giriyordu. Geldiğimi farkeden şoför arabadan inip arka kapıyı binmem için açtı.

Arabaya bindiğimde gözlerimi biraz etrafta gezdirdim. Şoför ve ben dışında kimse yoktu. Yolculuğum bir süre boyunca devam etti. Arabada ki sessizliğe daha fazla dayanamayarak konuşmaya karar verdim.

"Nereye gidiyoruz?"

Sessizlik.

"Kime götürüyorsun beni?"

Yine sessizlik.

"Sahibin dilini mi kesti yoksa bilerek mi konuşmuyorsun?" dedim sinirle.

"Ada hanım, sorularınızı yanıtlayacak kişi ben değilim."

Haklıydı aslında. Bende salak gibi kim olduğunu bilmediğim adamı, şoföre soruyordum.

"Amacınız ne ki? Ben anlamıyorum gerçektende. Fazla mı film iz-" diyecektim ki arabanın fren yapması lafımı yarıda kesti.

 İSMİ LAZIM DEĞİL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin