48.Bölüm ZEVK

3.9K 61 33
                                    


Ben Ada Karahanlı, Ateş Karahanlı'nın müstakbel eşi! Beni bir daha asla hafife alamayacaklardı!

Elimi tutabildiği kadar sıkı tuttu ve o lanet toplantı odasından çıktık. Ortama sessizlik hakimdi. Şiddetli topuklu ayakkabı sesim yankılanıyordu. Başımı kaldırıp omuzlarımı dikleştirdim daha fazla güçlü gözükmem gerekiyordu.

"Sen zaten güçlüsün güzelim." diyip elime bir öpücük kondurdu Ateş.

Ne yalan söyleyeyim bazen bu durumdan tırsıyordum. Bu iş bakıştan geçmişti, artık hafızalarımızı okuyorduk.

"Ee planımı nasıl buldun sevgili kocacığım?" dedim arabaya doğru ilerlerken.

Kapıyı açtığımda Ateş açtığım kapıyı kapatıp beni hızla arabaya yapıştırmıştı. İki kolunun arasına almış, bir eliyle yanağımı okşuyordu.

"Biz şimdi gerçekten karı koca mıyız?" dedi kurnaz bir şekilde.

Ona çapkın bir bakış atarak konuşmaya başladım.

"Evet, artık gerçekten de karı kocayız. Baştan söyleyeyim düğün seven biri değilim. Aklında öyle bir düşüncen varsa silmeni tercih ederim 'kocacığım' " dedim.

Kocacığım lafını baskılayarak söylemiştim. Onunda düğün istemediğini az çok biliyordum. Öyle gösterişli şeyleri pek sevmezdi. Gösterişi pek sevmiyor Türkiye'nin yarısı resmen onundu. Ülkenin kara kutusuydu.

Baş parmağıyla yanağımı okşamaya başladı. Elleri yavaşça boğazıma doğru gitti ve hafif bir şekilde sıktı. Eğilip kulağıma fısıldadı.

"Seni çok özledim 'karıcığım' " dedi tıslayarak.

Zevkten gözlerimi kapatmış, dudağımı ısırıyordum. Libidosu tavan olan iki çiftin uzun süre ayrı kalması hiç iyi bir durum değildi.

"Seni istiyorum. Ama eve gitmeyelim otellerinden birine gidelim." dedim.

Eve gitmiş olsak Nazlı, Ahmet ve Can'a bir açıklama yapmamız gerekecekti ve bu saatlerimizi alabilirdi. İkimizde daha fazla dayanamayacaktık ve en mantıklı hareket otele gitmek olurdu.

Sözüm biter bitmez sinsice yüzüme baktı. Beni kenara çekip ön kapıyı açtı ve binmemi beklemeden beni oturttu, kemerimi taktı. Kendiside hızlı adımlarla yan koltuğa geçip arabayı çalıştırmışlardı.

Bunları öyle hızlı yapmıştı ki onunda artık benim gibi dayanacak gücünün olmadığını anlamıştım. Son sürat arabayı sürüyordu. Ona okadar açtım ki daha fazla dayanamadım ve elimi bacağının üzerine koydum.

Tırnaklarımı pantalon üstünden hafifçe bacağına bastırarak gezdiriyordum. Nefes alış verişleri değişmeye başlamıştı. Bu sefer elimi biraz daha geriye götürdüm ve sert aletini pantalonun üstünde yavaşça sıvazlamaya başladım. Boğazından erkeksi bir hırıltı çıktı. Kravatını gevşetip eliyle saçını dağıttı.

"Bunu yapmaya devam edersen arabayı kenara çekip seni burada beceririm!" dedi.

Öyle bir dedi ki bu beni daha da azdırdı. Bu sefer pantalon fermuarını açtım ve sert aletini elimle kavradım. Ateş'e baktığımda ise çenesini kasıyordu. Direksiyonu öyle bir sert kavramıştı ki her an kırılabilirdi.

"Adaa, ada. Sen beni bitireceksin!" cümlesi biter bitmez ani bir manevrayla arabayı sağa çekti. Bunu böyle hızlı yaptı ki Ateş beni tutmasaydı kafamı neredeyse cama çarpıyordum.

"Buraya gel yaramaz küçüğüm." dedi.

Kaslı kollarıyla beni kolaylıkla kucağına aldı.

"Bu yaramazı cezalandırma vaktin geldi." dedim alt dudağımı ısırarak.

 İSMİ LAZIM DEĞİL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin