17. Bölüm KAVUŞMA ve İŞKENCE

5.1K 123 47
                                    

Cansu, beni gördüğünde gözleri fal taşı gibi açıldı. Hafiften titrediğini farkedebiliyordum. Çünkü o gün ona neler yapabileceğimi az çok göstermiştim. Ama görüyorum ki dediklerimi ve yaptıklarımı unutup, kocama sırnaşmaya başlamış. Demek ki daha ağır bir ceza vermem gerekiyormuş.

Ayakta dikilerek
"Ee ben nereye oturacağım"  diyip masada gözümü gezdirmeye başladım.

Ateş'e olan uzak masada oturmak istemiyordum. Ateşden beklenmeyecek kadar güzel bir söz duydum.

"Ne demek nereye oturacağım? Senin yerin, benim yanımdır güzel karım. Cansu, karşı kenarda ki koltuğa geç"

Kocişkom da kocişkom nasıl da racon kesti şu sırfıntıya. Cansu tek kelime etmeden kalkıp yanda ki koltuğa oturdu. Babasının ve kızının sinirli bakışları üstümdeydi. Ateş'in yanına geçerken ona hafifçe sürtündüm. Ona biraz ceza vermem gerekiyordu. Bu gece gereğinden fazla kıskanç ve cesaretliydim!

"Seni seviyorum"
Tüm samimiyetimle bunu söyledim. Sözlerinden ötürü gözlerimde daha önce hiç bu şekilde bakmamıştı. Öyle güzel bakıyordu ki afalladım.

"Ben seni daha çok seviyorum güzel karıcığım"

Bu halimize masada ki tek sevinen kişi Selindi. 32 dişiyle gülümseyerek bize bakıyordu. Cansu ve babası desen ikiside sinirden kızarmış, diğer iki erkekte boş boş bakıyorlardı. Ateş elimi öpüp bacağına koydu.

Masadakilere dönüp;

"Evet Samet bey nerede kalmıştık?"

Diyerek iş konuşmaya başladılar. Onları dinlemek istemiyordum. Ne yapsam, ne yapsamm.. Buldum! Yüzüme farketmeden şeytani bir gülümseme yerleştirdim.

(Hafif bir +18)

Elimi yavaşça bacağında bezdirmeye başladım. Ateş bunu beklemiyor olacak ki bir anda irkildi. Tırnaklarımı hafifçe bastırarak bacağının arasına götürdüm elimi. Kravatını biraz gevsetip boynunu kütletti. Şırfıntı Cansu'nun babası ile konuşmaya devam etti.

Demek hâlâ konsantre olabiliyorsunuz Ateş bey. Madem öyle benden günah gitti. Elimi aletinin üzerine koyup pantolonun üstünden sıvazlamaya başladım.

Ateş'e baktığımda kızarmış, alnından terler akıyor ve boynunda ki damarlar beliegin oluyordu. Canını acıtmadan hafifçe tırnaklarımı geçirdim. Bu onu daha da fazla zevke getirdi. Kekeleyerek konuşmaya başladı.  O esnada Samet bey araya girdi.

"Ateş bey iyi misiniz? Pek iyi görünmüyorsunuz da."

Ateş dediklerini geç algışamış olacak ki bir süre cevap vermedi.

"İyiyim bir şeyim yok, konuşmaya devam edin"

Kulağıma eğildi;

"Biraz daha yapmaya devam edersen evimize gittiğimizde seni sabaha kadar beceririm" diye fısıldadı.

Söylediği sözler benimde tahrik olmama sebep oldu. Pantalonun üstünden sıvazlamaya devam ettim. En son dayanamayıp elimle aletini kavradım. Düşündüğünden daha kalın ve büyüktü. Gerçi tahmin etmesi zor olmasa gerek, kaslı, uzun boylu biri.

Elimle daha fazla baskı yapmaya başladım. Yavaça fermuarını açtım. Tam elimi içeriye sokacakken elimi alttan Ateş tuttu. Ayağına topuklu ayakkabımla sertçe bastığımda yerinden sıçradı. Masadakiler Ateş'e garip bir şekilde baktılar.

Ateş onları umursamadan konuşmaya devam etti. Elimi boxerının içine yerinden sokup aletini elimle kavradım. Demir gibi sertti, kalın damarlarını hissediyordum ve bu sulanmama sebep oluyordu. Patlamaya yakın bir volkan gibiydi.

 İSMİ LAZIM DEĞİL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin