47. Bölüm TERS KÖŞE

2K 62 57
                                    

1 hafta olmuştu. Bu lanet evde ve Gökhan'la geçirdiğim süre tamı tamına 1 haftaydı. Bana şaşırılacak derecede çok iyi davranıyordu. Düşünüyor, halimi hatrımı soruyor, iyi olmam için her şeyi yapıyordu.

Ama iyi olmam artık imkansızdı. Beni kendi elleriyle öldürmüştü. Artık beni düzeltemezdi. Bu 1 hafta boyunca bir kere bile gülmedim, dışarı çıkmadım. Hayatta kalmama yetecek kadar yemek yiyordum. Gerekmedikçe odamdan çıkmıyordum.

10 dakika önce Gökhan odama gelmiş ve hazırlanmamı istemişti. O toplantıya gidecektik. Sonunda o büyük gün gelmişti. Ateş'i koltuğundan indirip kendi başa geçecekti. Bende sonsuza kadar onun karısı olmaya devam edecektim.

Arada sırada bana Ateş ile ilgili bilgiler veriyordu. Aslında bilgi vermesine gerek yoktu. Çünkü ben neler yaptığını az çok biliyordum.

Mahvolmuş, hayattan kopmuştu. Bir kaç kez kendini öldürmek üzereyken Ahmet onu kurtarmıştı. Orada bana tamamiyle sadık, ajan bir korumam vardı. Evden çıkıp gidemiyordum da. Toplantı sonrasında istediğim gibi çıkıp gitmeme izin vereceğini söylemişti Gökhan.

Kendimi zorlayarak yataktan kalkıp dolabın önüne geçtim. Yıkılmadım, ayaktayım pozu vermem gerekiyordu. Artık biz Ateş ile tamamiyle bitmiştik. Bunu kabullenip düzene ayak uydurmaktan başka çarem yoktu. Bu yolun geri dönüşü yoktu, artık imkansızdı.

Siyahlara bürünmeye karar verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Siyahlara bürünmeye karar verdim. Olabildiğince zarif olmak istedim. Boynuma inci bir kolye, ellerime de uzun eldivenler geçirdim. Siyah yüksek topuklu stilettolarımı taktığımda hazır olmuştum. Bu elbiseye küçük bir çanta yakışırdı ama ben fikrimi değiştirip biraz daha büyük bir çanta takmaya karar vermiştim.

Odamdan çıkıp merdivenlerden inmeye başladım. Basamakların sonunda Gökhan beni bekliyordu. Topuklu ayakkabılarımın sesini duyunca bana doğru döndü ve beni incelemeye başladı.

"Gayet hoş olmuşsun ama senin için getirttiğim çanta daha iyi olurdu. Onu taksaydın keşke." dedi. Yüzsüz herif!

"Ne ara modacı oldun? Ben bunu takmak istedim ve taktım. Gidelim artık da uğruna herkesi mahvettiğin lanet koltuğu al!" dedim sinirle. Hafifçe gülümseyip kapıya doğru önden yürümeye başladı.

Arkasından onu takip edip yürüyordum. Arabaya geldiğimizde binmem için kapıyı açtı ve nazikçe oturmam için elimden tuttu. Diyorum size düşünceli bir adam ama beni böyle kazanamaz.

Koltuğa oturduğumda kapımı kapatıp arabanın etrafından dolandı ve yanıma oturdu. Ondan olabildiğince uzak kalmak için resmen kapıya yapışmıştım!

"Heyecanlı mısın?" dedi.

"Ya ne demezsin. Ölüyorum heyecandan. Koltuğa sen oturacaksın, ben değil amına koyayım!" dedim.

"Senin ağzın bukadar bozuk değildi. Neyse, ağzına bu da yakışıyor." dedi göz kırparak.

Gözlerimi devirip başımı cama çevirdim ve dışarıyı izlemeye başladım. Doğru söylüyordu, ağzım bu eve geldiğim günden beri daha beter bozulmuştu.

 İSMİ LAZIM DEĞİL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin