59.Bölüm HEDİYE

1.7K 53 20
                                    

Haftalar sonra...

Artık karnım git gide büyüyor ve belli oluyordu. Aşermelerim gün geçtikçe artıyor, ve saçma sapan şeyleri canım çekiyordu.

Komidinin üstünde ki saate baktığımda saatin gecenin 03:17 olduğunu gördüm. Ve ben yine rüyamda gördüğüm bir yemeğe aşermiştim. Hemde asla ağzıma sürmeyeceğim bir yemeğe. Normal şartlarda neye aşersem Ateş, direk kalkar ve buzdolabından alıp yanıma gelirdi.

Evde resmen bir sürü şey vardı. Yemekler, aburcuburlar, turşular ve daha bir sürü şey.. Ateş, stok yapmıştı. Evimiz resmen markete dönmüştü.

"Ateş." Fısıltıyla seslenmeme rağmen sanki hiç uyumamış gibi yatakta dikelip bana baktı. Uykusu hep çok hassastı.

"Efendim güzelim."

"Benim canım şey çekti." Elimi karnımın üzerine koydum. Ne diyeceğimi pür dikkat bekliyordu.

"Şırdan ve mumbar."

"Ne?" Şaşkındı. Ama en az bende onun kadar şaşkındım. Çünkü asla ağzıma sürmeyeceğim listesinde ilk 3. deydi.

"Sanki yemezsem ölecekmişim gibi hissediyorum." Muzip bir tavıra bürünmüştüm.

Kolunda ki saate bakıp dağınık saçlarını iyice dağıttı.

"Ya da boşver, bu saatte açık bir yer bulamazsın zaten. Yarın yerim." Bu sıralar ona üzülüyordum. Kendimi yemek yemeden alı koyamıyordum. İşin iyi tarafı metabolizmam sağolsun kilo almıyordum.

"Sen iste, ben şırdan yaratırım." dedi boşta kalan elimi öperek.

"Ve mumbar."

"Ve mumbar yaratırım." dedi. Yataktan kalkıp altına gri bir eşofman, üstüne de siyah bir tişört geçirdi. Komidinin üstünde ki telefonunu alıp Ahmet'i aradı.

Nezaman aşersem, Ahmet'ide bu işe karıştırıyor, beraber aşerdiğim şeyi almaya gidiyorlardı. Hatta Ahmet bir kere kimse yokken bebeğime 'ne olursun gecenin bir vakti canın bir şey çekmesin.' diye yalvarmıştı. Evet, resmen yalvarmıştı!

"Bir kaç saate dönerim güzelim." dedi ve odadan hızla çıktı.

Artık yalnızdım. Bir müddet odada tek başıma kaldıktan sonra sıkıldım ve mutfağa gidip masaya oturdum.

"Umarım bende hamile olduğumda senin gibi kilo almam." Bu Zeynep'di. Korkuyla minik bir çığlık attım.

"Özür dilerim, özür dilerim." Telaşlanmıştı. Hızla yanıma doğru geldi.

"Bebeğimi düşürecektim. Öyle sinsi sinsi niye yaklaşıyorsun Zeynep!" Elimi karnıma koyup derin nefesler almaya başladım. Her duygumu en üst seviyede yaşıyordum. Sevgi, üzüntü, korku ve nefret. Hamileliğin olumsuz yönlerinden biride buydu.

Bir keresinde Ateş, cümle arasında bana 'güzelim' demediği için şiddetli bir şekilde ağlamıştım. Duygusal olan Zeynep ise o da dayanamamış, benimle birlikte ağlamıştı. Uzun bir süre bizi sakinleştirmeye çalışmışlardı.

Sürahiden bardağa su koyup bana doğru uzattı. Tek dikişte hepsini içmiştim. İçim yanmıştı resmen.

15 dakika boyunca mutfakta Zeynep ile yarı uykulu biçimde bekledik. Kendimize gelmemizi sağlayan açılan kapı sesiydi.

Ahmet elinde 4 poşetle yanımıza nefes nefese gelmiş, hepsini açıp önüme koymuştu. Görüntüsüne bile katlanamadığım yemeği canım deli gibi çekiyordu. Zeynep'e baktığımda ise burnunu kapamış, benden hafifçe uzaklaşmıştı.

 İSMİ LAZIM DEĞİL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin