50.Bölüm ANNE

2.2K 57 21
                                    

"Annene merhaba demeyecek misin oğlum?"

SİKTİR!

Şuan bulunduğum durumun içerisinde istesem de olamazdım. Şaka mıydı bu? Efsun hanım'ın burada ne işi vardı? Neden gelmişti?

Elinde ki valizi yanında ki korumaya verdi.

"Al, götür bunu." dedi.

Hayalimde ki kadın gibiydi. Şık giyiminin yanında oldukça küstah ve egoluydu. Topuklu ayakkabılarının şıkırtılı sesiyle bize doğru gelmeye başladı.

Yerimden kalmadım. Gerçi yanıma gelsede yerimden kalkmaya tenezzül etmezdim. Kocama yaptığı onca şeyden sonra ona saygı duymamı bekleyemezdi. Ama Ateş ona bir şey demediği müddetçe bende diyemezdim, demezdim de.
Kalsaydım da ne yapacağımı bilmiyordum ki. 'Merhaba ben Ada, oğlunuzun eşiyim' mi diyecektim?

Ateş'in oturduğu sandalyenin başına geçip elini omzuna koydu. Ne yapmaya çalışıyordu bu kadın? Amacı neydi? Ateş'e baktığımda ise tüm vücudu titriyordu. Sinirli desem değil, mutlu desem hiç değildi. İlk defa Ateş'i anlayamıyordum.

Ateş kafasını kaldırıp bana baktığında yüzünde garip bir ifade gördüm. Korkuyordu, ama bir yandan da annesi ona dokunduğu için mutlu gibiydi. İlk defa onu böyle görüyordum.

"Sonunda seninle tanışabildik küçük hanım. Ben Efsun, Ateş'in annesiyim." diyip saçını geriye doğru savurdu. Beni baştan aşağıya dikkatlice süzüyordu. Küçük hanım mı? Bana bir tek Ateş küçük hanım diyebilir!

Omuzlarımı dikleştirdim, göğsümü kabarttım. Karşısında küçük bir kız olmadığını anlaması gerekiyordu.
"Ada" dedim.

"Ada?" dedi anlamaz tavırla. Bariz yalan söylüyordu. İsmimi bilmeme gibi bir imkanı yoktu.

"İsmim, Ada." dedim net bir sesle.

"Hı, neyse ne. Bana bir servis aç. Uzun bir yolculuktan geldim ve fazlasıyla açım." dedi küstah bir tavırla ve sandalyeyi çekip masaya oturdu.

Servis aç mı? Oradan bakılınca hizmetçi gibi mi görünüyordum ben? Resmen beni değersiz gördüğünü açık bir şekilde dile getirmişti. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. O Ateş'in annesiydi ve istemesem de saygı duymam gerekiyordu. Ellerimi masaya koyup destek alarak ayağa kalkacaktım ki Ateş'in sert sesi beni durdurdu.

"Kalk kendin al. Benim karım kimsenin hizmetçisi değil." dedi.

KOCAM DA KOCAM CANIM KOCAM!

Başımı öne eğip gizlice gülümsedim. Bu durum çok hoşuma gitmişti. Doğruyu söylemek gerekirse Ateş'in bunu söyleyip söylemeyeceğinden pek emin değildim. Annesi ile hâlâ bir bağ kurmaya çalıştığını zannediyordum.

Kafamı annesine doğru çevirdiğimde tatmin olmayan yüz ifadesi ile karşılaştım. Çatla da patla kaynana! Artık aramızda bir rekabet olmuştu. Gerçi ben bunu bir rekabet olarak görmüyordum çünkü bu savaşı çoktan kazanmıştım. Bu tek taraflı bir savaştı. Sadece kendisi bana savaş açmıştı.

"Neyse." diyip masadan yavaşça kalktı. Tabakların olduğu tarafa gitti. Ateş'e minnet dolu bakışlarla baktığımda bana göz kırparak karşılık verdi. Ah Ateş, ismin gibi yaktın yüreğimi.

Onun gözlerinin içine baktığım süre içerisinde Efsun hanım tabak alıp çoktan masaya kurulmuştu. Hatta yemekleri tabağına koymaya bile başlamıştı. Etrafta gergin bir hava vardı. Gerçi bu çok normaldi.

Efsun hanım geldiğinde Ateş'in 'Anneciğim' diye kollarına atılmayacağını az çok biliyordum. Ama böyle bir tepkide pek beklemiyordum.

"Ee Selin, biraz kendinden bahset bakalım. Oğlumun sevgilisi kimmiş."

 İSMİ LAZIM DEĞİL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin