56.Bölüm PLAN

1.6K 56 30
                                    

Ateş'in ağzından;

Aşık olduğum kadın, gözlerimin önünde tam kalbinin ortasından kendini vurmuştu. O narin bedeni sert ve soğuk zeminle buluşmuş, gözleri kapanmadan son bir kez bana tebessümle bakmıştı.

"ADAA!" diyerek ismini haykırdım. O güzel okyanus gözleri yavaşça kapanıyordu. Yüreğim yanıyor, içimde ki alev harmanlanıyordu. Aşık olduğum kadın, benim için kendinden vazgeçmişti.

"Ne hazin bir son. Sevdiği adam için kendini feda etti. Hemde bunu hiç haketmeyen bir adam için." dedi Uğur.

Ada'ya tatmin bakışlar atıyordu. Ada'nın ölmesi, benim bu denli acı çekmem onun hoşuna gidiyordu. Oturduğum ve beni kalın bir sürü halatla bağladığı sandalyeden kurtulmaya çalışıyordum ama bu neredeyse imkansızdı. Halatlar zincir gibiydi ve ben nekadar çırpınsam da hiçbir işe yaramıyordu.

Tüm vücudum kesikler, kanlar içindeydi. Bir tek kalbim acıyordu. Onun dışında başka hiçbir acı hissetmiyordum. Yüreğim koparılıyor gibiydi. Gücümü kaybetmiştim. Bana güç veren Ada'm artık yoktu.

"Sana yalvarıyorum Uğur, kurtar onu!" dedim.

Ömrü hayatım boyunca birine ilk defa yalvarıyordum. Onun kurtulması için şerefim, onurum ve gururum ayaklarım altına alınması gerekiyorsa bile umrumda değildi. Ben ona yalvardıkça Uğur büyük bir zevkle yüzümü inceliyordu.

"ULAN OROSBU ÇOCUĞU KURTAR KARIMI!" diye haykırdım. Bağırmaktan sesim kısılmaya başlamıştı ama umrumda değildi. Aşık olduğum kadının cansız bedeni kardeşim olacak şerefsizin yanındaydı. O soğuk zeminde masumca uzanıyordu.

Ada soğuğu sevmezdi, hasta olurdu...

"Sen yalvarınca kurtarmayı düşündüm ama küfür ettikten sonra vazgeçtim sevgili abiciğim." dedi Uğur.

"Beni öldürseydin, neden ulan neden? Onun ne suçu vardı!" dedim çırpınarak.

Ada'nın cesedinin üstünden geçip bana doğru gülerek gelmeye başladı. Elini saçlarına götürerek dağıttı ve konuşmaya başladı.

"Bana yalvarman için, yaşarken defalarca kez ölmen için öldürdüm onu abi. Aynı benim yaşarken defalarca kez ölmem gibi." dedi.

Onca kadına, çocuğa zarar vermemişçesine kendini masum görüyordu. Evet, bende pis işlerle uğraşıyordum ama bu pis işlerime asla bir masumu karıştırmıyor, öldürmüyordum.

"Uğur...Uğur kurtar onu. Ne istersen yaparım!" dedim yavaşça alçalan sesimle. Belki Ada'nın kurtulması artık çok zordu ama imkansız değildi. Hâlâ zamanımız olabilirdi.

Histerik bir kahkaha attı. Yalvarmamdan büyük bir haz alıyordu ama bu umrumda dahi değildi.

"Çok geç artık abiciğim. Baksana o öldü." dedi ve ayağıyla Ada'nın bedenini itti.

"ÇEK LAN O AYAĞINI KARIMIN ÜSTÜNDEN!" dedim bağırarak. Ona pis ayaklarıyla dokunamazdı. Ada'ya kimse dokunamazdı!

Ellerini havaya teslim olurmuşçasına kaldırdı ve sahte üzüntüyle konuşmaya başladı.

"Tamam, tamam sevgili karına dokunmuyorum. Ama uyurken de ayrı güze-" cümlesini tamamlamasına izin vermeyen şey sertçe açılan kapı sesiydi.

Uğurda, bende kafamızı sesin geldiği yöne doğru hızla çevirdik. Karşımda gördüğüm yüze şaşkınca bakmaya başladım. Bu Aras'dı. Peki ya burada ne işi vardı?

"Birde yeraltı lideri olacaksın anasını satayım!" dedi beni baştan aşağıya incelerken.

Sanırım Ada beni bulmak için herkesi bir araya getirmişti. Aras'ı bile buna ikna ettiğine göre kim bilir daha neler yapmıştı.

 İSMİ LAZIM DEĞİL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin