6.BÖLÜM

163 40 190
                                    





Gün,yavaş yavaş yerini geceye bırakıp hava kararırken,ağır ağır otele doğru yol alan genç adamın aklı çocukluk anılarıyla doluydu.Şimdilerde yöneticiliğini yaptığı otele babası onu ilk getirdiğinde henüz 8 yaşındaydı.O yıllarda 11 yaşında olan ablası Ilgaz'la birlikte babaları Sinan Bey'in onlara verdiği basit getir-götür işlerini yaparken çok eğlenceli vakit geçirirlerdi.

Engin'in bu şekilde başlayan otel macerası,genç adam bu işten keyif aldığını fark etttiğinde bambaşka bir hal aldı ve İstanbul'da Turizm İşletmeciliği okumasıyla sonuçlandı.Ancak okul döneminde de gerek İstanbul'da hocalarının bulduğu işlerde,gerekse yaz tatillerinde kendi otellerinde çalışmaya devam ediyordu.

Bu nedenle 2 yıl önce babasının ölümüyle otelin başına geçtiğinde,genç yaşına rağmen otel yönetimi konusunda yeterince tecrübeliydi.O anda duyduğu hafif

"Immm!"

sesiyle düşüncelerinden uzaklaştı,bakışlarını görüntüsü aynadan yansıyan arka koltuğa çevirdi.

Genç kadın başını koltuğa yaslamış,hafifçe yan dönerek uyuyordu.Dudaklarında küçük bir tebessümün izleri vardı.Bu görüntü,Engin'i elinde olmadan gülümsetti.Zira şu an Serin,hem çok masum hem de bir o kadar çekiciydi.Birkaç saniye kadar aklından geçenlere şaşırsa da hemen kendini toparlamayı başardı.Neyse ki uyumaya devam eden genç kadın hiçbir şeyin farkında değildi.

Aradan 10-15 dakika geçtiğinde,otelin girişi görünmüştü.Arabayı her zamanki yerine park ederek indi.Ardından arka kapıyı açıp fısıldadı.

"Geldik Serin hanım!"

Aslında o an aklından onu kucağına alıp odasına taşımayı geçiriyordu.Ama yarın sabah otelin bu dedikoduyla çalkalanacağını bildiği için buna cesaret edememişti.Ayrıca ablası Ilgaz'ın düşündüklerini tahmin etmek onun için hiç zor değildi.Daha şimdiden onu bu kadar umutlandırmaya ise hiç gerek yoktu.


Serin,

"Geldik Serin hanım!"

diyen fısıltıyla gözlerini aralamıştı.Karşılaştığı okyanuslarla bir an şaşalayıp uyku mahmurluğuyla sordu.

"Neredeyim ben?"

Genç adamın karşılığı hiç bekletmeden gelmişti.

"Yaklaşık 40 dakika önce sizi almak için havalimanına geldim Serin hanım.Yol yorgunluğuyla uyuyakaldığınızdan,sanırım hatırlamıyorsunuz.Hadi,gelin de odanıza yerleşin bir an önce.Bu arada akşam yemeği bitmek üzeredir.Fakat en geç bir saat içinde eğer isterseniz,odanıza hafif bir şeyler gönderebiliriz."

Onu dinlerken,havaalanındaki görüntüler parça parça gözünün önünde canlandı genç kadının.Adam haklıydı,arabaya yayılan hoş melodi dün gecenin yorgunluğuyla birleşince arka koltukta derin bir uykuya dalıvermişti.Toparlanıp gülümseyerek konuştu.

"Evet,siz söyleyince hatırladım.En son radyoyu açmıştınız,hatta Mabel Matiz'in "Müphem "şarkısı çalıyordu.Sonrası yok ama.Bu arada tekrar kusura bakmayın,sizi akşam akşam yordum."

O nefeslenmek için durunca Engin bir kez daha söz almıştı.

"Kusura bakacak bir şey yok Serin hanım.Bu dönemde bizim buralarda yoğunluk yaşanır,bu da bazı sıkıntıları beraberinde getirir.Fakat şimdi sorunu çözdüğümüze göre,bence odanıza yerleşin.Dediğim gibi,daha sonra size yiyecek hafif bir şeyler göndeririz."

Serin bu sözlerin ardından gülümsemeye devam ederek

"Tamam o zaman,dediğiniz gibi olsun."

KAPADOKYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin