Serin,genç adamdan telefonuna mesaj geldiğinde,hızlıca bir karşılık yazdı ve yerinden kalkarak kendini aynada son bir kez süzdü.Bir sorun görünmüyordu.Hemen küçük sırt çantasını omzuna astı,"Her şey yolunda!"
diye mırıldanarak kapıyı çekip koridorda yemek salonuna doğru adımlamaya başladı.
Ancak yolda iki genç kız onu durdurup imza isteyince,salona ulaşması biraz zaman almıştı.Kapıdan içeri girerek etrafına bakındı.Engin'le Ece teras bölümündeki bir masada oturmuş,aralarında konuşuyorlardı.
"Ne kadar güzel göründüklerinin farkındalar mı acaba?"
diye düşünüp ilerlemeye devam etti.Az sonra yanlarına varmıştı.Hafifçe gülümseyerek konuştu.
"Merhaba!Nasılsınız bakalım?"
Kulağına gelen
"Merhaba!Nasılsınız bakalım?"
cümleleriyle Ece,bakışlarını dayısından almış,neşeyle şakımıştı.
"Aaaa!Merhaba Serin Abla'cım,hoşgeldin!Dayımla dondurma yiyecektik.Sen de istersin değil mi?"
Tıpkı küçük kız gibi dondurmaya bayılan genç kadın hiç düşünmeden şöyle cevapladı soruyu.
"İstemez olur muyum tatlım?Hatta buna bayılırım."
Böyle derken Serin'in yüzünde öyle haylaz bir bakış vardı ki genç adam kendini tutamayıp kıkırdamış ve sessizliğini bozmuştu.
"Desene aramızda Uğurböceği'nden sonra bir dondurma canavarı daha var."
Genç kadın başını olumlu anlamda aşağı yukarı sallayarak göz kırptığında,masalar arasında dolaşan garsona işaret etti.Çoçuk hızlıca
"Buyurun Engin Bey!"
deyip yanlarına gelmiş,siparişlerini almış ve hemen gözden kaybolmuştu.Tekrar yalnız kaldıklarında ilk konuşan Serin oldu.
"Anlat bakalım Ece'cim,görüşmeyeli neler yapıyorsun?"
"Dün resim dersim vardı Serin Abla.Sonra buraya gelip resim ödevimi yaptım.Bugün de yine yüzmeye gittim ve çok mutluyum.Çünkü,öğretmenim beni herkesin içinde övdü.Giderek daha iyi yüzüyormuşum."
derken,gözleri ışıl ışıldı küçük kızın.Genç kadının onunla böyle ilgilenmesi çok hoşuna gitmişti.Serin,kısa bir süre bu güzel görüntünün tadını çıkardı,ardından neşeyle söze başladı.
"Harika bir haber bu güzelim."
Biraz soluklandıktan sonra da ekledi.
"Resim yapabiliyor olman da çok güzel.Ben hiç becerememem."
Aynı anda dondurmalar masada yerini alınca sohbetleri kesintiye uğramış,herkes 1'er top sade 1'er top da çikolatalı dondurmanın tadını çıkarmaya odaklanmıştı.
Yaklaşık 10 dakika sonra dondurmalar bittiğinde,Ece'nin sorusuyla masadaki sessizliğin yerini bir kez daha sohbet aldı.
"Peki sen neler yaptın Serin Abla?Burayı sevdin mi?"
Genç kadın neşeyle,neredeyse hiç düşünmeden şöyle karşılık vermişti sorulara.
"Evet,burası şahane bir yer güzelim.Kesinlikle çok sevdim.Neler yaptığıma gelirsek,dayın senden sonra beni Kızıl Vadi denen bir yere götürdü,oradan yakınlardaki bir kiliseye geçtik.Dönüşte de vadi girişindeki küçük pazardan bir şeyler aldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPADOKYA
FanfictionGenç,güzel bir yazarla yakışıklı maviş bir otel sahibinin küçük,siyah inci bir küpe sayesinde başlayan aşkları...Bu güzel kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️