Genç adam kırmızı kiremit çatılı,tıpkı otelleri gibi Nevşehir'in yerel sarıtaşından,tek katlı olarak inşa edilen eve geldiğinde,arabasını bahçenin park yeri olarak kullanılan bölümüne bıraktı ve saati kontrol etti.Akşam 10.30'a yaklaşıyordu."İki arabada burada olduğuna göre,Ilgaz'lar evdeler.Ece'de yatmak üzeredir."
diye düşünerek bahçede kısa bir süre ilerledi,verandaya giden 3 basamağı tırmanıp salonun cam kapısından içeri adımını attı.Nedense bu gece içinden,kırmızı parke taşı zemini,duvarların birine dayalı 6 kişilik siyah ahşap yemek masası ve sandalyeleri,yine bir diğer duvarda göze çarpan 2'li kanepesi,uzun,oldukça büyük sehpası,krem rengi kumaşla kaplı şezlonguyla hem gayet şık,hem de rahat döşenmiş verandada biraz vakit geçirmek gelmemişti.
Evin salonu olarak kullanılan odada tercih edilen renkler siyah,gri ve beyazın tonlarıydı.Yere kadar uzanan gri keten kumaştan kalın perdelerin süslediği pencerenin birkaç adım ilerisinde 3'lü,koyu gri tonlarda boyanmış duvarın neredeyse tamamanı kaplayan kitaplığın az ilerisinde ise 2'li bir kanepe göze çarpıyordu.
3'lü kanepenin karşısında yer alan gri-beyaz karışımı mermer duvara siyah bir LED Tv asılıydı.Televizyonun alt kısmında ise siyah granitten bir şömine vardı.Aydınlatma;açık griye boyanmış tavana gömülen spotlarla sağlanıyor olsa da kitaplıkla 3'lü koltuk arasına bir de krem rengi bir lambader yerleştirilmişti.
Zemin,siyah granit taştandı.Ancak koltukların bulunduğu kısımda üzerinde beyaz mermerden kare siyah demir ayaklı bir orta sehpa olan gri-siyah desenli bir halı seriliydi.Yine bir köşeye,açık kahverengi deriden farklı bir dizayna sahip tekli bir koltuk konmuştu.Koltukları süsleyen yastıklarla,3'lü kanepenin kol bölümüne katlı halde bırakılan ince battaniye de gri-siyah tonlardaydı.
Ilgaz'la Buğra'yı sarmaş dolaş bir halde,3'lü kanepeye yayılmış dizi izlerken görmek Engin'i gülümsetti.Ece ortalarda olmadığına göre,tahmin ettiği gibi yatmıştı.Çiftin toparlanmasına fırsat vermek adına hafifçe öksürdükten sonra konuştu.
"İyi geceler Ilgaz,sana da iyi geceler Buğra!Kusura bakmayın yemeğe katılamadım."
Onu duyan genç kadın hemen Buğra'dan uzaklaşmış,gülümseyerek karşılık vermişti.
"Sana da iyi geceler canım.Hiç sorun değil,öyle değil mi Buğra?Sanırım Alper'le sohbetinize yemekte devam ettiniz."
Eşinin sorusuyla kısa bir süreliğine bakışlarını ekrandan çeken Buğra
"Ilgaz haklı Engin,insan gün boyu yoğun çalışınca akşamları arkadaşlarıyla biraz vakit geçirmek,rahatlamak istiyor."
deyip tıpkı karısı gibi gülümsedi.O sözlerini bitirdiğinde Engin yeniden söz almıştı.Üstelik söyleyeceklerinin özellikle Ilgaz'ın çok ilgisini çekeceğinden hiç şüphesi yoktu.
"Başta dediğin gibi Alper'le yemek yiyorduk.Ama sonra işler değişti Ilgaz."
"Hımmm,bir sorun mu çıktı?"
"Hayır canım,tam olarak sorun denemez.Bir misafirimizi havaalanından alıp otele getirmesi gereken şöför maalesef gelmeyince,kadın oteli aramış.Ayça haber verdi,ben de gidip onu havaalanından aldım.Şimdi odasında dinleniyor.Ayrıca çıkmadan önce gece çalışanlarına ona yiyecek hafif bir şeyler götürmelerini de söyledim."
İki kardeş arasındaki konuşmayı dinleyen Buğra,birden çok sevdiği eşi Ilgaz'ın gözlerinin ışıl ışıl parladığını fark ederek merakla sormuştu.
"Kim bu misafir Engin?Ünlü biri falan mı?"
Engin hemen ona dönüp cevapladı.
"Yani,ben tanımıyorum Buğra ama öyleymiş.Bugün Ece öğle yemeğinde söyledi.Onun üye olduğu şu dijital platformda yazıyormuş.Hatta basılan birkaç kitabını Ilgaz'da okumuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPADOKYA
FanfictionGenç,güzel bir yazarla yakışıklı maviş bir otel sahibinin küçük,siyah inci bir küpe sayesinde başlayan aşkları...Bu güzel kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️