Serin Kapadokya'ya gittiğinden beri,yani 4 gündür yoğun bir şekilde çalışan Sezin,kahvaltısını bitirmek üzereydi.Biraz boş vakti olduğunu fark etiğinde,
"Serin gittiğinden bu yana hiç konuşmadık.Acaba tatili nasıl geçiyor?İlham konusunda bir ilerleme var mı?"
diye mırıldanarak yemek masasında duran telefonunu eline alıp genç kadının numarasına dokundu ve açılmasını beklemeye başladı.
Serin,çalan telefonunun tiz sesiyle sıçrayarak uyanıp mahmur mahmur etrafına bakınmıştı.Yatağında değil de,çoğunlukla olduğu gibi masa başında çalışırken uyuyakaldığını anlayınca neşeyle kıkırdadı,telefon ekranında "Sezin"yazdığını görünce de
"Günaydın canım!Nasılsın?"
diyerek açtı.
"Sana da günaydın canım!Biraz yoğun ama iyiyim merak etme.Sesin biraz uykulu olsa da keyifli geliyor.Her şey yolunda sanırım."
diyen Sezin'in gülümsediği sesinin tonundan anlaşılıyordu.
"Haklısın,keyfim yerinde.Burası harika bir yer Sezin.İnsanı kesinlikle çok farklı etkiliyor.Bu arada iyi ki aradın,yoksa kahvaltıyı kaçırabilirdim."
dedi,ardından tıpkı menajeri gibi gülümsedi genç kadın.Derin bir nefes aldıktan sonra da ekledi.
"Son 2 gündür yeni kitabımın karakterlerini oturtmaya çalışıyorum.Hatta ana karakterler netleşti sayılır."
Özellikle Serin'in son cümleleri,Sezin'in zaten yerinde olan neşesini daha da arttırmıştı.Muzip bir tonda konuştu.
"Bu harika bir haber tatlım!Teklifimin bir işe yaramasına inan çok sevindim.Tabi yine öyle kendini çalışmaya fazla kaptırıp,otel odasına kapanayım deme olur mu?Madem ortam çok güzelmiş,biraz çevreyi tanımak gerek.Bunun da tek yolu,gezmekten geçiyor,sen de biliyorsun."
Serin
"Tamam canım,kendimi odaya kapatmayacağım.Hatta kahvaltı sonrası 3 ayrı yere gidip görmeyi planladım."
diye kıkırdadığında,ne Sezin,ne de Berit'e Engin'den doğru dürüst söz etmediği için kendini biraz suçlu hissetmişti.Öte yandan,kendi bile genç adamla arasında tam olarak ne yaşandığından emin olamamışken,arkadaşlarına onunla ilgili ne anlatabilirdi?
Bu arada Sezin bir kez daha
"Öyleyse anlaştık canım.Sana iyi gezmeler.Sonra görüşürüz ve eminim harika bir kitap daha geliyor."
diyerek söz alınca düşüncelerinden uzaklaştı,neşeyle
"Görüşürüz Sezin'cim,güvenin için teşekkürler!"
deyip görüşmelerini sonlandırdı.Şimdi,kahvaltı için hazırlanma zamanıydı.
Aradan 45 dakika geçtiğinde hazırlığı bitmişti.Üstelik saat henüz sabah 9 bile değildi.
Son kez aynada üzerine şöyle bir baktı.Giydiği kare yaka,askılı beyaz penye,siyah-beyaz çizgili rahat kesim viskon pantolon ve beyaz spor ayakkabılardan oluşan kombin,hem tek örgü yaptığı saçları hem de siyah inci küpeleriyle gayet uyumlu görünüyordu.Parfümü sıkıp çok hafif bir makyaj yaptı sonra da
"Eh hadi o zaman Serin."
diye mırıldanarak siyah sırt çantasını kontrol etti.Siyah ince hırkası,cüzdanı,telefonu,kısacası her şeyi yerli yerindeydi.O sırada gözü pantolonunun paçalarından birini süsleyen kedi motifine takılınca,genç adamın güldüğünde kısılan gözlerini hatırlamış,bu durum elinde olmadan onu kıkırdatmıştı.Kısa sürede toparlanmayı başardı ve çantayı omzuna asıp odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPADOKYA
FanfictionGenç,güzel bir yazarla yakışıklı maviş bir otel sahibinin küçük,siyah inci bir küpe sayesinde başlayan aşkları...Bu güzel kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️