KAPADOKYA

33.BÖLÜM

Sessizliği ilk bozan Serin oldu.

"Şu imzaladığım kitaba bakabildin mi?Bakabildiysen neler düşünüyorsun?"

Genç kadının aklından geçeni,merak ettiklerini hiç çekinmeden onunla paylaşmasına tek kelimeyle bayılıyordu Engin.Bakışlarını bir an bile yoldan çekmeden neşeyle şöyle dedi.

"Doğrusunu istersen,kitabın adını ilk gördüğümde biraz klişe olduğunu düşünmedim değil.Sonra,bunun ilk kitaplarından biri olduğunu söylediğini hatırlayınca devam ettim."

"Anladım.Peki,sonuç ne oldu?"

diyerek merakla araya girmişti Serin.

"Sonuç ne mi oldu?Aradan 2 saat geçip de kitabı neredeyse yarıladığımda,ilk düşüncemde çok yanıldığımı anladım."

derken,genç adamın sesi gayet ciddiydi.Biraz durup soluklandıktan sonra ekledi.

"Bu tür şeylerden pek anlayan biri değilimdir aslında.Ama bir yeri betimlerken,gerçekten çok başarılısın.İnsan,kendini oradaymış gibi hissediyor.Yine kitaptaki genç kız,yaşından çok daha olgun,Ayrıca fazlasıyla cesur ve bu hoşuma gitti.Adama gelirsek,o sert görünüşünün altında çok naif,nazik biri.Kısacası,uzun zamandır okuduğum en hoş hikayelerden birisi olabilir."

"Kurguda hoşuna gitmeyen,seni rahatsız eden bir şey var mıydı diye sorsam?"

"Hayır.Hâlâ sana ilk söylediğim şeyin arkasındayım.Boş yere yazdıklarına karşı acımasız davranıyorsun.Benim hikayende gördüğüm şey,birbirlerini gerçekten anlayan,dinleyen ve içtenlikle seven iki insan sadece."

Duydukları,Serin'i çok mutlu etmişti.Uygulamadaki okuyucularının ona "betimleme kraliçesi "dediklerini hatırladı,genç adamın merakla kendisinden bir cevap beklediğini fark edince gülümseyerek aklından geçeni söze döktü.

"Biliyor musun,uygulamadaki bazı okuyucularım bana "betimleme kraliçesi "adını takmışlardı.Ve bunları senden duymak beni çok mutlu etti inan.Çünkü bazen fazla hayalci olduğumu düşünüyorum.Yani demek istediğim,genelde aşk,kitaplarda acı veren bir duygu olarak işlenir ya hani."

"Evet,haklısın.Genelde aşk kitaplarında acı ve ayrılık vardır.Zira bizim insanımız,kavuşamama halini aşk olarak tanımlamış ne yazık ki.Oysa sen,hikayende aşkın her zaman acı vermediğini,tam tersi insanı iyileştirebildiğini anlatıyorsun.Bu da seni,hikayeni diğerlerinden farklı yapıyor."

dediğinde,"Üç Güzeller"adı verilen bölge görünmüştü.Engin sustu,arabayı durdurup indi,sonra genç kadının tarafına ilerleyerek kapısını açtı.

Az sonra sessizce yan yana karşıdan görülen 3 peri bacasına doğru yürürken,Serin iki büyük bir küçük peri bacasının bu halleriyle tam bir çekirdek aile gibi göründüklerini düşünüyordu.

Ne yaptığının farkında bile olmadan

"Birkaç dakika önce kitap bahanesiyle aşktan bahsediyorduk.Ne garip bir tesadüf!"

diye fısıldadı kendi kendine.Engin onun bir şeyler fısıldadığını duymuş,ama sormak yerine bölge hakkında bilgi vermeyi tercih etmişti.

"Burası,her yıl yaklaşık 2 milyon turist ağırlayan Kapadokya Bölgesi'nin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri Serin."

Düşüncelerinden uzaklaşıp sordu.

"Bunun sebebi nedir?"

Cevap hiç bekletmeden gelmişti.

"Bu peri bacaları şapkalı oluşumları yüzünden diğerlerinden farklı çünkü.Üç Güzeller de rüzgar ya da sel suları kayaları aşındırırken,üst taraflara dokunmayınca sert kayalar gövdeleri huni şeklinde,başları ise düştü düşecek şapkalı peri bacalarına dönüşmüş."