Engin,yemeklerin açıkbüfe şeklinde servis edildiği tezgâhtan kendine küçük bir tepsi hazırlamış,içecek olarak da bir kadeh kırmızı şarap tercih etmişti.Elinde tepsiyle masalar arasında dolaşırken genç kadını görmesi çok sürmedi.Bu akşam üzerine beyaz,kolsuz bir gömlek,siyah ince bir pantolon ve yine beyaz spor ayakkabılar giymiş,saçlarını serbest bırakmıştı.Omuzlarını ipek bir şal misali saran gece karası saçları,dudaklarındaki belli belirsiz tebessümüyle ne kadar da güzel görünüyordu?
"Bu kadın gerçekten bambaşka biri.İnsanda merak uyandırıyor."
diye geçirdi içinden.Masaya geldiğini fark ettiği anda da hafifçe gülümseyerek konuştu.
"Bu akşam da yemeği birlikte yiyip,biraz sohbet edebilir miyiz?Hem Ece,bugün imzaladığın kitap için sana teşekkürlerini gönderdi.İletmezsem olmaz.Özellikle içine yazdığın nota bayılmış."
Serin'in,onun başta gayet ciddiyken,sonlara doğru giderek muzipleşen bir ses tonuyla söylediklerine verdiği ilk tepki kıkırdamak olmuştu.Ardından üzerinde hâlâ sabah giydiği uçuk mavi,kısa kollu polo yaka tişört,lacivert yazlık rahat kesim pantolon ve beyaz spor ayakkabılar olan genç adamı beğeniyle süzdü.Bu renkler adamın mavi gözlerini iyice belirginleştiriyor,ona farklı bir hava katıyordu.Birkaç saniye kadar
"Zaten insanın o mavi gözler yüzünden bu adamla işi yeterince zor.Bir de böyle renkler giyip işleri daha zorlaştırıyor.Ne gerek var yani?"
diye düşünmeden edemedi.Sonra Engin'in elinde tepsi,meraklı gözlerle ona bakarak ayakta durmaya devam ettiğini görünce toparlanıp şöyle karşılık verdi.
"Rica ederim Engin.Ece'yi mutlu edebildiğime çok sevindim.Geç,otur tabii.Dalıp,seni böyle ayakta beklettiğim için de kusura bakma lütfen."
Genç adam hemen
"Ne kusuru canım."
diyerek gülümseyip tepsisini masaya bırakmış ve karşı sandalyede yerini almıştı.Kısa bir süre sessizce yemeklerine odaklandılar.Daha sonra şarabından bir yudum alıp ilk konuşan Engin oldu.
"Bugün önce balon turu yaptık,ardından 3 kilise gezdik.Yorulmuş olmalısın.Biraz dinlenebildin mi?"
"Epey yorucu bir gün olduğu konusunda haklısın.Ama çok da eğlenceliydi.Ayrıca dinlenmeye fırsat buldum merak etme.Hatta küçük not defterime bugün gezdiğimiz kiliselerle ilgili bazı notlar bile düştüm."
"Hımmmm,bazı notlar demek?Daha sonra bunları herhangi bir kitabında kullanabilmek için mi tutuyorsun?"
derken,ses tonu merak doluydu genç adamın.
"Yine doğru tahmin!"
diye kıkırdadı,sakinleşince de devam etti Serin.
"Bu tip kısa notlar almak,kurgularımda inanılmaz işe yarıyor.Özellikle de eğer karakterlerim kitap içerisinde bir geziye çıkmışlarsa."
"Aslında yaptığın çok mantıklı.Eskiler,boşuna "Söz uçar,yazı kalır."dememişler İnsan hafızası ne kadar güçlü olursa olsun,bir bilgisayar değil.Yeni bilgilere yer açabilmek için eski bilgilerin bazılarını bize unutturuyor.Sense,böyle kısa notlar alarak buna engel oluyorsun."
diyerek araya girmişti genç adam.
"Doğru,amacım bu.Tabii bunun da zor bir tarafı var.Bir süre sonra odan,hatta evin böyle küçük küçük not defterleriyle doluyor.Araya karışan minik not kağıtlarını hiç söylemiyorum bile."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPADOKYA
FanfictionGenç,güzel bir yazarla yakışıklı maviş bir otel sahibinin küçük,siyah inci bir küpe sayesinde başlayan aşkları...Bu güzel kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️