Yola çıktıktan birkaç dakika sonra Serin'in sorusuyla genç kadın ve Ece arasında keyifli bir sohbet başladı."Gideceğimiz yere varana kadar ben de seni biraz daha yakından tanıyabilir miyim Ece'cim?"
"12 yaşındayım Serin Abla'cım.Bu yıl okula başlayınca 7.sınıf olacağım."
"Öyle mi?Ne güzel canım.Eminim derslerin çok iyidir.Peki,okul dışında neler yapıyorsun?Dayın,benim eskiden yazdığım dijital platforma üye olduğunu söyledi."
"Doğru tahmin ettin Serin Abla,derslerim gerçekten çok iyi.Hatta bu yıl da geçen yıl olduğu gibi takdir aldım."
derken gözleri sevinçle parlamıştı küçük kızın.Biraz soluklanıp devam etti.
"Okul varken derslerim çok zamanımı alıyor tabii.Yine de haftada 3 gün 1-1,5 saat yüzüyorum,arada o dijital platformda sevdiğim birkaç yazarın kitaplarını takip ediyorum,bazen de annem,babam ya da dayımın bana hediye ettiği kitapları okumaya çalışıyorum."
"Takdir demek?Tebrikler canım!Ve bizim platform arkadaşlık kurmak,amatör yazarlarla tanışmak için kesinlikle güzel bir ortam.Ama insanın kendini geliştirebilmesi için mutlaka önemli yazarların basılı kitaplarını da okuması gerekiyor.Yani,annen,baban ya da dayının sana kitap hediye etmesi çok doğru bir karar."
diye karşılık verdiğinde,o ana kadar sessizce onları dinleyen Engin'in muzip sesi duyulmuştu.
"Geldik efendim!"
Böylece,sohbetlerine kısa bir ara veren Ece ve Serin arabadan inip,mekâna doğru yan yana ilerlediler.Genç adam onları yüzünde haylaz bir gülümsemeyle takip ediyordu.
İçeriye girdiklerinde Serin ortama hayran kaldı.Zira duvarların bir kısmı doğal taş halinde bırakılırken,bir kısmı koyu gri veya kırmızıya boyanarak çeşitli tablolarla süslenmişti.Aydınlatmada beyaza boyanmış tavana gömülü spotlardan faydalanılıyor,ayrıca mekânın yere kadar uzanan kemerli pencereleri de içeriye bol ışık sağlıyordu.
Krem mermerle döşenmiş zeminde biraz ilerleyip çevresine bakınmaya devam etti.Masalar;açık kahverengi ahşaptan,dikdörtgen ve tek demir ayaklıydı.Sandalyeler ise masalardan bir ton açık renk ahşaptan 2 ya da 3 kişilik banklar şeklinde dizayn edilmişti.Yine bu bankların karşısında birer de siyah metalden arkalıklı ama kolçaksız sandalye vardı.
Koyu gri ve kırmızı duvarın birleşim noktasındaki kısıma yerleştirilen küçük,demirden şömineyi görünce dayanamadı ve neşeyle konuştu.
"Her şey o kadar güzel ki!Özellikle şu şömineye ve karşı duvardaki apliklere bayıldım."
Onu duyan Engin sessizliğini bozarak şöyle karşılık vermişti.
"Beğenmenize sevindim Serin hanım.Burası bizim Ece'nin en favori mekânlarından biridir.Hamburgerini çok sever ve bu konuda kesinlikle haklı.Birkaç haftada bir birlikte gelir,yeriz."
"Hamburgeri kim sevmez ki Engin Bey?Ayrıca dayı -yeğen arada küçük kaçamaklar yapmanız da şahane gerçekten."
diyerek kıkırdadı genç kadın.Ece'nin
"Di mi ama Serin Ablaaa?"Şuraya oturalım mı?"
diye sormasıyla da yönünü kızın işaret ettiği masaya çevirdi.Az sonra Serin'le Ece ikili banka,Engin'se karşılarınlarındaki siyah sandalyeye oturmuş,garsonun siparişlerini almasını bekliyorlardı.Aslında mekânın dışarıda,gri parke taşıyla döşenerek caddeden ayrılan küçük bir bölümü daha vardı.Ancak hava çok sıcak olduğu için üçü de klimayla serinletilen iç kısımda oturmak istemişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPADOKYA
FanfictionGenç,güzel bir yazarla yakışıklı maviş bir otel sahibinin küçük,siyah inci bir küpe sayesinde başlayan aşkları...Bu güzel kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️