26.BÖLÜM

118 35 194
                                    





Neredeyse yola çıkar çıkmaz,genç kadının telefonundan peş peşe mesaj bildirim sesleri yükselmeye başlamıştı.Çantasını açarak telefonunu çıkardı,tahmin ettiği gibi annesi,Berit ve Sezin'den gelen mesajları okumaya başladı.

"Bonjour ma cherie!(Günaydın tatlım!)Haber verdiğin için teşekkürler ve iyi eğlenceler!Biz de seni çok seviyoruz!"

"Günaydın canım!Sen tatilini uzattıysan,vardır bir bildiğin.Neyse,şimdi sormuyorum tabii.Ama geldiğinde uzun uzun konuşacağız.Ege selam söylüyor.Öpüyorum!"

"Günaydın,tamam canım!Ben her şeyin yolunda gideceğinden eminim.Geldiğinde görüşürüz,öpüyorum!"

diyen mesajlar onu gülümsetmişti.Her birine karşılık olarak 2'şer kırmızı kalp emojisi gönderdikten sonra telefonunu çantasına yerleştirdi.Aynı anda büyük bir dikkatle arabayı kullanan Engin'le bakışları bir anlığına kesişmiş,ne olduğunu bile anlamadan kendini açıklama yaparken bulmuştu.

"Kahvaltı ederken annem,en yakın arkadaşım ve menajerime tatilimi uzattığımı haber vermiştim de,karşılık yazmışlar."

Onun dediklerini duyan genç adam şaşkın şaşkın konuştu.

"Demek ailen ve arkadaşlarına bağlı birisin,menajerinle de iyi anlaşıyor olmalısın."

Oysa içinden

"Bana böyle bir açıklama yapması çok tuhaf!Bakışlarımda bir şey mi fark etti acaba?Ama bu nasıl olabilir ki?"

diye geçiriyordu.Serin hiç bekletmeden

"Tüm tahminlerin doğru.Bazen böyle tek başına uzaklara kaçmayı sevsem bile mutlaka ailem,en yakın arkadaşım ve menajerimi haberdar ederim."

deyince düşüncelerinden uzaklaşıp gülümseyerek bir kez daha söz aldı.

"Özgürlüğünü seviyorsun.Fakat değer verdiklerini de endişelendirmek istemiyorsun yani."

Engin cümlesini tamamladığı anda genç kadının ilk düşündüğü,adamın hislerinin son derece güçlü olduğuydu.Fakat tuhaf bir şekilde o bu durumdan hiç rahatsız değildi.Çok geçmeden düşüncesini söze dökmekten de çekinmedi.

"Daha önce yeni tanıştığım birinin,benim hakkımda bu kadar doğru tahminler yaptığı hiç olmamıştı.Belli ki hisleri kuvvetli bir adamsın ve bunun beni rahatsız etmesi gerekiyor.Oysa ben hiç öyle hissetmiyorum."

Genç adam gülümseyip

"Hislerim kuvvetli mi,değil mi bilmem ama benim yanımda huzursuz hissetmemene sevindim."

dediğinde,ilk adresleri görünmüştü.

Engin arabayı uygun bir yere park ederek indi,genç kadının kapısını açtı ve birkaç yüz metre ilerideki mağazaya doğru yan yana ilerlediler.

Kısa bir süre sonra ortasında yerel sarıtaştan,küçük,yuvarlak fıskiyeli bir havuz yer alan,krem mermerle döşeli bir avluya adım atmışlardı.Avlunun bittiği noktada tamamen beyaza boyanmış,yanlara doğru genişleyen 2 katlı bir bina vardı.Giriş kapısına sağa ve sola doğru helezon biçiminde kıvrılan demir trabzanlı 2 krem mermer merdivenden çıkılarak ulaşılıyor ,avlunun 2 yanında üzeri kırmızı kiremitlerle örtülmüş çardaklar göze çarpıyordu.Çardakların altına insanların rahatça oturup dinlenebileceği 2'şer ya da 3'er beyaz demirden arkalıklı ancak kolçaksız sandalyeler serpiştirilmişti.

Genç kadın,çevreyi beğeniyle süzerek Engin'i takip etti.Birkaç dakika sonra büyük,koyu kahve ahşap kapıdan içeri girdiklerinde beyaza boyalı duvarlar,yine beyaza boyalı yüksek bir tavan ve krem mermerle kaplanmış bir zemin karşıladı onları.Aydınlatma,tavandan sarkan büyük avizeyle sağlanıyordu.Ayrıca duvarların bazılarında farklı ebatlarda tablolar görmek mümkündü.

KAPADOKYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin