Kısa sürede banyodaki işlerini tamamlayan genç kadın,soluğu bavulunun karşısında aldı.Üzerine krem rengi U yaka kalın askılı bir penye,lila uzun kollu bir gömlek,koyu yeşil rahat bir şort ve taba rengi yürüyüş ayakkabılarını giydiğinde hazır sayılırdı.Gömleğin kollarını dışa doğru 2 kez kıvırdı,az önce banyoda at kuyruğu yaptığı saçlarına aynada şöyle bir baktı ve çiçekle turunç karışımı hafif parfümünü sıktı.Küpesini bulamamış olması dışında her şey yolunda görünüyordu.Bir de yol yorgunluğu yüzünden geç uyanınca,sabah saat 5 civarlarında yapılan balon turlarından birine katılma şansını bugünlük kaçırmıştı.
"Neyse,kahvaltıda internetten otel çevresinde gidebileceğim yerleri araştırır,ona göre bir karar veririm."
diye düşünerek çok sevdiği siyah sırt çantasına telefonunu koydu,cüzdanını kontrol etti ve çantayı omzuna asıp odadan çıkarak resepsiyona doğru yürüdü.Deskin arkasına geçmiş,önündeki bilgisayar ekranında bir şeyler kontrol eden genç kızı görmesi çok sürmemişti.Gülümseyip konuştu.
"Günaydın!Dün akşam saatlerinde otele geldiğim zaman burada başka biri görevliydi.Ama size de sorabilirim herhalde.Acaba buralarda küçük,siyah inci bir küpe buldunuz mu?"
Kız,kulağına dolan yumuşak sesle başını yaptığı işten kaldırmış,şöyle karşılık vermişti.
"Size de günaydın efendim!Evet,akşamları Ayça hanım görevli oluyor.Sorduğunuz küpeye gelirsek,sabah temizlik yapan arkadaşlar eğer bulmuş olsalardı deske bırakırlardı mutlaka."
Öyleyse küpeyi ya havaalanında ya da gelirken yolda bir yerlerde düşürmüş olmalıydı.Yani,bulunma şansı yok denecek kadar azdı.Buna küpelerin onda anısını olduğundan epey üzüldü.Fakat yine de kısa sürede toparlanıp
"Anlıyorum ama siz gene de aklınızda bulundurun,olur mu?"
demeyi başardı.Bir kaç saniye sonra da devam etti.
"Rica etsem,bana otelin kahvaltı salonunu tarif edebilir misiniz?"
Aradan 2 dakika bile geçmeden,kızın verdiği tarife göre otelin koridorlarında ilerlemeye başlamıştı.
Ofisindeki masasının başına geçmiş,e postalarını okur görünen Engin'in aklı,şu yeni gelen yazar kadınla meşguldü aslında.Şimdi Aydan'ı arayıp küpeyi ona verebilir,Serin'e ulaşmasını sağlayabilirdi.Ama bunu yapmak,tam bir patron gibi görünmek istemiyordu.Sonunda kararını verdi,telefonunda bir tuşa basarak asistanını yanına çağırdı.
Aydan,40'lı yaşların başında,minyon tipli,elâ gözlü,kahverengi uzun saçları olan hoş bir kadındı.Yıllardır bu otelde görev yapıyordu.İşe,Engin'in babası Sinan Bey'in asistanı olarak başlamış,onun vefatından sonra yoluna Engin'le devam etmişti.Genç adamın arayıp onu yanına çağırmasıyla masasından kalkarak kapıyı çaldı,
"Buyurun Engin Bey!"
diye içeri girdi gülümseyerek.Adam tıpkı onun gibi gülümseyip şöyle karşılık vermişti.
"Bana şu dün akşam gelen yeni misafirimiz Serin Özdemir'in nerede olduğunu öğren lütfen Aydan."
Hemen
"Nasıl isterseniz efendim!"
deyip gözden kayboldu.Çok kısa sürede edindiği bilgilerle soluğu Engin'in yanında almıştı.Onun sormasına gerek kalmadan söze başladı.
"Resepsiyonda görevli arkadaşın söylediğine göre,Serin hanım şu an kahvaltı ediyor Engin Bey.Ama öncesinde siyah,küçük inci bir küpe bulup bulmadıklarını sormuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPADOKYA
FanficGenç,güzel bir yazarla yakışıklı maviş bir otel sahibinin küçük,siyah inci bir küpe sayesinde başlayan aşkları...Bu güzel kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️