Engin,verandaya giden 3 basamağı tırmanıp da Ilgaz'ı şezlonga uzanmış,gökyüzündeki yıldızları izlerken görünce dileğinin gerçekleşmediğini,ablasının sorgusundan kaçamayacağını anlamıştı."Eh ne yapalım?Başa gelen çekilir."
diye geçirdi içinden sonra da
"İyi geceler Ilgaz!Bu saate kadar yattığını düşünmüştüm ama beni beklememişsin."
diyerek,yüzünde küçük bir tebessümle genç kadının yanına geldi.Ablasının muzip bir ses tonuyla verdiği karşılık tam beklediği gibiydi.
"Ben de arayıp Ece'yi yüzmeden alacağını söylediğinde,yine dayı-yeğen bir planınız var sandım canım.Fakat öyle değilmiş,otele döndüğünüz zaman yanınızda Serin de vardı.Bunun nasıl olduğunu merak ediyorum."
Bir an önce uyuyup dinlenmek istediği için hiç bekletmeden şöyle dedi.
"Öyle büyütülecek bir şey değil Ilgaz.Dün gece arabamda küpesini düşürmüş.Bu sabah küpeyi bulup ona verdiğimde teşekkür için bir şey yapmak istediğini söyledi.Ben de buna gerek olmadığını ama Ece'nin onunla çok tanışmak istediğini söyledim.Böylece gidip onu yüzmeden aldık.Mesele bundan ibaret."
Bir kaç saniye sonra da daha muzip bir ses tonuyla ekledi.
"Şimdi iznin olursa sevgili ablacığım,odama gidip bir an önce dinlensem iyi olacak.Zira Aydan'ın otelden çıkmadan önce söylediğine göre,yarın yalnız Serin için değil,benim için de balon turu ayarlamışsın.Bu da demek oluyor ki,sabah 3 civarı kalkmalıyım."
Böyle deyip odasına yürümeye başladığında,Ilgaz'ın en az onun ki kadar muzip sesi duyulmuştu arkasından.
"Demek öğrendin.Ne var canım?Biraz tatilden zarar gelmez.Arada değişiklik yapmak lazım."
Oysa o an şöyle düşünüyordu genç kadın.
"Engin balon turunu öğrendiği halde,öfkeli değil.Öyleyse pes etmek yok.Hem Ece'de bilmeden bana destek oluyor ki bu harika!Şu küpeyle ilgili de ona sonra takılırım artık."
Genç adamın kısa bir yürüyüşün ardından geldiği odası,tıpkı salon gibi gri-siyah ve beyaz renkler ağırlıklı olacak biçimde döşenmişti.
Açık gri kumaşla kaplı çift kişilik yatağın üzerine beyaz nevresim takımı ve açık gri tonlarda ince bir yatak örtüsü seriliydi.Örtünün üzerini,yine gri-beyaz tonlarda 4 yastık süslüyordu.Yatağın sol tarafında kalan büyük pencere sayesinde oda gündüzleri yeterince aydınlıktı.Pencerenin hemen yanındaki duvara gri-beyaz karışımı 4 kapaklı,kapaklarından birinin aynı zamanda ayna görevi gördüğü ahşap bir gardrop yerleştirilmişti.
Yatağın arkasında kalan koyu gri duvarın bir bölümünde 3 raflı,küçük bir kitaplık göze çarpıyordu.Gece aydınlatmasında beyaza boyanmış tavandan sarkan siyah-beyaz desenli top şeklinde avizeden faydalanılmıştı.Zemin,gri yer karolarıyla kaplıydı.Yatağın ön tarafında zeminden bir ton koyu gri kare bir halı,yatağın başuçlarında 2 küçük komidin vardı.Pencerede perde yerine beyaz stor kullanılmış,komidinlerin üzerine birer küçük gece lambası konmuştu.
Kısa sürede banyodaki işlerini bitiren Engin
"Bu geceyi de sorunsuz atlattım sayılır.Ilgaz,daha fazla üstüme gelmek istemediğinden olacak,şu küpeyle ilgili benimle hiç uğraşmadı.Oysa böyle şeyleri çok sever."
diye düşünüp derin bir nefes alarak üzerindekilerden kurtuldu,dolabından rahat bir tişört çıkarıp giydi ve yatağına uzandı.Sıra,telefon alarmını saat 3'e ayarlamaktaydı.Aklından geçeni hızlıca yapıp telefonunu yeniden komidinin üzerine,eski yerine koydu.Birkaç saniye içinde gözleri kapanmış,kendini uykunun huzurlu kollarında bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPADOKYA
FanfictionGenç,güzel bir yazarla yakışıklı maviş bir otel sahibinin küçük,siyah inci bir küpe sayesinde başlayan aşkları...Bu güzel kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️