Buğra,siyah saçlı,kahve gözlü,1.80 boyunda oldukça yakışıklı bir adamdı.15 yıl önce bir okul şenliğinde tanışıp,13 yıldır evli olduğu Ilgaz gibi işletme okumuştu.Eşinden 3 yaş büyüktü.Şu anda da gülen gözlerle, giyinmiş ayna karşısında makyaj yapmakla meşgul olan Ilgaz'ı izliyor,bir yandan da gömleğinin düğmelerini ilikliyordu.Bunca yıldır evli oldukları halde aralarındaki aşk hiç eksilmediği,tam tersine geçen zamanla birlikte arttığı için ne kadar şanslı olduklarını düşünürken,bir anda gözlerinin önüne yaklaşık 2 yıl önce yaşadıkları ve 6 aydan biraz fazla süren zorlu hastalık sürecinden sahneler gelince gözlerinin yaşlarla dolmasına engel olamadı.O günlerde,ona aşkıyla birlikte bir de dünyalar güzeli bir kız çocuk veren,deliler gibi sevdiği bu harika kadını kaybetmeye ne kadar da yaklaşmıştı?Karısının
"Neden öyle birden gözlerin doldu canım?Bir sorun yok ya?"
diye soran güzel sesiyle düşüncelerinden uzaklaşıp konuştu.
"Hiç aşkım,hâlâ öyle güzelsin ki,sana bakarken istemsizce gözlerim doluyor.Ama merak etme iyiyim,sorun yok."
Zira gerçeği söyleyerek Ilgaz'a o çok zor günleri yeniden hatırlatmak istemiyordu.Bu sözlerin sonrasında genç kadın
"Sen de hâlâ çok yakışıklısın.Hatta bir şey itiraf edeyim mi,seni o okul şenliğinde ilk gördüğüm günden bile daha yakışıklısın."
diyerek kıkırdayıp onu hafifçe dudaklarından öpmüştü.Buğra
"Sabah öpücüğümü de aldığıma göre,artık hazırsan kahvaltıya gidebiliriz."
dedi,biraz düşündükten sonra da ekledi.
"Şu yazar kadın otele geldiğinden beri,bir türlü konuşama fırsatımız olmadı aşkım.Senin o güzel kafanda neler dönüyor,anlatmak ister misin?"
Ilgaz aynada kendine son bir kez daha bakmış,bir eksik görmeyince şöyle karşılık vermişti.
"Serin'in buraya geleceğini ilk öğrendiğimde niyetim,Engin'in ona kısa tatili süresince eşlik etmesini sağlamaktı.Ve şimdi,onunla tanıştıktan sonra haklı olduğumdan hiç şüphem kalmadı.Engin için çok uygun biri.Birbirlerine iyi gelecekler."
"Daha önce de böyle düşündüğün genç kadınlar olduğunu hatırlatırım canım.Ama biliyorsun,Engin hiçbirine senin istediğin anlamda ilgi göstermedi."
derken,gülümsüyordu genç adam.Ilgaz
"Bu kez içimden bir ses,"Her şey farklı olacak."diyor aşkım,bana güven."
deyip elini tutması için kocasına uzatmıştı.Buğra muzip muzip
"Peki bakalım,öyle olsun!"
dedi,karısının elini tuttu ve odalarından çıktılar.
Salonun kapısına yaklaştıklarında Engin'in
"Unutmadan Uğurböceğim,Serin Abla'na dün akşam teşekkürünü ilettim merak etme.Bir de şu imzaladığı kitabı bana verebilir misin lütfen?Senin onun kitaplarını neden bu kadar beğendiğini merak ediyor,okumak istiyorum."
diyen neşeli sesini duyunca,Buğra'nın gözleri şaşkınlıkla kocaman açılmış,
"Senden gerçekten korkulur güzelim!Sanırım bu kez haklısın."
diye fısıldamıştı.Birlikte salondan içeri girmeden önce Ilgaz muzipçe göz kırpmakla yetindi.
Engin,sabah her zamanki gibi çalan alarm sesiyle uyanıp hazırlanmış,kahvaltı etmek için salona ilerlemişti.Bugün üzerinde kırmızı,kısa kollu polo yaka tişört,krem rahat kesim keten pantolon ve açık kahve yazlık spor ayakkabıları vardı.Salonda kahvaltı eden yeğenini görür görmez
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPADOKYA
FanfictionGenç,güzel bir yazarla yakışıklı maviş bir otel sahibinin küçük,siyah inci bir küpe sayesinde başlayan aşkları...Bu güzel kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️