Genç adam,yeğeni Ece eşyalarıyla Serin'e imzalattığı kitabı alarak"Çok teşekkür ederim dayıcım!Ben bugün göremedim ama sen görürsen Serin Abla'ya kitabın içine yazdığı nota bayıldığımı ve çok teşekkür ettiğimi söyle.Olur mu?"
deyip onu öpücüklere boğmayı unutmadan yanından ayrıldığından beri birkaç e posta cevaplamış,birkaçını Ilgaz'a yönlendirmiş,son olarak biraz önce Buğra'yla bu aralar gerekli temizlik malzemelerini teminde sorunlar çıkaran firma yerine yeni bir firma bulunması hakkında kısa bir toplantı yapmıştı.Tüm bunları yaparken de fark ettiği bir şey vardı.Son 2 gündür,işlerinde belirgin bir azalma gözleniyordu.
"Bu işte kesin Ilgaz'ın parmağı var.Aydan'ı yanına çağırmasıyla ilgili tahminim doğruymuş."
diye düşünerek gülümsedi.Aynı anda çalan kapı,onu düşüncelerinden uzaklaştıran şeydi.Hızlıca toparlanıp dışarıya seslendi.
"Gel Aydan!"
Asistanı yüzünde hafif bir tebessümle
"Engin Bey,saat nerdeyse akşam 6 olmak üzere.Bana ihtiyacınız yoksa birazdan çıkacağım."
diyerek içeri girmişti.
"Tamam Aydan,sen çıkabilirsin.İyi akşamlar!Ilgaz'lar da çıkmışlardır herhalde."
dediğinde Aydan'ın verdiği karşılık şu oldu.
"Size de iyi akşamlar efendim.Evet,biraz önce çıktılar.Yarın sabah görüşürüz."
Sonra da yanından ayrılıp onu odasında yalnız bıraktı.Artık,Engin de eve gitse,biraz dinlense hiç fena olmazdı.Tabii öncesinde 2 gündür görüşmediği en yakın arkadaşı Alper'i aramalıydı.Düşündüğünü yapmak için telefonunu eline aldı,arama geçmişinden numarayı bulup dokundu.Telefon çalmaya başlamıştı.
Kısa kahverengi saçlı,yeşil gözlü,1,90 boyunda oldukça yakışıklı genç bir adam olan Alper,Engin'in ilkokul yıllarından bu yana en yakın dostuydu.İstanbul'da işletme okuduktan sonra Nevşehir'e dönmüş,aile şirketinin başına geçmişti.Şu anda da sahibi oldukları halı mağazasından çıkmak üzereydi.Ailenin bir de kendi bağlarından topladıkları üzümleri işledikleri bir şarap fabrikası vardı.
Telefonunun çalmasıyla durdu,cebine uzanarak telefonu çıkardı.Arayan,Engin'den başkası değildi.Zaten onu bu saatte ya nişanlısı Asya,ya da Engin arardı.
"Dur,şuna biraz takılayım."
diye içinden geçirip açtı.
"Oooo!Sonunda Alper adında bir dostunuz olduğunu hatırladınız demek Engin Beyyyy!"
Genç adam arkadaşının haylaz bir ses tonuyla söylediklerinden,onunla biraz uğraşmak niyetinde olduğunu anlamış,gülümseyerek şöyle karşılık vermişti.
"O ne demek öyle Alper?iş-güç derken,aramaya fırsat bulamadım sadece."
"En son,sizin otelde yemek yiyorduk ve Ayça arabası gelmeyen bir müşteriden bahsetmişti.Sen de söylene söylene çıkmıştın diye hatırlıyorum."
Alper doğru hatırlıyordu.Fakat o günden bu yana yalnızca 2 gün geçtiği halde,genç adamın düşünceleri şimdi çok başkaydı.Elbette bunu arkadaşına söylemeye niyeti yoktu.Bu nedenle verdiği karşılık aklından geçenlerden birazcık farklı oldu.
"Evet,doğru hatırlıyorsun.Meğer kadın,bizim Ece'nin çok sevdiği bir yazarmış.Önce Uğurböceği,ardından Ilgaz derken,bir anda kıza rehberlik yaparken buldum kendimi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPADOKYA
FanfictionGenç,güzel bir yazarla yakışıklı maviş bir otel sahibinin küçük,siyah inci bir küpe sayesinde başlayan aşkları...Bu güzel kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️