1 Mahalle maçına gidelim!

38.9K 671 152
                                    

10.06.23' Cumartesi

"Ya Abi lütfen, abi lütfen."

Abime yalvarışlarımı sunuyordum. Akşamki mahalle maçına kesinlikle gitmeliydim. Ancak abim kendisi gidemediği icin benimde gitmeme izin vermiyordu.

"Abi bak hem Özer abi de orda bi sorun çıkarsa o zaten korur beni?"

"Özer de mi gidecekmiş? Geçen sana kavga etmisti o cocuklarla o?" dedi abim gür sesiyle tek kaşını kaldırarak.

"Eee şeyy ben ikna ettim galiba." dedim tatlı göründüğümü düsünerek samimiyetsizce sırıtırken.

Evet öncelikle anlatmaya nerden başlamalıyım bilmiyorum. Heh buldum!
Öncelikle güzel mahallemizden başlamalıyım; Ankara'nın sessiz sakin bir köşesinde kavgadan gürültüden uzak, insanların birbirine sevgiyle yaklaştığı güzel mahallemizde herkes birbirine içtenlikle bağlıdır, bol bol eğlence piknik mangal düzenlenir ve mahalleli olarak toplanılıp şen şakrak gün gecirilir. Bizim evin bulunduğu konum çocuk parkının tam çaprazında bulunmaktaydı. Bizim evimizin tam karşısında ise Özer abi ile Özgelerin evi vardı. Özer ve Özgenin ufakta bir 8 yaşında erkek kardeşi vardı. Anneleri Zehra Teyze çok tatlı bir kadındı ve bana bayılırdı. Kocası Aslan amca küçüklüğümüzden beri bize babalık yapmış ve bizi büyütmüştü.

Gözümü açtığım andan itibaren bu mahalledeydim, ben doğduktan iki sene sonra da Özgeler karşı eve taşınmıştı. Annemle, Zehra Teyze tanıştığı andan itibaren cok yakın arkadaş olmuşlardı ve beraber büyümüştük. Kendimi bildim bileli yanımda Özge vardı. Özge 1.70 boylarına yakın, zayıf, üniversitesinin ikinci yılında ic mimarlık okuyan, çıtı pıtı cok sevilen bir kızdı. İyi günümde de kötü günümde de bi kez olsun beni yalnız bırakmamıştı, o benim hic doğmamış kardeşimdi. Bir abisi vardı, bir de kardeşi.

Özer Abi, 1.95 boyunda siyah gözlü, siyah saçlı, iki yanağında gülünce oluşan kocaman iki çukuru olan, kocaman kocaman kasları olan, her bakanın baktığı anda vurulduğu bir adamdı. Yolda dümdüz yürüse bile millet durup ona hayran hayran bakardı. İçten ice bende ona hayrandım sadece diğer insanlara göre biz onunla zıtlaşarak büyümüştük. Ne kadar çok zıtlaşsak da Özer abim beni kendi elleriyle büyütmüştü, kendisi benden tam 4 yaş büyük 24 yaşındaydı ve şu anda kendi yazılım holdingini yönetiyordu. Farklı şehirler ve ülkelerde kendine ait mağazaları, binaları, holdingleri vardı. Anlayacağınız çok tanındık, sevilen bir adamdı. Dışarıya karşı sert gibi dursa da onun bana karşı pamuk gibi yüreği vardı beni abim gibi koruyup kollardı.

Özer abi ile Özgenin küçükte bir kardeşi vardı. Onu ben büyütmüştüm her gün bize gelir ödevine yardim etmemi isterdi. Henüz 3. Sınıfa gidiyordu daha 8 yaşındaydı. Adı Samet benim Özer abilerin evindeki küçük casusumdu. Her gün bana neler olup bittiğini anlatırdı. Kendi bi kardeşim olsaydı onu sevdigim kadar sevemezdim. O benim elimde büyümüştü.

Babaları Aslan amca şu anda Kıbrısta bir görevdeydi. Doktor eksiği olduğu icin 9 aylığına oraya tayin edilmişti ve 2 aydır yoktu. Gitmeden önce beni kucağına alıp etrafında çevirmiş ve kulağıma fısıldamıştı.

Flashback

"Bak kızım geldiğimde kilo almamış olursan cok kavga ederiz!" demisti kızmaya kıyamayan sakin sesiyle.

"Ya tamam Aslan amca biraz dikkat edicem söz bak ama çok degil."

"Tamam güzel kızım tamam."

Flashback son.

Aslan amca beni 4 yaşındayken bırakıp giden babamın yerini doldurmuştu. Abimle beni yedirip, içirmis ve her hafta kendi çocuklarına harçlık verirken bize de vermişti. Onun hakkını nasi öderdim bilmiyorum ama bu dünyada biyolojik bir babam olmasa da Aslan amca benim aynı kandan olmayan babamdı.

GÜLÜM•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin