Uzun bi süre kimse konusmamıştı, en sonunda bu sessizligi bozan Özge olmustu.
"Hadi bir seyler yiyelim." demisti Özge bir sorun olduğunu anlayıp ortami güzellestirmeye çalışarak.
"Ne yiyelim güzelim?"
"Pizza mı yesek?"
"Ben odama çıkıp dinlensem olur mu? Başım cok ağrıyor." dedigimde gözler bana dönmüştü. Özer ne oldugunu anlamaya çalışıyordu.
"Olur abicim, ilac getireyim mi?" demisti abim. Nedense konu hastalık oldugunda abim hep cok ince davranırdı.
"Sadece biraz uyusam iyi olacak." dedigimde basiyla onay vermişti. Sessizce odama gecip kendimi yatağımın üstüne bırakmıştım. Ne düşünmek ne de uyanık kalmak istemiyordum.
Tabi daha 2 dakika gecmeden kapı açılmış ve Özer girmişti.
"Güzelim ne oluyor?"
Yatakta kenara kayıp yanıma gelmesi icin ona alan açmıştım. Bir adımda yanima gelip yanima uzanmis ve belimden kendine cekip göğsüne yatırmıştı.
"Paylas benimle sorun ne?"
"Bir sey yok Özer, biraz sessizce yatmama izin ver."
"Tamam güzelim tamam, zorlamıyorum."
Uzun bir süre sessizlikten sonra başımdan öpmüş ve saat 12'ye yaklaştığı icin yavasca kalkmaya çalışmıştı. Gitmemesi icin ellerimi sıkılaştırmıs ve bacağımı üstüne atmıştım.
Özer kafasını bana dogru cevirdiginde burun buruna gelmiştik, nefesini dudaklarımda hissediyordum. O an sanki bütün dünya durmus gibi hissetmis ve aklımı bir salak gibi kenara bırakıp Özer'in dudağına yapışmıştım.
Canını acıtacak sekilde sert öpüyor, alt dudağını dişliyordum. Hatta buna öpüşmek denmez yiyişmek denirdi. Belimden çektiğinde beni kucağına oturtmustu. Artık tamamen onun üstündeydim. Öpüşürken belimi okşuyor, sertligimi yatıştırmaya çalışıyordu.
Altimdaki sertligine sürtündüğümde agzimdan zevkle bir inleme kaçmıştı.
"Ahh." dedigimde Özer sakince geri çekilmis ve beni de durdurmustu.
"Birisi duyacak, yavaş."
'Banane' der gibi omuzlarimi kaldırıp kalcami ona tekrar sertçe bastırmış ve dudaklarıyla dudaklarımı buluşturmaya çalıştım ancak Özer beni kucağından indirip yatağın üstüne hafifçe koymuştu.
"Ne oluyor?" dediginde sinirle yüzüne baktım ancak cevap vermemiştim.
"Neyin hıncını çıkarıyorsun? Yanlış bir şey mi yaptım?"
"Bir şeyin hıncını çıkardığım yok?" dedigimde alay eder gibi gülmüştü.
"Öpüyorsun, kokuyorsun, her anını benimle geciriyorsun ama sonra en ufak derdini bile benimle paylaşmıyorsun? Neyim ben senin icin öpüp, zevkini yasayip sonra kenara atacagin bir adam mi?" dediginde kalakalmiştım. Ancak daha dediklerini idrak edemeden bir daha konusmaya başlamıştı.
"Bana öpüşürken askla yaklaşmıyorsun, benimle birinin yerini mi doldurmaya çalışıyorsun? Sen benim elimde büyüdün ama hâlâ sanki seni tanımıyormuşum gibi bana yalan konuşuyorsun. Ben senin için eger dış kapının dış mandaliysam problem yok ama eger icinde azcik sevgi varsa aklını başına al, çünkü su anki davranışın sevgi de degil aşk da degil." diyerek bir saniye durup nefes almıştı. Konuşmama izin bile vermiyordu, dolmuştu ve simdi de içindekileri kusuyordu.
"Bende bilirdim herkes gibi seninle ilişkiye girmeyi, seni hamile bırakmayı ama yapmadim benim istedigim sey senin bedenin degil, ruhun. Evet aramizda cok büyük bir tutku, çekim var ama benim istedigim sey cok farklı. Eger amacin iliskiye girip kendini bana mahkum etmekse ben buna da tamam derim, yaşatırım sana zevkin doruklarını ancak ne sevgi olur ne de aşk? Lütfen artık benim duygularımla oynamayı bırak ve bir karar ver."
Dedikleri kulağıma iliştiginde sinirimi çıkarmak ister gibi öfkeyle tokatimi yanagina yapıştırmıştım.
"Git buradan!" dedigimde vurdugumdan dolayi yana dönen kafasını yavasca bana cevirmis ve ukala bir sekilde cevap vermisti. Beni çıldırtıp agzimdan laf almaya çalışıyordu.
"Gitmiyorum!"
Göğsünden itledigimde iki bilegimi de kavrayip beni durdurmustu.
"Artik çocuk degilsin, ne istedigine otur da bir karar ver. Bu zamana kadar her istedigini yaptim, her nazını cektim. Bir sey değişmeyecek icimde sevgin oldugu sürece yine aynı şekilde devam edecek bunlar ama artik benimle oyun oynamayi birak küçük hanım keyfim cok büyük kaçmaya başlıyor."
"KACSIN NE OLACAK!"
"Bagırma bana!" demis ve eklemisti "canımı sıkmaya devam edersen o sakladığın her seyi öğrenir kafana patlarim senin! O zaman da o hic görmediğin delirmiş halimi görmek zorunda kalırsın yani keyfim kaçınca ne olduğunu da anlamış olursun."
Aglamami bastırmak ister gibi damağımı ısırmış ve nefesimi kontrol etmeye çalışmıstım. Yüzyüze duruyorduk ve aglamaya baslarsam benim güçsüz oldugumu düşünecekti. Onun karşısında caresiz bir salak gibi aglamak istemiyordum.
"Gider misin, lütfen bak?" dedigimde bilegimdeki elini sıkmıştı.
"Bana hic bir zaman kal demedin zaten."
Bileklerimi birakmasiyla yataga düsmem bir olmustu, ister istemez karnima öldürücü bir sanci girmişti. Gözlerime sanki bir hayal kırıklığıymış gibi bakıyordu ve bu kalbimi cok acıtıyordu.
"İyi geceler, kararını verdiginde veya aklını başına aldığında haber verirsin, yarın işte görüşürüz."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLÜM•
Teen FictionKarşı balkonda oturan Özer Abimden gelen şarkıyla kafamı kaldırıp o güzel yüzüne baktım. Hafif dudağını kıvırarak gülümsüyordu. İkimizde saatlerdir çıt çıkarmadan oturuyorduk ve bu sessizligi onun açtığı şarkı bozmuştu. Cem Kısmet - Haram Geceler Y...