54 Yakacaksın beni.

3.2K 108 12
                                    

Arkadaslar cok uzun zamandir bölüm atmadığımı biliyorum ancak artik aklimda pek kurgu kalmamakla beraber elimdeki bütün stok tükendi...😭
İyi okumalar fıstıklarım💋

Dodinin sordugu soruya karşılık ikimizde kalakalmıs ve cevap verememistik.

İceri giren Annem ve abim sagolsun konunun dagilmasina yardimci olmustu.

"Bugün burada kalacakmışsın, yeni serum takacaklarmıs birazdan annecim." demisti annem basucuma gelerek.

"Sen buralarda sürünme anne istersen git eve dinlen saat gec oldu."

"Benim abine bakmam gerekiyor zaten o da biraz kötüydü eve gönderdim."

Annem odada duran Özere bakti.

"Özer, Bade ile kalabilir misin?"

"Tabii ki kalırım Hande Teyze, senin icin rahat olsun." dediginde annem gülümsemişti.

"Sana güveniyorum Özer, iyi bak benim deliye." dediginde hepimiz gülmüştük.

Annem konusmasi bittiginde çıkmıştı, tekrardan üçümüz kalmıştık.

"Evet nerde kalmıştık? Siz diyordum?"

"Dodi bos bos konusma." dedim kafami yastiga yaslayıp rahatimi alarak.

"Göreceğiz."

"Ya olsa ne yapacaksın?" demisti Özer hafiften tehdit eder gibi, kasları da ayni zamanda catilmisti.

"Takım elbise bakmaya başlıcam." dediginde Özerin catilan kaslari esnemis, dudağı hafif kıvrılmişti.

"Uzatıyorsun! Yok öyle bisey dedim."

Yüksek cıkan sesimle beraber ikisi de bana bakmıştı, Özerin keyfi kacmış suratı düşmüştü, böyle demem onu üzmüştü.

Dodi susmus ve ellerini iki yana acarak 'Göreceğiz' der gibi yapmıştı.

"Ben kaçıyorum yavastan, yarın görüşürüz hadi." diyerek Dodi odayi terkettiginde Özer ile basbasa kalmıştık.

Ancak ikimizde bi süre konusmamiz ve sesssizligimizi korumustuk. Hafif uykum geldiği icin gözlerim gitmeye başladığında Özer hafifçe yanima yaklaşıp üstümdeki pikeye uzanmak istemişti. O sırada elinden tutarak ondan bir adım beklemistim. Bir süre ikimizde birbirimize bakmıştık ancak ondan bir adım gelmeyecegini anladigimde elini itleyerek pikeyi kendime cekmis ve ona arkami dönmüştüm. Bir süre sonra da dolu gözlerimle uyuyakalmıştım.

Sabah beni uyandıran şey Özerin zır zır çalan telefonu olmuştu. Birisi ısrarla Özeri arıyordu ancak Özer uyuduğu koltuga sığmadıgı icin zar zor kalkıp telefonu acabilmisti. Uyku sersemi çıkan hoş sesiyle bir kadinla konusuyordu.

"Buyrun Defne Hanım."

Karsidaki kadin bir seyler diyordu ama duyamıyordum.

"Ben bir hafta olmayacağım ben yokken benim işlerimle sekreterim Buse Hanım ilgileniyor lütfen onu arar mısınız?"

15 20 saniyelik sessizlikten sonra Özer derin nefes alarak tekrar konuştu.

"Defne Hanım özel olarak görüşme isteginizi elbette anlıyorum ancak kişisel ve özel bir durumdan dolayi şehir dışına çıkacağım o yüzden vaktim yok."

Özer karşısında ki kadın konusmaya başladığında sabır etmeye çalışır gibi ellerini saçlarının arasından geçirdi.
O sinirle telefonla konusurken ben ise onu pür dikkat izliyordum.

"Defne Hanım görüşme isteginizi daha fazla baskılamaya devam etseniz de size yardımcı olamayacağım, iyi günler."

Özer dayanamayıp telefonu kadının yüzüne kapatmış ve koltuga sırtını geri yaslamıştı.

"Ne oldu sevgilin mi darlıyor?"

"Sevgiliden beter bir kadın." dediginde kıskançlık kalbimi uyuşturdugu icin derin nefes alıp başımı yastiga koymustum. Saat daha 8i 15 geçiyordu. Bu saatte birini aramaya insan utanırdi yani bu nasi bir iş bu nasi bi baskilama şekli???

Düşünceleri bir kenara savurup oldugum yerde doğruldum.

"Canım acıyor artık su serumu çıkarsınlar."

Özer kapıya çıkıp hemşire cagirdiktan bir kac dakika sonra hemsire gelip damarıma taktiği serumu çıkarmıştı.

Serum çıktıktan sonra kolum rahatlamıştı ve hemen ayakkabılarımı giyip ayagı kalkmıştı.

"Çıkmak istiyorum artik buradan." dediğimde Özer emri almış ve başıyla onay vermişti.

"Çıkacağız ama bu sekilde degil." demis ve aniden beni kucağına almıştı.

"Özer!!" demistim ani bi korkuyla. Ancak güvende oldugumu hissettigimde basimi göğsüne yaslamış ve hızlı atan kalbinin sesini dinlemistim.

Hastaneden cikarken bu şekilde tabi ki de herkes bize bakıyordu, onlari görüp utanmamak icin bende başımı Özerin omzuna gömmüştüm.

Özer beni arabaya kadar kucağında taşıyıp arabaya nazikce bindirmişti. Kendisi de şoför koltuğuna geçtiğinde yola koyulmustuk.

Eve vardığımızda herkes uyuyordur diyerek Özerin odasina çıkmıştık. Odaya girdigimiz anda Özer üstündeki tişörtü çıkarıp yere fırlatmıştı.

Özerin üstüne doğru bir adim atarak onu kapı ile arama almıştım. Özer sırtını kapıya iyice yaslamış benden kacmaya çalışıyordu.

"Küçük fare." demisti derin nefes alarak ve eklemisti. "Bence sen biseylerden emin olana kadar bana bu sekilde yaklaşıp da nefsimle oynama." demis ve yanimda gecip kendini yataga atmıştı.

"O ne demekti şimdi?"

"Yanisi güzelim şu demekti daha Dodiye bile söylemeye utandığın ilişkimizden emin olana kadar kendine zaman ver, ben hep buradayım zaten." demis ve kafasini tavana çevirip beni umursamiyor gibi gözlerini yummuştu.

Bir hamlede kucağına oturdugumda gözlerini o şaşkınlıkla açmış ve belimden tutmustu.

"Yapma be gülüm yakacaksın beni sabah sabah."

"Durma öp beni Özer." agzimdan cikan cümle ile Özerin dudaklarimizi birlestirmesi bir olmustu. Deli gibi dudaklarımı dişliyor bi türlü birakmiyordu. Hafif geri çıkıp alnimi alnina yasladim.

"Utandığım icin degil ailemin ögrenmesini istemedigim icin sustum." dedim ve kucağından kalktim.

"Ayrıca kucağına oturan kıza karşı nefsini koruduğun zaman bu dediklerinde ciddi olduğuna inanırım ama simdi bu haldeyken güldürme beni Özer." demistim alaycı bi sekilde. Böyle bir tepki vermemi beklemiyor olsa gerek şaşkınlıkla kalmıştı. O benim yüzüme şaşkın ördek gibi bakarken ben gülerek odadan çıkmış ve kendi evime yol almıştım bile.

GÜLÜM•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin