16 Uzak dur kalbimden! ÖzBur▪︎

9.7K 202 10
                                    

Parti düzenlenen evden çıktığımızda yanımda ağzının kenarından kanlar akan Burak abi vardı. Bilegimden tutup beni bi cekistire cekistire arabaya götürüyordu.

"Gelmeyeceğim ben seninle uyuz herif." dememle birlikte sırtımın Burak abinin arabasına degmesi bir olmuştu.

"NE GELMİYORSUN NE? KİMİNLE GİDECEN O İTLE Mİ? ÖLDÜREYİM Mİ ONU HE NE İSTİYORSUN?"

Korkudan bütün vücudum titremis ve bagirmasindan dolayı kulağım çınlamıştı. Korkuyla gözlerimi kapatmıştım.

"Daha ne kadar delirtmek istiyorsun beni lan ben sana kıyabilir miyim neden korkuyorsun benden?"

Bunu derken bi adım geri çıkmıs ve arkasindaki arabaya sırtını dayamıştı. Bir kac saniye ben öylece kalakalmısken Burak abi ise kan akan ağzını eliyle tutmustu.

"Sikeyim senin gibi kanı da!"

Cantamdan bir pecete çıkartıp parmagimin ucuyla ağzının kenarına uzatmistim. Gözleri beni bulduğunda agzindaki yarayi tutan elini indirmis ve silmem icin hafif egilmisti. Acıtmamaya özen göstererek hafif dokunuslarla akan kanı temizlemistim.

"Kötü olmuş."

"Sen dokundun iyileşti." demisti küçük bi çocuk gibi.

"Korkma benden bir daha tiksiniyorum kendimden sen böyle yapınca." dediginde başımla onay vermistim.

"Yürü arabaya." emriyle beraber adım atmış ve iki adımda arabanin icine oturur hale gelmistim. Gökyüzüne bakarak derin bir nefes alip o da arabaya binmisti. Bir kac saniye beklediginde gözlerimi ona cevirmistim.

"Ne oldu?"

"Sarhoşum."

"Ben kullanayim istersen." dedigimde kafasını geri atarak kahkaha atmıştı.

"Şu sersem kafamla senin ayık kafandan daha iyi sürerim." dediginde bende kendimi sıkamamıs ve kıkırdamistim.

Camını sonuna kadar acarak derin bir nefes alip arabayi çalıştırmış ve yol almıştı. Ancak bizim ev yolunun tersine doğru ilerleyip ormanlık alana girmisti.

"Nereye gidiyoruz?"

"Kaçırıyorum seni nikahıma alacagim." dediginde gülmüştüm.

Yaklaşık 5 dakika sonra büyük bir evin önünde durmustuk. O arabadan indiğinde bende onunla beraber inmiştim. Cebinden anahtarı çıkarıp eve girdiğinde arkasindan bende girdim.

"Bana kahve yapar mısın?"

"Az ye de uşak tut." diye fısıldadıgimda yüzüme bakmıştı.

"Seni tuttum." demisti kolumdan cekerken. Mutfaga girdiğimizde kahveyi ve makineyi çıkarıp masanin üstüne koymus ve kendisi de sandalye cekip oturmustu. Oturdugu esnada kravatini çıkarmış ve gömleğinin düğmelerini açmıştı. Ister istemez gözüm ona, baklavalarına kayıyordu.

Kahveyi makineye koydugumda tam arkamda bir nefes hissetmistim. Omuzlarımdan akan saçlarımı soluma alarak arkamdan sarılmış ve çıplak boynumdan öpmüştü.

Boynumu emdiginde zevk alir gibi istemsizce basimi geri atarak ufak sesle inildemistim.

Kahve makinesinin dıtlamasıyla gözlerimi kahveye indirerek fincana döktüm.

Burak abi sıcak olan kahveyi bi yudumda kafasına dikerek beni cekistirmeye başlamışti. Ben sokla ona bakarken o ise hic umursamıyordu.

Salona geldigimizde hafif itleyerek sırtımın genis koltuğa değmesini sağlamıştı. Kendini üstüme bırakacağı sırada doğrularak göğsünden tutup durdurdum.

"Sarhoşsun."

Göğsündeki elimi tutup avcumun icini öptü ve elimi başımın üstüne koyarak kendini üstüme bıraktı.

"Evet sarhoşum." fısıldamıştı.

Dudaklarini boynuma bastırmış ve kulağıma egilmisti.

"Sana."

Üstümden kalkıp gömleğini cikararak üst kata çıktıginda yaklasik bir iki dakika
orada öylece kalmistim. Bi cesaretle yerimden kalkmış ve girdiği odaya arkasindan bende girdim.

Üstü çıplak, başını ellerinin arasina almis bir sekilde yatağın üstünde oturan Burak abiyi gördüğümde iceriye dogru bir adım attım.

"Ne oldu?" dedigimde ayaga kalkmis iceri de bi tur volta atmıştı.

"Ne oluyor?"

Burak abi iki adımda yanıma gelerek karşımda durmustu.

"Ben seni görünce kendime hakim olamıyorum Özge."

"Sana dokunamam, seni öpemem. Uzak dur benden Özge, cok uzak. Seni hic göremeyecegim, dokunamayacagim-" bunları derken elleri titriyordu. Titreyen eliyle önüme gelen saçı kulagimin arkasina itlemis ve konusmaya devam etmisti

"Seni hic öpemeyecegim kadar uzak dur benden. O kokun gelmesin burnuma, bu güzel yüzün-" yanağımı elinin tersiyle oksamis ve konusmaya devam etmisti.

"Bu güzel yüzün gelmesin ikide bi gözümün önüne, uzak dur kalbimden ihanet ettirme kendime."

Yalvarır gibi bir hali vardı, gözleri aci ceken bir adamın gözleri gibi bakıyordu. Daha fazla ona eziyet edemezdim. Başımla onay verir gibi yaparak bir adım geri çıkmıştım.

Kapıya uzanırken cıkmama izin vermeden belimden tutmus ve beni kendine çekmişti. O güzel kokusunu icime cekmemek icin nefesimi tutmustum. Dudaklarıyla alnıma bir öpücük kondurmus ve ellerini gitmem icin belimden çekmişti.

Hic durmadan kapıdan çıkıp gitmis ve bir taksi ile eve geri dönmüştüm.

O korkak bir adamdı, sevmekten, sevilmekten korkan bir adamdı. Onun bir kadını seviyorum, bu benim kadınım diyebilecek kadar bile cesareti yoktu. Bu adamın benim abimin karşısına gecip ben bu kıza aşığım diyebilecek kadar bile cesareti yoktu, hic bir zaman da olmayacaktı. Demek ki bazi aşkların yaşanmadan bitmesi gerekiyordu.

Mezarının başında bile "Seni çok seviyorum" diyemeyen korkak, bencil bir adamı deli gibi seven bir tek Bihter değildi :)

GÜLÜM•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin