48 Gögsünde uyut beni.

4.1K 143 5
                                    

"Sen?"

Yazılımcılar icin yapılan toplantı baslamak üzereydi, ben ve 6 kisi beklerken yanımdaki kumral sert duruşlu, ismini bilmedigim bir kişi laf attı.

"Evet ben?"

"Ne zaman başladın işe?"

"Daha bir iki gün oldu."

"Tanışalım o zaman, Emre ben." diyerek elini uzattığında elini sıkmıştım. O sırada sunum yapmak icin kapidan giren Özer ile gözgöze gelmistik.

"Senin ismin ne?" diyen Emre ile gözlerim geri Emreye dönmüştü.

"Bade bende."

"Tanıştığımıza memnun oldum." dediginde basimla onay vererek samimiyetsizce gülümsemistim.

"Evet arkadaşlar merhaba, öncelikle toplantıya gecmeden önce sizinle birini tanıştırmak istiyorum." demisti elimden tutup beni ayaga kaldirirken.

"Araniza yeni katilan arkadaşımız Bade, daha yeni okulu bitti o yüzden ona biraz yardimci olmanızı istiyorum."

"Ben yardımcı olurum." diyerek atlamıştı Emre oldugunu az önce öğrendigim kişi.
Özer belimdeki elini sinirle sıkmıştı.

"Hepiniz." demisti derin nefes alarak, "hepiniz yardimci olursaniz sevinirim."

Özerin dedigine karşılık digerleri de gülümseyip basiyla onay verdiginde az önceki Emrenin yanindaki yerime gecip oturmustum.

Toplanti bitiminde tam cikarken Emre kosarak arkamdan gelmis ve elini belime koymustu.

"Bir kahve icelim mi? Vakit geçiririz."

"Lider firmanın veritabanindaki açığı bulmaya çalışıyorum o yüzden isime dönmem daha iyi olur diye düşünüyorum, yine de teşekkür ederim." diyerek reddetmistim ancak toplantı salonunun camından bizi öfkeyle izleyen Özeri cok sonradan vazgeçmiştim.

Özer sinirle toplantı odasından çıkarak yanıma gelmis ve fısıldamıştı.

"Odama!"

Özer sinirle yürüyüp odasina girdiginde bende arkasından girerek kapıyı kapatmıştım.

"Ne oluyor?"

"Yavsiyor mu o adam sana?"

"Aşkım ne yavşaması? Normal is arkadaşım olarak yardim edeyim vs diyor yani."

Özer 'Aşkım' dememle kalakalmıstı. Belli ki böyle bir şeyi benden beklemiyordu.

"Aşkım mı dedin sen bana?"

"Degil misin?"

"Öyle miyim?"

"Sen cevap ver degil misin aşkım?"

"Öyleyim." demisti yüzüne gururlu ve mutlu bir ifade yerlestirerek. Bir kac saniye sonra o gülen yüzün yerini yine çatık kaşları almıştı.

"Konuşmayacaksın o cocukla!"

"Ya Özer is arkadasim yani nasi konusmayayim?"

"Ben anlamam, ben bakışını begenmedim, uzak durmanı istiyorum." dediginde uzatmak istemeyerek başımla onay vermistim.

"Yoksa yakın bir zamanda baska bir is arkadasi bulmak zorunda kalacagiz sana." diye eklemişti arkasindan sessiz bir sekilde.

Bilegimdeki gümüş renk saate baktigimda saatin 5 olduğunu görmüstüm.

"Saatimiz gelmiş çıkıyor muyuz?"

"Sen ne zaman istersen çıkarız, sen yeter ki iste be gülüm." demisti askıdan ceketini alip giyerek. Her şey tamam oldugunda ben önden çıkmıştım, arkadan da o gelmişti.

İkimizde arabaya yerleştigimizde telefonuma gelen ses ile telefonumu elime alıp bakmıştım. Gecen gün gizliden mesaj atan kişiden gelmişti yine.

Bilinmeyen; Aksam 8 gibi, sizin semtteki büyük parkta olacağım, gelir misin?

; Kimsin diyorum sana?

Bilinmeyen; Aksam tanışacağız.

"Kiminle konuşuyorsun?" kulağıma ilişen ses ile gözlerim Özeri bulmustu.

"Peri, aksam evine davet ediyor." demistim gözlerimi kaçırıp yutkunarak.

"Yalan söylediğini farkedebiliyorum, elimde büyüdün sen."

"Hayir söylemiyorum Aşkım." dedim tekrardan dikkatini dagitmaya çalışarak. Özerin dikkati dağılmışti bile.

"Cok hoşuma gidiyor ya deliricem." diyerek sevinmişti. Arkasından bende gülerek önüme dönmüstüm. Bizim mahalleye yaklasmadan önce ıssız bir sokakta arabayı durdurmuştu.

"Korkmalı mıyım?" dedigimde gülmüştü.

"Bence korkmalısın." demisti beni belimden çekip kendine yaklaştırarak. Burnunu burnuma sürtmüş ve mayışmamı sağlamıştı.

"Bizim mahalleye girmeden önce biraz dudaklarınla ilgilensem iyi olacak yoksa gece ya sen bana geleceksin ya da ben sana gelecegim."

Durmadan, düşünmeden yakasindan çekip dudaklarına kapandım, ikimizde kendimizi kaybetmiş gibi dudaklarımızı dans ettiriyorduk. Bu bir öpüşme degil tam anlamıyla yiyişmeydi, dilimi emiyor, tükürüklerimizi birbirine karıştırıyordu.

Gücüm kalmadığında hafif kendimi geri cekip arabanın koltuguna geri dayandım ve derin nefesler almaya çalıştım.

"Gece." diyerek durmuş ve soluklanmak icin o da derin bir nefes almıştı.

"Ne oldu?" dedim devam etmesini bekleyerek.

"Göğsünde uyut beni." dediginde basimla onay vermistim. Bir dakikalik dinlenmenin ardından Özer beni tekrar belimden cekerek dudaklarimin üstüne az öncekinin aksine arka arkaya naif ve ufak öpücükler bırakıyordu.

Her öpücüğünde kalbim daha da hızlanıyor, yerinden çıkacakmış gibi bir ritim tutturuyordu.

Saçlarımı soluma alarak boynumu açmış ve Özer icin bir fırsat yaratmıştım.

"Morart beni Özer." mayışmış sesimin karşısında Özer bir saniye bile beklemeden dudaklarını boynuma bastırmış ve eme eme morartmıştı. Ara ara agzimdan inlemeler kacmıştı, bu adamın her dokunuşu bana zevk veriyordu.

Bir kac dakika süren birbirimize dokunuşlarimiz, öpüşmelerimiz sonucunda ikimizde durmus ve geri çıkmıştık.

"Birazını da geceye sakla." dedigimde bıyık altından gülümsemisti.

GÜLÜM•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin