Kavrulduğumuz o ateş, aslında bizi serinletebilir.
İçimize erişir, ilk önce yerini yadırgar. Yabancıdır her milime. Tanımak ister ruhunu, zamanla zor olsa da başarır bunu.
Sonra bir olur seninle ve iyi gelir benliğine.Eskiden soğuklarında yandığın o ateş, seni üşütmeyi öğrenir...
Çaresizliğin ortasında, ihtimalsiz kalmış bir kurtuluş arıyorduk. Sadece kendimiz için değil, her ikimiz de birbirimiz için, biz için korkuyorduk. Olacaklar belli gibiydi ama kabullenmek aklımızdan dahi geçmek istemiyordu. Az önce Ferit'in parmaklarını kırmak için malzeme aramak adına yanımızdan ayrılmış olan haysiyetsiz Tarık geri gelene kadar düşünmek için fırsatımız olmuştu. Ben teslim olmak istemiştim, o sapığın tek derdi bendim. Ama Ferit buna katiyen izin vermedi.
"Ferit eğer cebinden telefonunu çıkarabilirsen, belki birinden yardım isteyebilirsin"
"Abidin olabilir, ama o gelene kadar bana ne olur onu bilmiyorum"
Böyle konuşması beni daha da korkutuyordu. Gerçekten Tarık çok kötü şeyler yapabilecek bir pislikti. Ferit zorlukla bağlı olan elleriyle, cebinden telefonunu çıkarmaya çalışıyordu. Benim elim ayağım titriyordu, korkudan midem bile bulanmaya başlamıştı. Ferit telefonu eline alır almaz Abidin'e konum attı. Hemen ardından tam arayacaktı ki, bizim bulunduğumuz yere doğru adımlama sesleri gelince, hızlıca aramaktan vazgeçip telefonu cebine attı. Tarık elinde birkaç malzemeyle yanımıza geldiğinde gördüklerim ağzımı açık bırakmıştı, duyduklarım ise dilimi damağımı kurutmuştu.
"Ne diyorsun zengin prens, çekiç mi? pense mi? yoksa direkt balta mı? Hangisi senin narin ellerini daha iyi cezalandırır?"
"Saçma sapan konuşma tımarhane kaçağı!"
Ferit'in söylediği cümlenin hemen ardından bir kahkaha attı Tarık. Sonra ekledi;
"Bak onu doğru söyledin. Ben tımarhaneden kaçtım. Doğru bu"
"Tedavine devam etseydin de çok birşey değişmezdi zaten" dedi Ferit.
Tarık bana bakarak Ferit'in üzerine doğru yürüdü. Bana ima ettiklerini anlıyordum. Ya o, ya sen diyordu sanki acımasız gözleri. Adamlarından masa istedi. Tam Ferit'in önüne yerleştirilen masaya bağlı olan ellerini çözüp uzattılar. Ferit çırpınıyordu, bir kurtulsa hepsini elden geçirecekti ama, kurtulamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı çapkını
FanfictionBu günü diğer günlerden farklı kılan şey, sadece yaşadığım şehri değiştirmem değildi. Tatmadığım ve bana yabancı olan duyguları gün yüzüne çıkaran ukala adamdı. Kendi öz babam çocuk tembihlercesine bu ukala adamdan uzak durmam gerektiğini, asla ilet...