Kısa süren güzellikler yetmediğinde, devamı için yitirdiğim vakitler kayboldu. Zorladığım onca insaf yerini bulanık sulara bırakınca, harabeye dönen saflık, toza dumana karıştı. Arsızlığa katılan edep, yerini yokluğa bıraktı...
Aşkla baktığım o gözler, bana öyle farklı bakmıştı ki. Sanki en başında ikimiz de birbirimizi hiç üzmeyecek gibiydik. Herşey her zaman çok güzel olacak ve biz mutlu bir yuva kuracak gibiydik. Öyle güzel hayallerim vardı ki benim, hayatımın en güzel ve en özel zamanlarını bahşettiğim adam Ferit, benim geleceğim olacak ve biz çok mutlu olacaktık.
Ellerimden tuttuğunda benim için de, onun için de dünya hep dönmeyi durduracaktı. Gözlerime baktığında zaman akmayı unutacaktı. Beni öptüğünde nefes almayı unutacaktık. Koynunda olduğum her gece ay doğacak, her sabah ise güneş batacaktı...
Bir kumsalda, elimden geldiğince yaptığım kumdan kaleler gibiydi hayallerim. İtinayla uğraştım. Emek verdim, verdik sandım. Beklenmedik bir anda kıyıya vuran soğuk bir dalga, tüm kulelerimi yıktı. Kum taneleri dümdüz özgürlüğüne kavuştu. Gördüklerime inanmak istemedim. Öyle inanmıştım ki asla yıkılmayacağına, asla bozulmayacağına ve ömür boyu dimdik duracağına. Şimdi hem hayalden kulelerim yıkıldı, hem de ben kum tanesine dönüp paramparça olmayı öğrendim.
En ufak rüzgarda bertaraf olabilecek kadar zayıfmışız oysa ki...
Ben sağlam sanmışım. Ta ki, dalga kıyıya vurana kadar.
Yalının en üst katından aşağıya inemedim. Ferit'in odasından çıkar çıkmaz kendimi merdivenlere bıraktım. Yere çöküp direncimin gelmesini bekledim. Derdim mi neydi?
Fazla mı abartmıştım?
Saçmalamış mıydım?
Hayır tabi ki...
Ben sadece sevdiğimi başka gözlerden sakınmak istedim. Hem onun yanında gecenin bir yarısı ben olmasaydım başka bir kız olacaktı. Belki gözüne girmeye çalışacaktı sevdiğimin. Belki de ilgisini çekecekti. Ferit bakmazdı kötü bir gözle belki ama, kız Ferit'e neden aşık olmasın ki? Belki de kızın küçücük dünyasında Ferit varolacak? Belki de elinde olmadan aşık olacaktı?
Ben sadece sevgilim için, benden başkası aşk acısı çekmesin istedim. Çünkü iyi bilirim o acıyı, Ferit'in güzel bakışlarına ya tutulursa o hizmetli kız? Ben nasıl dayanırım... Tek niyetim engellemekti. En azından gecenin bir vakti gelmeseydi.
Merdivenlerden kalkıp zorlukla aşağıya indim. Kimseye görünmeden yalıdan çıkıp müştemilata geçtim. Odama kendimi atar atmaz yatağıma yattım. Şefika uyumuş olmalıydı, ses seda yoktu. Ağladım, içimden gelen hüznü durduramadım. Sadece ağlamak istiyordum.
.
.
Güneş yüzüme vurduğunda acıyla yerimde kıpırdandım. Başım sızlıyordu. Dün gecenin kabus olmasını diledim. Ferit'in o umursamaz tavırları, bana olan "sen kimsin ki?" Bakışları sadece bir kabustan ibaret olsun istedim. Kahretsin ki değildi. Bir kabus değildi. Yeniden ağladım. Ben bu adam için ruhumdaki en güzel hisleri ve duyguları adamıştım. Nasıl olur da bu denli beni yok sayabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı çapkını
FanfictionBu günü diğer günlerden farklı kılan şey, sadece yaşadığım şehri değiştirmem değildi. Tatmadığım ve bana yabancı olan duyguları gün yüzüne çıkaran ukala adamdı. Kendi öz babam çocuk tembihlercesine bu ukala adamdan uzak durmam gerektiğini, asla ilet...