22. Bölüm

2.3K 133 134
                                    

İçimde yanmayı bekleyen ışıklar vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İçimde yanmayı bekleyen ışıklar vardı. Yanında olduklarım beni karanlığa mahkum etmişken, ben yoruldum. Yanmayı bekleyen ışıklarım yoruldu...

Gözlerimi hayatımın en karmaşık ve en yoğun hislerinin olduğu güne açtım. Duygularım karmakarışıktı. Gerçekten gecenin tüm yanlışları örteceğine inanan kalbim bana neler yaptırmıştı. Şimdi her şeyin yükünü kalbime atamazdım. Bile isteye yaptığım bu şey bana her ne kadar iyi hissettirmiş olsa da, yeri ve zamanı olup olmadığı konusunda kafam bulanıyordu. Uyanır uyanmaz içimde bir hüzün çukuru belirdi. Bir yanım mutluluktan ağlayacak kadar iyiydi. Bir yanım ne yaptın sen diyordu.

Kendimi kötü hissettim. Yerimde biraz hareket edip hemen başımı Ferit'in çıplak göğsüne yasladım. Ona temas eden ruhum hemen iyileşmişti. İçimdeki tüm huzursuz düşünceler kaybolmuştu.

Bana asla dediğim şeyleri yaptıran gecenin karanlığı değil de, sevdiğimin deli yüreğine bağlanan yüreğimin aldığı cesaretti belki de?

Hani olur ya, seversin ama o yanında olmasa da, sen yine de ondan cesaret alırsın. O bilmez, duymaz ama sen yine de ona sarılırsın. Hiç kimse kalmaz yanında, ama sen yalnız hissetmezsin. Çünkü yüreğinde yaşayan sevdiğin vardır. Elini tutuyordur aslında. Gözlerine bakıp, "sen yaparsın, sen benim güçlü sevdiğimsin" diyordur.

İşte bu sevginin gücü, aşkın deli cesaretidir.

Kimi zaman bu cesaretle yapılanlar hayatınızı altı üstüne getirecek sonuçlar doğurur. Ama kimi zaman da hayatınızın renksiz kalmış her zerresini gök kuşağına çevirir.

Göğsüne başımı yasladığım ve ondan utanıp, yine de ona sığındığım adam gözlerini benimle aynı yatakta aralamıştı. Uyanır uyanmaz ilk söylediği şey benim ismim oldu. Gece ağzından çoğu defa ismimi daha farklı ses tonlarında duymuştum. Hatırıma gelen o anlar yüzümü utançla güldürdü. Kıkırdamamak için zor durdum.

"Ferit günaydın.." dedim ama sesim neredeyse çıkmamıştı. Çünkü utanç tüm bedenimi ele geçirmişti. Ferit benim kısık çıkan sesime güldü.

"Günaydın benim güzeller güzeli prensesim..."

Gülümsedim. Bana yine hayran hayran bakıyordu. Gözlerini tüm yüzümde gezdirerek baygınca konuştu.

"Nasıl hissediyorsun?"

Aniden sorulmuş bu soruyla yerin dibine girmiştim. Bu kadar utanmak da neyin nesiydi? Sanki dün geceyi Ferit bilmezmiş gibi davranmak istemem kadar saçma birşey yoktu. Ama ben yine de sessiz kaldım. Hatta bakışlarımı başka yöne çevirdim. Başımı Ferit'in göğsüne yaslayıp kapattım.

Yalı çapkını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin