İmkansıza inanmak için, imkanlıya hiç şahit olmamak gerekir.
Asla olmaz dediğin ne varsa, bir gün onların oluşuna şahit olacağın gibi.
Yapamam dediğin şeyleri başardığında, dönüp arkana bakacağın gibi.
İmkanlı olana kavuşamadığın her an, imkansıza inanmaya devam edeceğin gibi.
Çünkü inanmak için şahit olmak gerekir...Beni imkansıza inandıran adam, imkandan bir haberdi. Asla kaybetmem dediği yarışı, Ferit birgün kaybedecekti. Bunu idrak edebiliyordum. Ama o edemiyordu.
Şimdi karşımda bana birlikte konuşacağımızı söyleyen Tarık, benden imkansızı istiyordu. Ama ben de asla dediğim şeyi yapmak zorunda kalmıştım. Çünkü imkansız diye birşey gerçekten yoktu.
"Tamam kabul ediyorum"
"Benimle bu akşam konuşmayı kabul ediyor musun Seyran?"
"Bu gece değil, yarın öğlen konuşabiliriz" dedim soğuk ve katı sesimle.
"Neden bu gece değil?"
"Olmaz dediysem olmaz. Yarın dedim. Ver şimdi kutuyu. Yarın öğlen burada olurum"
"Eğer burada olmazsan, seni yine bulurum. Bu defa asla bırakmam, haberin olsun."
Bu kadar acımasız ve korkutucu sözlerin altında eziliyordum. Hiçbir şey söylemedim. Bana uzattığı kutuyu tuttum.
"Yarın burada olacağım de bana!"
"Yarın burada olacağım" diyerek kutuyu hızlıca çektim.
Tarık düşündüğümden daha teklikeliydi. Hızlıca yanından uzaklaştım. Onu tamamen görmeyeceğim bir noktada, nereye girdiğimi göremeyeceğine emin olduğumda yalıya hızlıca girdim. Kapısında güvenlik olan bu bahçede bile içimdeki korku geçmiyordu. Kendimi güvende hissetmiyordum. Ben bahçede derin nefesler alıp sakinleşirken babam arabayla yanımda belirdi. Sonunda görevimi başarıyla tamamlayıp, babama değerli kutuyu teslim etmiştim. Arka kapıdan inen Gülgün hanım bana gülümseyerek yanımdan geçti.
Müştemilata geçip odama kapandım. Asla odamdan çıkmak istemiyordum. Dünyada güvende olmadığım için en kuytuda, en köşede gözlerden uzak olmak istiyordum. Ama biliyordum ki sonsuza kadar odamda kalamazdım. Kendi ağzımla geleceğimi söylediğim Tarık, yarın olan buluşmamız için şimdiden saatleri kovalamaya başlamıştı belki de?
Babam ve annem yalıdan eve dönmeden önce onlar için akşam yemeği hazırladım. Yemek hazır olmadığında annemin aşağılayıcı sözleriyle karşılaşmak istemezdim. Bir süre sonra akşam olduğunda beni çok sevmeyen ailemle yemek yemeye başladık. Ne muhabbet ediyorduk, ne de halimi hatırımı soruyorlardı. Sadece yalıdaki çalışanları ve ev sahiplerini çekiştirip duruyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı çapkını
FanficBu günü diğer günlerden farklı kılan şey, sadece yaşadığım şehri değiştirmem değildi. Tatmadığım ve bana yabancı olan duyguları gün yüzüne çıkaran ukala adamdı. Kendi öz babam çocuk tembihlercesine bu ukala adamdan uzak durmam gerektiğini, asla ilet...