Bu günü diğer günlerden farklı kılan şey, sadece yaşadığım şehri değiştirmem değildi. Tatmadığım ve bana yabancı olan duyguları gün yüzüne çıkaran ukala adamdı. Kendi öz babam çocuk tembihlercesine bu ukala adamdan uzak durmam gerektiğini, asla ilet...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Her yeri yangına çevirmektense, kendi başıma küle dönmeyi yeğelerdim.
Feryadını duyurabilecek kimsesi olmadığında kendi başına yanmayı ve küle dönmeyi öğrenmiş biri, tüm yükleri omuzunda taşımayı benimsemiştir. Evet ağırdır. Hem de çok...
Ama zaman ilaçtır. Geçen zamanın ardından unutulan her yanlış, her hata, ancak yeniden bizi kırınca öğüt verir hayatımıza...
Davet edildiğim akşam yemeğinde zaten gergin olmam yetmezmiş gibi bir de üzerine Ferit beni daha da gerecek birşey söylemişti. Bu söylediği Gülgün hanımın bizi şaşkınca izlemesine sebep oldu.
"Biliyor musun Seyran. Normalde bu saatlerde evde durmam. Ama sırf sen yemeğe geleceksin diye evde durmayı tercih ettim"
Bakışlarımı etrafımda gezdirdim. Bu cümleye cevap verip vermemek arasında kaldım. Ne söyleyebilirdim ki?
"Annemin muhabbeti pek sarmaz. Ben de onunla seni yalnız bırakıp sıkılmanı istemedim" diyerek güldü. Konuyu şakaya bağlamıştı ve tuhaf olan şu ki, Gülgün hanım kahkaha atmıştı. Ben de tebessüm ettim.
Bu konuşmayı ben anneme yapmış olsam ardından yiyeceğim azarı düşündüm. Yemeğe gayet normal bir şekilde devam ettik.
"Gülgün hanımın muhabbeti çok iyi, ben onunla muhabbet etmeyi seviyorum" dedim usulca.
Gülgün hanım bana tebessüm etti.
"Ferit, duydun mu oğlum?"
"Şakaydı annecim, şakaydı" dedi Ferit ellerini teslim olur gibi kaldırarak.
Çok fazla konuşmadığımız, arada bazı espriler yapıp güldüğümüz sakin bir yemek olmuştu. Yemek sonrası tatlılarımızı yedik. Şefika'nın eli gerçekten çok lezzetliydi. Saatler birbirini kovaladığında artık evime geçmem gerektiği için ayaklandım.
"Herşey için teşekkür ederim Gülgün hanım, çok güzel bir gündü"
"Rica ederim Seyran, benim için de çok güzel bir gündü, yine beklerim"
Hemen ardından Ferit'te konuştu.
"Yine bekleriz Seyran"
Başımla onayladım. Yavaş adımlarla yalıdan çıktım. Müştemilata geçtim ve odama girdim. Ev sessizdi. Ben bu sessizliğe alışmışken yarın babamlar gelince tüm huzurum kaçacaktı. Son zamanların keyfini çıkardım. Odamın loş ışığında kitabımı okuyarak uyuya kaldım. . . Ertesi sabah büyük bir gürültüyle uykumdan sıçradım. Evin kapısı bangır bangır çalıyordu. Hızlıca yataktan kalkıp, kapıyı açtım. Babam elindeki valizi ayağıma atmak suretiyle içeri hızlıca girdi. Eski bir binayı yıkan dozer etkisinde üzerimden geçti.