27. Bölüm

136 23 3
                                    

Iyi votelememeler . Okumayı unutmayın asmfkfj. Okuyup vote vermemeye devam . Yehu.

Multideki şarkıyı sakın dinlemeyin . Favori gruplarımdan değiller .

Ters psikoloji deneyeyim dedim. ¤¤¤¤☆☆☆

Ne kadar zaman geçtiğini hatırlayamıyordum. Hatırlamak istemediklerimi hatırlayıp , hatırlamak istediklerini hatırlayamıyordum zaten .

Unutmak istediğim çok olay vardı . Belki rezil olduğum anlar belki hata üzerine hata yaptığım anılar . Unutmak denince başı az önce yaşadığım olay çekerdi büyük ihtimal . Bir diğeri de babamın bize annemin öldüğünü söylediği an olurdu sanırsam .

Hatırlamak istediklerim , hiç unutmamak istediklerim de vardı tabii. Hiç unutmamak . Yaşlanınca bile aklıma gelince gülümseyebileceğim anılar . En önemlisi de annemin kokusu . Annemin sesi . Ikisi de aklımda hayal meyal kalmıştı . Anne keşke gideceğini söyleseydin de kolunu iyice bir içime çekebilseydim.

Yavaşça ayağa kalktım . Eymen gelmeden gitsem iyi olacaktı . Şimdi onun yüzüne bakamazdım . Eminim ki bir şeyler olduğunu anlardı . Yalan söyleyecek havamda da değildim açıkçası .

Adımlarımı hızlandırdım. Saat geç olmuştu bunun farkındaydım. Arka kapıdan kimseye görünmeden çıkmaya çalışan bir prenses .

Buz tutmuş kalbi ,arkasında bıraktığı donuk yüzler . Donmuş gözleri boş boş bakıyor .
Elbisesinin önünde, kalbinin üzerinde bir vişne lekesi , kalbi kan ağlamış . Donuk elleri kalbinin üzerinde . Üzgün tabii , küçük kalbi . Kızgın tabii , kocaman öfkesi . Buzdan prenses dondurmuştur onu , sıcak öfkesiyle .

Kostüm partisinde bir prenses tabii uygundu. Ama benim gibi sahilde bir bankta oturan prenses . Ona pek prenses denemez .

Bazen Elsa 'ya özeniyorum . Kendini buzdan duvarları ardına kapattı . Yanlız sayılmazdı onun Olaf'ı vardı. Ben de belki buzdan duvarlarımın içine bir Olaf alırdım . Gerisine ihtiyacım olmazdı .

O anı aklıma getirmemeye çalışıyordum . Iç sesim biraz daha sert itsen belki olurdu diyor , dış sesim bunun mümkün olamayacağını mırıldanıyor, aralarında küçük bir kavga çıkıyordu . Iç sesimle kavga eden ben değildim . Ben sadece onları dinliyor ve hangisinin haklı olduğunu bulmaya çalışıyordum .

Onlar böyle kavga ederken beynimde büyük bir gürültü oluşuyor ve birden fazla şeye odaklanmamı engelliyordu . Benim odaklandığım tek şey kimin haklı olduğuydu.

Bir süre sonra araya vicdanım da katıldı . Ardından duygularım bilmediğim yanlarım . Bir ara elim kendini savunmaya geçip daha sert itmesinin mümkün olmadığını savundu .

Sahilde kimin haklı olduğuna karar verebilmem günün doğmasıyla açıklandı . O zamana kadar dışarıdan kendi kendime konuşuyormuş gibi göründüm.

Her bir taraf kendine göre haklıydı . Daha fazla itsem de işe yaramazdı diyordu bir taraf . Diğer taraf denemeden bilemezsin diyordu . Bir de son taraf vardı . Dudaklarım bu hissi kendinin yaşadığını ve geri kalanının karışmaması gerektiğini düşünüyordu .

Kendimce haklıyı herkes ilan ettiğimde itirazların beynimdeki gürültüsü sayesinde yine bir süre düşünemedim sonunda itirazlar kesildi . Özgür iradem yerine geldi . Belki de tartışmalara hiç katılmayan ruhum , kalbim , beyinimin birleşimi özgür irademdi . Düşünmemeyi seçerdim . Eğer seçebilseydim. Düşünmeye başladığımda hıçkırıklara boğuldum .

KUŞ BEYİNSİZ ~Askıda~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin