5.Bölüm

973 31 12
                                    


Sabah gözlerimi horoz sesiyle açtım.Köyün temiz havası uykumu almama yetmişti.Özellikle alarm değilde horoz sesiyle uyanmak farklı bir deneyim olmuştu benim için.Sevda uyandığında yaptığımız yatakları toplamaya başladık.Yatakları topladıktan sonra içeriye giren muhtar amcanın hanımı Ayşe teyze gülümseyerek konuştu bize.

"Oyy kuzularım niye zahmet ettiniz ben toparlardım ya."

"Olur hiç öyle şey Ayşe teyzem.Hem sen bize evini açtın misafir ettin.Bütün yükü senin üstüne yüklerseniz ayıp etmiş oluruz.Hem ne yaptık sanki yattığımız yatağı toparladık."

Sevda :Ayperi haklı Ayşe teyzem bu arada evinizi açıp bizi misafir ettiğiniz için teşekkür ederim.Sizin yer yatağı sayesinde eskilere gitti aklım.Çocukken anneannem gilin köyü vardı.Orada hep birlikte toplanır yer yatakları serer ailecek yatardık.Çok severdim.Nicedir özlem duyuyordum iyi oldu.

Ayşe teyze ikimize de gülümsedi.Sevgi dolu bakışları bana babaannemi hatırlatırken titrek bir nefes aldım.Biraz daha bu bakışlara maruz kalsam ağlardım.Ayağa kalkıp konuştum.

"Ben biraz hava alacağım."

Yavaş adımlarla aşağıya indim.Evden çıktığımda sabah soğuğu hafif üşümemi sağlasa da bahçede olan sandalyelerden birine oturdum.Güneş yeni doğduğu için hava çok güzeldi.Gökyüzünü izlerken aklıma Cahit Sıtkı Tarancı ' nın Yanlızlık şiiri geldi.Ezbere bildiğim mısralar dudaklarımdan firar etti.

Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan,
Tepemde kanat germiş bir kartaldır yanlızlık.
Kalp çarpıntısıyla günleri hesaplayan,
Bir benim,benim olan bir masaldır yanlızlık

Omzuma örtülen ceketle irkildim.Bakışlarım omzumdaki ellerin sahibine dönerken Yağız Egeyi gördüm.
Tam konuşacakken yanıma oturup yarım bıraktığım şiire devam etti.

Gördüm yapraklarımın bir bir döküldüğünü,
Baharda yaşamanın bilmedim nedir tadı.
Gemi yüzü görmeyen bir limanın hüznünü
Kimsesiz gönlüm kadar hiçbir gönül duymadı.

Kimsesiz kelimesine vurgu yaparken gözlerime bakıyordu.Tanıdıktı gözlerindeki acı anlıyordu beni.Bende bende senin yollarından geçtim.Bende sevgisizlik kimsesizlik acısıyla yaşadım diyordu.Şiirin son mısralarını birlikte söyledik.

Bir ayna parçasından başka beni kim anlar,
Bir mum gibi erirken bu bitmeyen düğünde ?
Bir kardeş tesellisi verir bana aynalar;
Aynalarda olmasa işim ne yeryüzünde

Cahit Sıtkı Tarancı

Odun dağ ayısı dediğim adamın içinden edebiyatçı çıkmıştı.Ama beni en çok etkileyen gözlerindeki acıydı.İlk defa duygusunu saklamadan açıkça göstermişti bana.Bende senin gibiyim demişti.

"Sabahları soğuk olur neden ceketini almadan çıktın? "

"Hava almak istemiştim bu kadar soğuk olacağını tahmin etmedim.Dışarıya çıkınca geri dönüp almakta istemedim.Bu arada teşekkür ederim ceketini verdiğin için."

Ruhumun Şifası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin