İlk Görev

471 39 138
                                    

  Gözlerimi açmaya çalıştım fakat başarılı olamadım. Yattığım yatak fazlasıyla rahattı ve hiç kalkmak istemiyordum. Yüzüme gelen saçları tam elimle diğer tarafa atacaktım ki biri benden önce davrandı. Saçlarımı okşayarak diğer tarafa attığında aklıma nerede olduğum geldi. Siktir, ben evimde değilim ki!

  Tam gözlerimi açacaktım ki duyduğum sesle yeniden vazgeçtim.

"Uyandı mı?"

  Bu sesi tanımıyordum.

"Henüz değil."

  Bu ses İstanbul'a aitti. Saçlarımı yüzümden çekenin kim olduğunu anlamak pek de zor değildi.

"Ne fark eder ki? Hata yapıyoruz. Uyanınca yine seni dinlemeyecek. Başımıza iş açacak. Gidip evine bırakalım. O da biz de kurtulmuş oluruz."

"Bunu yapmayacağımızı biliyorsun."

"Niye? Neden bu kadına ihtiyacımız var ki? Tek başına da gayet güzel cinayet işliyorsun."

"Bu konuyu konuşacağımız en son yer burası."

  Sesin sahibini bilmediğim adam alayla bir nefes verdi.

"Kadın uyuyor. Bizi duyabileceğini düşünmüyorsun herhalde."

"Açıkçası dedektife hiç güvenmiyorum."

  İstanbul tekrar elini saçlarıma atıp okşamaya başladığında hızlıca gözlerimi açtım. Ani bir hareketle bileğini tutup ters çevirdim. Yorganın altından ayağımı kurtarıp boynuna doladım ve kafasını yatağa bastırdım.

"Lan dur!"

  Adını bilmediğim adam ayağımı İstanbul'un boğazından kaldırmaya çalışırken ben daha da bastırıyordum. İstanbul ise boğulmasına rağmen gülüyordu.

"Manyak kadın!"

  Ayağımı hışımla kaldırdığında küfrettim. İstanbul yataktan kalktığımda tam hamle yapacaktım ki bana engel oldu. Yatağa tekrar düştüğümde sinirle suratına baktım. Sırıtarak boynunu ovuyordu.

"İyisin iyi."

  Yanında duran neredeyse İstanbul ile aynı boyda olan adama baktım. İstanbul kadar olmasa da yapılıydı ve güçlü olduğu belliydi. Kahverengi saçları ve daha çok kahveye çalan ela gözleri vardı. Otuzlu yaşlarında gibi duruyordu.

"Demiştim bu kadın başımıza bela olacak diye. Dakika bir gol bir seni boğdu lan!"

  Adamın dediklerine yüzümü buruşturdum.

"Pardon? Ben mi bela oluyorum? Asıl beni kaçırarak bana bela olan sizsiniz!"

  Gözlerini kısıp yüzünü buruşturarak bana baktı.

"Bir sus be!"

"İkinizin ölümü de benim elimden olacak!"

"Laflarını icraata geçirebileceğin zaman tekrar konuşalım."

  Sinirle yataktan kalkıp adamın üstüne yürümüştüm ki İstanbul kolumdan tutarak bana engel oldu. Onun kolunu da tiksinerek ittim.

"Sana bir daha bana dokunma diye kaç defa söyleyeceğim?"

  Benim ve tanımadığım adama göre fazlasıyla sakindi. Yüzünde hala bir sırıtış vardı.

"Sakin ol dedektif."

"Bu kadının sakin olması mümkün mü sence? Manyak!"

"Ben mi manyağım? Bir katile 'Tek başına da gayet güzel cinayet işliyorsun.' diyen biri mi söylüyor bunu?"

İstanbul KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin